Evde hakem gibi davranmam şart

Güncelleme Tarihi:

Evde hakem gibi davranmam şart
Oluşturulma Tarihi: Kasım 19, 2011 00:00

Adının önüne birkaç farklı titri eklemek mümkün... Hem işletmeci ve aşçı hem de dört çocuk annesi, sportmen ve stil sahibi bir kadın Ayşe Kucuroğlu... Hayatı yüksek tempoda yaşıyor ama bu koşturmacadan bir an olsun şikayet etmiyor. Son derece sosyal biri gibi görünse de gayet domestik bir kadın olduğunu saklamıyor.

Haberin Devamı

İşletmesini üstlendiğiniz mekana girdiğinizde, siz de kendinizi harikalar diyarındaki Alice gibi hissediyor musunuz?

- Evet, cupcake’lerde Alice in Wonderland, pastalarda Marie Antoinette havası var. O hissi vermeyi seviyorum gerçekten, bu anlamda kızsal düşünüyorum. Bu iş çok farklı benim için... Hobim mesleğe dönüştü diyebilirim. Mutfak Sanatları Atölyesi’nin ilk mezunuyum. Sekiz ay boyunca çok ciddi bir şeflik ve mutfak işletmesi eğitimi aldım. O sırada Kemal’e hamileydim.
      
Çocuklarınız da sizin bu hobinizden nasiplerini aldılar mı?

- Herhalde... Kemal şu an mutfaktaki her türlü kokuyu tanıyor.

Sizin daha çok domestik bir kadın olduğunuzu düşünüyorum. Dört çocuğun idaresi kolay değil. Kendinizi ne kadar eve ne kadar dışarıya ait hissediyorsunuz?

- Domestik olmayı seviyorum. Her ne kadar anneanne evimize geliyor, yemek pişiriyor olsa da yemekleri kontrol etmeyi severim mesela... Hafta sonları eşimle maç izlemeyi, izlerken de çekirdek yemeyi hiçbir şeye değişmem. Bu gibi noktalarda Türk domesliği çıkıyor ortaya işte, ama günümüze uydurulmuş hali...

Haberin Devamı

BAVUL HAZIRLAYAMIYOR ÇOCUK NASIL BAKACAK!

Dört çocuk bakmak, özgürlüğünüzü kısıtlamıyor mu?

- Benimkisi herkese nasip olmaz çünkü dört çocuklu bir özgürlüğüm var. Onların doğumundan sonra da eski hayatıma aynen devam ettim. Hiçbir zaman üç tane bebek çantasıyla dışarı çıkmadım. Kendi çantamdan ödün vermedim. Bunları yapmadan da çocuklar bir şekilde büyüyor. Yani kendi hayatınızı zedelemeden çocuk büyütebiliyorsunuz. Sadece ben değil, iki-üç çocuğu gayet iyi çekip çevirebilen çok arkadaşım var. Evde en önemli şey hakem olabilmekten geçiyor ama... Birine bir öpücük verirken, diğerini iki kez öperseniz sorun çıkıyor işte... Adil olmak gerekiyor.

Eskiden beri mi çocukları çok severdiniz?

- Çocuklarla gerçekten alakam yoktu. Hiçbiriyle iletişimim yoktu. Ayıp olmasın ama “Çocuk mu? Sevmiyorum!” diyordum. Ben çocuk sevgini, kendi çocuklarım doğduktan sonra öğrendim. Bugün yaptığım işte onların da payı var.

Öyleyse bir biri ardına dört çocuk dünyaya getirince aileniz ve eski dostlarınız da şaşırmıştır...

- Doğru, ailem de benden bunu beklemiyordu aslında... “Daha kendi bavulunu hazırlayamıyor, nasıl çocuk bakacak?” diyorlardı. şimdi dünyanın en pratik bavulunu hazırlıyorum. Çünkü çocuklar doğduktan sonra zamanı daha iyi kullanmaya başladım. Artık günden daha çok faydalanıyorum. Kendime kalan vakitleri de daha doğru şekilde değerlendiriyorum.

ÇOCUK YA ÇOK OLSUN YA DA HİÇ OLMASIN

Bu kalabalıkta nasıl yalnız kalabiliyorsunuz?

- Herkesin özel alanı var. Zedelenmiyorum çünkü iş hayatımı kendime ayırdığım özel alanımın içerisinde görüyorum. Böyle olunca eve tazelenmiş bir şekilde dönüyorum. Küçük şeylerle mutlu olmayı bildikten sonra her gününüz güzel geçiyor. Ayrıca evde beni destekleyen biri var; eşim... Bunu hissetmek beni rahatlatıyor. Mesela doğum sonrası çoğu kadın depresyona girer, ama o depresyon benim kapımdan geçmedi, buna zamanım olmadı. Modayı, eğlenceyi, arkadaşları, kızlarla akşam yemeklerini hayatınızdan çıkarmadığınız müddetçe, hayat aynı şekilde devam ediyor. Çocuklar sadece sizin parçanız. Ben onlara baktıkça Taner’i görüyorum. Evde dört tane daha Taner var diyorum ve bambaşka bir aşk bu. Kendimi onlara parçalatmadım ama bir çocuk üç kişiyi de tek parmağıyla idare edebilir.

3+1 kuralı koyduğunuz doğru mu?

- Evlendiğimiz zaman çocuğumuz olacaksa çok olsun, olmayacaksa hiç olmasın diye bir karar aldık. Önce bir tane yaptık. Sonra iki, üç oldu. Dört gelince bir baktık, üçle dördün farkı yokmuş. Kim bilir belki de beş olur. Suna, Happily Ever After ile yaşıt.

ÇOCUKLARA ÇİNCE ÖĞRETMEYE BAŞLADIM

Çocuklarla birlikte neler yapıyorsunuz?

- Birlikte arabayla bir yerlere gitmek, 80’ler-90’lar dinlemek ve Queen söylemek, onların eğlencesi. Benim de şarkı söylememi seviyorlar. Kemal müzeye gitmeyi çok sever, o yüzden müze kartı çıkarttık. Ayın belli zamanlarında Dolmabaçe Sarayı, Ayasofya ve Topkapı Sarayı’na gidiyoruz. Dede de bize eşlik ediyor. Sinemaya gidiyor, haftanın bir günü fastfood yiyor, fırın bölümüne girip birlikte cupcake pişiriyoruz.

Peki siz neler yapmaktan keyif alırsınız?

- Kitapçılarda dolaşırım. Vitrin gezer, ayakkabı bakarım. Bu ara Çince’ye vakit ayırmaya çalışıyorum çünkü çocuklara öğretmek istiyorum. Önemli olan Çince’den para kazanmak değil, öyle olsa ben kazanırdım. Önemli olan o kültürü onlara öğretmek. Simgesel bir dil öğrenmek başka bir gözünüzü daha açıyor. Suna sayıları yazabiliyor şimdiden. Onlara verebileceğim en güzel miras bu.

Spora vakit ayırıyor musunuz?

- Hafta iki ya da üç gün spor hocamla bir saat çalışıyoruz. İlk kez bir hocayla belli bir disiplin altında spor yapıyorum bu arada...

Son olarak cildinizin genç ve bakımlı kalması için neler yaptığınızı sorsam...

- Güzellik ürünleri satın almayı çok seviyorum. Özellikle de spa ürünleri... Organik, yenilebilir kozmetik ürünleri kullanıyorum.

Haberin Devamı

SÜPER KADIN DEĞİLİM

10 parmağınızda 10 marifet var diyebilir miyiz?

- Süper bir kadın değilim aslında. Beklentilerim hiç yüksek olmadı. Onlara kavuşmak zorunda olduğum bir durum da yaşanmadı. Hep bir iki günlük amaçlarla yaşadım.

Farklı iş girişimleriniz olacak mı?

- Yakında Bebek mahallesine yetecek kadar ekmek üretiyor olabileceğim. Happily Ever After’ın yanına fırın bölümü açıyoruz. Fırından alabilecekleri ne varsa, benden alabilecekler.

Happily Ever After ile başka yeni planlarınız var mı? ışleri büyütmeyi düşünüyor musunuz? Belki birkaç şube...

- Bizden franchizing almak istediler ama bu ne bize uygun ne de tam anlamıyla anlaştığımız bir yer çıktı. Çocuklarımın deam ettireceği, klasikleştirmeye çalıştığım bir yer için tabii ki uzun vadeli şeyler düşünüyorum.

Haberin Devamı

MODELLİK HAYATIMIN KÜÇÜK EĞLENCELERİNDEN

Stiliniz çok dikkat çekiyor, modayla yakından ilgilisiniz. Fiziğiniz de çok düzgün ve zaman zaman modellik yaptığınızı biliyorum. Peki bu işe daha çok zaman ayırmak geçmedi mi hiç aklınızdan?

- Hayır. Hayatımın küçük eğlencelerinden biri sadece... Geçmişte yakın modacı arkadaşlarımla yeni koleksiyon çekimlerinde çalıştım. ınanılmaz keyifliydi. şimdi, dört çocuklu evime girdiğimde, “Kimseye nasip olmaz Hakan Öztürk’e, Tamer Yılmaz’a fotoğraf çektirmek” diyorum. Hayatımın bir kısmında da bunlar olduğu için mutluyum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!