Eurovision gruplaşması
Güncelleme Tarihi:
TRT, Eurovision’da nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini belirlemek üzere Danışma Kurulu oluşturdu.Önceki gün düzenlenen toplantıda kurul üyeleri fikir ayrılığına düştü.
Eurovision’la ilgili tartışmalara son vermenin yollarını arayan TRT, bunun için bir Danışma Kurulu oluşturdu. Sertab Erener’in birinciliğinden bu yana Eurovision’da Türkiye’yi temsil etmiş şarkıcı, besteci ve eser sahipleri ile sektörün önde gelen isimlerinin yer aldığı kurul, önceki gün İstanbul Radyo ve Televizyonu Mesut Demir Stüdyoları’nda toplandı. Önümüzdeki yıl İsveç’te düzenlenecek 58. Eurovision Şarkı Yarışması için nasıl bir yol izleneceği ve Türkiye’yi temsil edecek ismin nasıl seçileceği konularının masaya yatırıldığı toplantıda fikir ayrılığı doğdu, kurul üyeleri ikiye bölündü.
Sunuculuğunu Bülend Özveren’in yaptığı, Sertab Erener, Arif Sağ, Attila Atasoy, Garo Mafyan, Işın Karaca, Sezen Cumhur Önal, Ali Kocatepe, Metin Özülkü gibi ünlü isimlerin hazır bulunduğu toplantıda, bir grup “TRT en doğrusunu yapıyor, böyle devam etmeli” derken, diğer grup “TRT önce besteyi, sonra o besteciye uygun sanatçıyı seçmeli” fikri üzerinde durdu. TRT yetkilileri, toplantıda gündeme getirilen fikirleri değerlendirmeye alacaklarını belirtti.
Sanatçılar ne diyor?
* Sertab Erener: Evet, şarkı çok önemli ama bu iş biraz da futbola benziyor. Golü atmak için çok iyi bir ekip lazım, şov lazım. Şov akıllıca olmalı.
* Garo Mafyan: TRT bence en doğrusunu yapıyor. Bize düşen yapıcı eleştiriler sunmak.
* Arif Sağ: İngilizce bir şarkı yarışarak ulusal başarıdan ne kadar bahsedebiliriz. Ulusal dil, ulusal edebiyat, modern danslar. Bunlar ne kadar başarı getirir bilmiyorum.
* Fuat Güner: Eurovision için şarkı yarışması deniyor ama bu artık daha çok bir PR ve şov yarışması. Şarkı ikinci planda kaldı.
HADİSE ÇOK KAPRİSLİYDİ
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, üç yıl önce Eurovision’da Türkiye’yi temsil eden Hadise ile ilgili sert açıklamalarda bulundu: “Hadise biraz kaprisliydi. Giydiği kıyafetin rengini bile bize söylemedi. Bazen odasından bile çıkmıyordu. Oradakileri arayıp ‘Dönün gelin’ diyeceğim zamanlar oldu!”