Hakan GENCE / hgence@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2008 00:00
Mor ve Ötesi son albümleri Büyük Düşler’den 2.5 sene, Eurovision’dan da kısa bir süre sonra yeni albümleri Başıbozuk’u bu hafta çıkarmaya hazırlanıyor. Grup üyeleri Rakun Müzik ofisinde buluştuğumuzda bütün şarkıları büyük bir hevesle dinletiyorlar. Parçaların remiks versiyonları çalarken yerlerinde duramıyorlar. Biz de onları yakalamışken Eurovision yarışmasından yeni kurdukları Rakun adlı müzik şirketine kadar bütün soruları sorduk.
Eurovision’la sizi 7’den 70’e herkes tanıdı. Bu durum yeni çalışmalar için üzerinize bir sorumluluk yüklüyor mu?
Harun Biz nereye geldiysek, acaba kime hitap edelim gibi kaygılar taşımadığımız için geldik. 7’den 70’e bir kitle varsa, onların hepsini kapsayacak bir şey nasıl yapılır? Bu çok havada kalıyor. Kendimizi doğru ifade ettiğimizde ilgi çekiyoruz.
Eurovision’un şimdiye kadar pek çok sanatçıya yaramadığı söylenir. Size yaradı mı?
Kerem Yaradı gibi gözüküyor. En azından biz hiçbir kötü yansımasını görmedik. Yurtdışıyla buluştuk. Yurtdışında kurulan fan kulüplerimiz, Last Fm ve My Space’deki dinlenme oranlarımızdaki artış, gelen konser teklifleri, bir parça ektiğimizi biçeceğimizi düşündürüyor.
Peki İngilizce albüm olacak mı?
Harun Şu an için yok ama gelecekte İngilizce şarkılar yazmak gibi bir planımız var. Bir İngilizce bir Türkçe albüm bile gelebilir.
PATRON GİBİ HİSSETMEK KİŞİLİĞİMİZLE BAĞDAŞMAZ
Eurovision’da seneye bizi temsil edecek Hadise ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Harun Kolay gelsin. Zorlu bir yolculuk olacak. Biz orada grup olmanın büyük faydalarını gördük.
Kurduğunuz şirket Rakun Müzik’te işler nasıl gidiyor. İlk projeniz Sakin size çok benzetildi. Albüm sattı mı?
Kerem Her açıdan memnun etti. Gerçi 2007’de bir plak şirketi kurup indie rock albümü çıkarmak hiç akıl karı değil. Arkasında milyonlarca dolar sermaye bulunan koca holdingler bu sektörden kaçmaya başlamışken bizim mutluluğumuz biraz acayip oluyor.
Kapitalizm karşıtı sözler söylerken müzik şirketi sahibi olmanız dinleyicileriniz tarafından eleştiriliyor...
Harun Biz hem bu plak şirketine ortak, hem de bağlı bir grubuz. Doğru olduğunu bildiğimiz şeyi yaptığımız sürece bir sorun hissetmiyoruz.
Kerem Patron gibi hissetmek, bu titri üstümüze almak bizim kişiliğimizle bağdaşmıyor. Uzun zamandır çalıştığımız bir ekibimiz var. Rakun, bizim sahnemizi kurarken ışık kulesine tırmanan teknik elemanımızın da sigortalı olabilmesini sağlıyor.
HAYATIN HER ALANINDA ARAMIZDAN SU SIZMAZ
Mor ve Ötesi’nin dağılmaması için kendi aranızda bir sözleşmeniz var mı?
Harun Yok. Birbirimize sözleşme imzalayacak kadar uzak değiliz.
Aranızdan biri çıkıp ben gruptan ayrı solo bir albüm yapıyorum derse rahatlıkla bunu yapabilir yani?
Harun Kim ne zaman bir solo albüm yapmak isterse yapar. Hayatında bir şeyler yapmak isteyen olursa da diğer üçü dur yapma demez.
Hep çok iyi anlaştığınızı söylüyorsunuz. Çekememezlik hiç mi yaşanmıyor?
Harun-Kerem Burak’ın boyunu kıskanıyoruz.
Artık birbirinizin bakışlarından ne demek istediğini anlayabiliyor musunuz?
Harun Bundan da öte bir şey. Sahne üzerinde dört kişi bakışmadan bile anlaşıyoruz. Hayatın bütün alanlarında aramızdan su sızmıyor. Bunu da geçirgen bir tül ile sağlıyoruz diyebiliriz. O tülden su da havada geçer ama taş attığınız zaman geriye doğru seker.
YENİ ALBÜM BAŞIBOZUK
İddia parçasıyla iddialılar
Mor ve Ötesi’nin yeni albümü Başıbozuk için üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde, Eurovision yarışmasında çaldıkları "Deli" parçasıyla birlikte, İdda ve Sonbahar isimli iki yeni şarkı var. Bunları Eurovision tanıtım gecesi sahneledikleri "Kış Geliyor, Re ve Bir Derdim Var"ın canlı kayıtları takip ediyor. Ardından Kördüğüm, Deli, Küçük Sevgilim ve Darbe gibi sekiz şarkının remiks versiyonları bulunuyor. Albüm 5 ayda hazırlandı. Kendi müzik şirketleri Rakun etiketiyle çıkan ilk albümleri.
Açılış parçası "İddia" albümün en iddialı parçası. Bir önceki albümlerindeki "Canbaz"ı sevdiyseniz bu şarkı da hoşunuza gidecek. Sonbahar alt yapı olarak biraz daha sert. Albümün büyük bölümünü oluşturan remiksler de ilginç. "Darbe" isimli şarkıda grup üyelerinden Burak Güven’in ve İddia’nın remiksinde Kerem Kabadayı’nın imzası var. Burak Güven "Remiks dendiğinde aklımıza, şarkıda bir iki değişiklik yapıp alt yapıya bir dans ritmi koymak geliyor. Fakat bizim şarkılarımız, yaptıkları işlere ve yaratıcılıklarına güvendiğimiz insanlar tarafından yeniden ele alındı."
Remiksler bu sene gece kulüplerinde fazlasıyla çalınacak gibi duruyor. "Tiki" gece kulüplerinin yıldızı olmak Mor ve Ötesi’ni rahatsız eder mi? Harun Tekin, "Aman kulüplerde şarkılarımız çalmasın gibi bir kaygımız yok" diyor: "Bize sadece diskolarda çalsın diye yapılan işler biraz problemli geliyor. En azından bu sefer parçalar bizim isteğimize göre şekillendi."
Bu kadar aradan sonra Eurovision için yapılmış şarkılarla karşılaşmak hayranlarınızı hayal kırıklığına uğratabilir mi, diye soruyorum. Harun Tekin hiç bir şarkının özel olarak Eurovision için yapılmadığını söylüyor: "Yarışma için teklif geldiğinde üç şarkı isteniyordu. Zaten yedi aydır çalıştığımız üç şarkımız vardı. Deli eleştirildi ama kimse ’Bu Mor ve Ötesi şarkısı gibi değil’ demedi."
BAŞIKBOZUK OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Albümde Başıbozuk isimli bir şarkı olmamasına rağmen neden bu ismi seçtiler? Harun Tekin bu ismin Deli ile bağlantılı olduğunu söylüyor: "Eurovision şarkısının Deli olduğu belli olunca, hayatımızda en az altı ay sürecek bir deliliğin başladığı da çok açıktı. O delilik, üç dakikalık bir performansı, 110 milyon kişinin canlı olarak izlediği 24 Mayıs akşamı son bulmuş olsa da, bir yılımızın ilk yarısını kapladı. Biz de o sıradaki ruh halimizden ve itaatkar insanlar olmamamızdan hareket ederek albüme bu ismi verdik." Burak Güven de hemen ekliyor: "Biz Başıbozuk olmaya hayat boyu devam edeceğiz."
GENÇLER ROCK YAPSIN DAHA İYİ
Grup üyeleri rock müzik arabeskleşiyor mu tartışmasında rocka yönelik eleştirilere katılmıyorlar. Kerem Kabadayı şöyle diyor: "Çocuklar, gençler minik minik çete özentilerine kapılacağına, siyah takım elbiselerle televizyon dizisi takip edeceğine, rock yapsın daha iyi." Harun Tekin de buna katılıyor: "Tıpkı en kötü demokrasinin en iyi diktatörlükten daha iyi olabileceği gibi..."