Güncelleme Tarihi:
Onunla ilk röportaj yapan gazeteci benim yanlış bilmiyorsam. Altı yıl önce Nişantaşı’ndaki atölyesine gittiğimde daha 25 yaşındaydı. Parsons School of Design’da moda tasarımı eğitimi almıştı. Bir süre Donna Karan’ın yanında çalışıp, kendi tasarladığı şapka ve kemerleri New York Soho’daki butiklere satmıştı. Türkiye’ye dönünce İpek Kramer’e gecelik, Beymen Club’a giysi tasarladı. Fazla da oyalanmadan kendi ismiyle kendi markasını kurdu. Hâlâ genç ama bugün geldiği noktada yaşından beklenmeyecek kadar çok iş yapıyor.
En yeniden başlayayım. Bir kere Teşvikiye Caddesi’ndeki atölyesini ve showroom’unu Abdi İpekçi Caddesi’ne taşıdı. Bundan böyle müşterilerini çok şık bir mekanda ağırlayacak. Ben en çok uzun koridorun, duvar perdeleri sayesinde podyum gibi görünmesini sevdim.
BU YAZ ÇOK SEKSİ
Tasarımcının ana markası tabii ki Gamze Saraçoğlu. Markasının nasıl değiştiğini ve durduğu yeri şöyle anlatıyor: “Markamın ilk yıllarında tamamıyla vintage kavramından beslenirdim. Bugünkü ilham kaynaklarım arasında tarihi kitap ve filmler yine var ama vintage eskisi kadar ağır basmıyor. Müşterilerimi dinleyerek bu noktaya geldim. Günümüzün kadını kaliteli kumaş, teknolojik altyapı, farklı tasarım ve uçuk olmayan fiyat istiyor. Ben de dördünü bir arada vermeye çalışıyorum. Beden küçültücü korseler yapıyorum, ipekli kumaş ve pilise gibi detaylarla kayganlık ve romantiklik hissi veriyorum. Her defilede izleyeni şaşırtmak tek amacım. Kendini tekrarlarsan işin cazibesi kalmıyor çünkü. 2011 yaz koleksiyonum Papila’da tamamıyla seksi bir kadın yarattım. Bir bebeğin anne karnında hayat bulmasını anlatıyordu. Cenin sıvısından aldığım ilhamla transparan kumaşlar kullandım. Anneliğin gücünü simgelemek için omuz detaylarına ağırlık verdim. Kadının eşsizliğini anlatmak için sırt, bel, bacak ve göğüs dekolteleri yaptık. Kısa elbiselerin hiç olmadık yerlerinde, mesela kasığın hemen altında transparan şeritler var. Kısalar gerçekten kısa, uzunlar da yerlere kadar. Zaten hiç ara boy yapamıyorum. Etek boyu ya kısacık ya da upuzun olacak.”
Saraçoğlu 2007’de bir organik markası yarattı. İsmi Purley. Gamze Saraçoğlu markasının satıldığı bütün ülkelerde Purley de çok ilgi görüyor. Londra, Dubai, Kuveyt, Kopenhag, Paris ve Katar’daki butiklerden çok iyi tepkiler alıyor. Türkiye’deyse Balıkesir’den Antalya’ya kadar birçok ilde satılıyor. Ama bu yaz daha fazla noktaya ulaşacaklar çünkü artık internet alışveriş sitesi Limango’da da satılıyor bu koleksiyon. Fiyatlardan örnek vermek gerekirse; organik tişörtler 49 lira. Purley koleksiyonuna ait ürünleri bugün ve yarın İstanbul’da Bebek Şenliği kapsamında düzenlenecek Galatamoda’da da deneyip alabilirsiniz.
37 MAĞAZADA SATILIYOR
Gelelim Cotton Bar’a... Boyner’in en önemli ve tanınan markalarından Cotton Bar’la Saraçoğlu 2007’den beri çalışıyor. Markayı çok değiştirdi. Ne kadar mı? “Bir zamanlar sadece erkek gömleği satan bir markaydı. Sonra zamanla koleksiyonunu genişletti, çalışan kadınlar için alternatif oldu. Ben geldiğimde sadece tayyör, etek, ceket, pantolon satıyorlardı. Risk aldım ve elbise tasarladım. Çok sattı. Haftasonu koleksiyonu da yaptık, kokteyl elbiseleri de...
Bir tasarımcının dokunduğunu biliyor, görüyor ve hissediyorsunuz. Cotton Bar kıyafetiyle davetlere katılan iş kadınlarının sayısı artıyor. Boyner’in Türkiye genelindeki 37 mağazasında satılıyor. Hatta bu sezon tüm vitrinleri bu koleksiyonla yaptılar. Fiyatları da ulaşılabilir, ceketler 219 lira mesela.
BEYAZIN HAKİMİYETİ
Cotton Bar yaz koleksiyonunda elbiseler, pantolon-ceket takımlar bembeyaz. Bunlar ya çok sade ya da pilise, drape ve degaje yakalar gibi kumaş oyunları var. Siyah yerini bej tonlarına bırakıyor. Kullanışlı elbiseler, rahat pantolonlar, yüksek belli etekler var. Bunun dışında gri, mavi ve sarı öne çıkan renkler. Çiçek desenleri de var ama Cotton Bar yorumuyla...