Güncelleme Tarihi:
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın merakla beklenen 33.bölüm fragmanı yayınlandı. Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 33. bölüm fragmanında Hızır'ın planları Ünal'ı öldürmek üzere kuruluyor. İşte Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 33.bölümde yaşanacaklar.
SON BÖLÜMDE NELER YAŞANMIŞTI?
Ünal Kaplan'ın güç gösterisi bir yıkıma daha sebep olur. Ölüm Hızır'ın çevresinde bir çemberdir artık. Önce Selim sonra Ahmet'in ölümüyle dost kaybının acısı eksik olmaz yüreğinden. Her ne kadar masa tekrardan toplanmış, dost düşman el sıkışmış olsa da kimse kimseye güven vermez. Eskiden ihanetin yer bulamayacağı masada şimdilerde sadakatten eser yoktur. Viktor'un yerine masaya oturacak Moskof Özkan ismi de Hızır'ı huzursuz eder. O'nun gelişiyle birlikte masaya pislik bulaşacak, belki de ticaret yön değiştirecektir. Hızır bunlarla uğraşırken bir de kendine kurulan yeni oyunu fark ettiğinde işler yine karışır. Meryem artık yuvasındadır. Geçmişin üstüne bir çizgi çekip ailesini tekrardan bir arada tutmak onun görevidir. Kurtulması gereken son bir şey kalmıştır o da Nazlı ve bebeği! Şehri terk etmesi beklenen Nazlı ise kucağında bebeğiyle ailenin kapısında belirir. Uzun zamandır beklenen mutlu aile tablosunun canlandırıldığı Pazar kahvaltısında yaşanan bu gelişme herkeste şok etkisi yaratacaktır.
EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ 31. BÖLÜMDE NELER YAŞANDI?
Mahmut'un ölümüyle birlikte herkes derin bir nefes alır. Ancak bu rahatlama çok uzun sürmeyecektir; çünkü Viktor henüz kana doymamıştır. Ticaret yapmak adına Ünal Kaplan'ın masasına davet edilen Viktor ve masanın eski üyeleri bir araya gelseler de başlattıkları savaşı bitirme niyetinde değillerdir. Kapanmak bilmeyen hesaplar, nihayete ermeyen düşmanlıkların kaçınılmaz sonunda yine acı, keder ve ihanet vardır... En büyük musibetten kurtularak huzur bulan Hızır Çakırbeyli'nin mutluluğu Meryem'in de eve dönüşüyle ikiye katlanır. Ailesinin bir arada olmasını çok özlemiştir ve artık her şey eskisinden daha güzel olacaktır. Onların hayal ettiği güzel günler Nazlı'nın hayallerinin yıkılmasına yol açar. Hızır'ın tercihleri Nazlı'nın seçeceği yolu belirleyecektir.
EŞKIYA HÜKÜMDAR OLMAZ'IN KONUSU
Çocuk denecek yaşta girdiği yeraltı dünyasının tepesine doğru tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikayesi anlatılmaktadır. Yeraltı dünyasına giren her adam haksızlıklara başkaldırmaya yemin eder. Güçlenip zenginleştikçe kendisi bu haksızlıkların kaynağı olur...
Hızır Çakırbeyli sevda adamıdır... Sevmekten hiç kaçmaz... Sevilmeyi de pek sever... Hayatındaki tüm kadınların odağında olmak ister; annesi, karısı, kızı ve sevgilisinin... Kardeşini, oğlunu, yeğeninin ve ailesinin diğer fertlerini de canından aziz tutar, onlar için fedakar bir "baba"dır... Vefakar bir dosttur... Vazgeçilmez bir ağabeydir. Adil ve cömert bir reistir... Bu özellikleri onun sonu olacak yerde Hızır'ı yeraltı dünyasında da yüceltir... Sözüne güvenilir, daima iş yapılır bir adam haline gelmişken devletin radarına takılır... Devlet kontrol etmek istediği gayri meşru faaliyetleri yürütmek için ondan iyi bir aday olmadığını düşünür... Bu Çakır'a en büyük olma teklifidir...
Teklif öyle iki tarafı keskin bir kılıçtır ki, kabulü halinde "mafya" ailesine ihanet, reddi hali ise ebediyen mahkumiyettir... Devletin Hızır Çakırbeyli'ye koltuğunu vaadettiğini farkeden büyük patron, etrafını ihanetle örülü bir ağla çevirir... Hızır Reis'in özel hayatı da dalgalıdır... Birkaç yıl önce sevdalandığı mimar Nazlı diğer tarafta eşi Meryem...
EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ'DAKİ KARAKTERLER
HIZIR ÇAKIRBEYLİ
20 yıldır evli, iki çocuk babası… Annesi ona Hızır diye hitab ediyor, alemde Hızır Reis olarak anılıyor ve sevenleri ona Çakır diyor… Çakır’ın hayatını değiştiren olay ağabeyi ömerin hasımları tarafından öldürülmesi… Çok sevdiği ağabeyinin ondan istediği tek şey olan mühendis olmayı rafa kaldırıp, ağbisinin intikamını alarak önce cezaevine sonra yeraltı dünyasına giriyor… Mükemmelci bir adam değil ama öyle görünüyor… Kontrolünü kaybeder mi? Nadiren. İşle ilgili kontrolünü kaybettiğinde yıkıcı bir adama dönüşmekte… Özel hayatıyla ilgili kontrolünü kaybettiği tek an ise Nazlı’yı gördüğü an… Sevdalanmayı biliyordu… Daha önce iki kez sevdalanmıştı… İkincisi karısı Meryem… Ama Nazlı’nın ona yaşattığı his kalp ağrısından beter idi… Yanlış olduğunu biliyordu, bunun sonunda mutluluk olmadığını hem Nazlı’yı hem Meryem’i kaybedeceğini biliyordu ama kendisini kontrol edemiyordu… Nazlı’yı bir yıl uğraşıp kendisine aşık etti… Ve sonrası daha beter oldu… Şimdi belki daha da çok sevdalı Nazlı’ya… Onun da kendisine çocuklar vermesini istiyor… Yeraltı dünyasında Hızır’ın düştüğü sevda halleri bir zaaf olarak görülür… İnsanı zaafları hedef haline getirir. Hızır bunu bilmez mi? Bal gibi biliyor… Bazıları diyor ki Hızır hep insanların basmakalıp düşüncelerini altüst ettiği için bugünlere geldi. Bu durumu da lehine çevirir, hasımları ona saldırdığında hepsini alteder… Başkaları da diyor ki sevdaya düşen eşkıya pusuya düşen eşkıyadan beter vaziyettedir, muhakkak kaybedecektir… Canını kurtarsa bile geleceğini yitirecektir… Hızır eski kulağı kesiklerdendir, her şeyi duyar… İçindeki ses ona en büyük olacağını söylüyor ama bi taraftan da diyor ki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…
ÜNAL KAPLAN
Mafya Babalarının babasıdır. 12 kişilik masanın başındaki isimdir. Dizinin en kötü karakteridir. Merhamet duygusundan yoksundur. Sezgileri çok güçlüdür. Karısının öldüğü günden beri kızını en ufak bir çöpten bile sakınmaktadır. Hızır Çakırbeyli'nin abisini öldürtmüş, ama bunu gizleyerek Hızır'ı yanına çekmiştir. Silah kaçakçılığı yaptığı için devletle ve özellikle istihbaratla arası iyi değildir. İstihbaratçı Nevzat'ı Hızır'a öldürtmek istemiş, Hızır'ın oynadığı oyundan habersiz olup onu bir şekilde içeri attırmıştır. Bir kızı vardır. Bu hayattaki en büyük varlığı kızı Özlem'dir. Sağ kolu Özer Çetiner'dir. 10. bölümde yerini Hızır Çakırbeyli'ye bırakmıştır. Ancak çok daha büyük bir planı vardır. Hızır'ın şimdiki planı masadakileri değiştirmektir. Masada 5 kişi eksikken Hızır yeni adamlar getirmiştir. Kızı Alparslan tarafından kaçırılmış, Ünal'da bunun hesabını sormak için harakete geçmiştir. Şahin Ağa'yı Mahmut'a vurdurmuştur. 18.Bölümde Ünal'ın sağ kolu olan Özer ve masa üyesi Yılmaz Ünal'ı satıp Hızır'ın tarafına geçmişlerdir. Kızı Özlem Sibiryalı Kartal tarafından öldürülmüştür. Ve artık Ünal Kaplan'ı kimse duruduramayacaktır. İlk olarak Alparslan'ı veliahtı olarak seçip masaya oturtmuştur. Artık Alparslan Ünal'ın masadaki temsilcisidir. İlyas'ın sevgilisi Esra ise Ünal'ın manevi kızı olmuştur. En büyük düşmanları Hızır Çakırbeyli, İstihbaratçı Nevzat ve İstihbaratçı Davut'tur.
İLYAS ÇAKIRBEYLİ
Abisi gibi silah kullanma konusunda beceriklidir. Bu sebeple masada abisinin varisidir. Çok atak ve serttir, sinirlendiğinde gözü hiçbir şey görmez. Esra'yı sevmektedir. En büyük düşmanı Mahmut'tur. Abisinin Ünal tarafından hapse attırılması sonrası masada abisinin vekili olarak bulunmuştur. Hızır'ın uyarısını dikkate alarak kendisine tuzak kurduğundan şüphelendiği Kemal ve Murat'ı öldürmüştür. Devlet'in Babalar Operasyonuyla Selim, Tipi, Ahmet ve Refik gibi masa 'üyelerini içeri alması sonrası Mahmut güçlenmesinden korktuğu İlyas'ı tahrik etmiş, bunun karşılığında öfkesine hakim olamayan İlyas Mahmut'u ağır yaralamıştır. Babaların hapishaneden çıkıp kurduğu mahkemede Şahin Ağa tarafından silahsız gezmesi kararlaştırılmıştır. 7. bölümde Mahmut tarafından sniper tüfeğiyle uzaktan vurulur ve komaya girer. Ancak daha sonra ayağa kalkmış ve Selim tarafından silahı geri verilmiştir. Selim'in isteği üzerine masada Selim'in yerine toplantılara katılır.
MERYEM ÇAKIRBEYLİ
Meryem net bir insandır. Kocası evlendikten sonra ilk hapse girdiği zaman ona söylediklerini gün gibi hatırlıyor… Bir daha burada olacaksan Türkiye’nin hatta dünyanın en büyüğü ol ki girdiğin günaha değsin… Biliyor ki Hızır onun söylediği hiçbir şeyi gözardı etmez, daima aklının bir köşesine yazar… Çocuklarına dair Çakır gibi korkuları yok… O yüzden ikiden fazlasını yapmadı zaten. Nasılsa kızını da oğlunu da istemediği bir hayatın içine sokmayacak… O kayınvalidesi Hayriye’den daha güçlü bir kadın… Çakır’ın Nazlı ile olan ilişkisinin karşısında bile her zaman dimdik ayakta.. Bi yerde çakır ondan intikam alıyor diye düşünüyor. Yoksa kocasının ondan başka birisini sevebileceğine ihtimal vermiyor… Uykuyu, tembelliği, tatili hiç sevmez… Ona göre insanoğlu boş durduğunda kendisine acır, kendisine acıyana insanlar acır, acınan insan ise önce kendisini sonra her şeyi kaybeder. Bu yüzden evinde insan da çalıştırmaz… Sadece gençten birileri gelirler, günlük temizliğe yardım ederler… Alışmayı da sevmez… ne lükse ne konfora alıştırmamıştır kendisini… Kocasının bir günde her şeyi kaybedebileceğini hiç unutmamaya çalışır… Farkında değildir ama kocasının elde ettiği güce çoktan alışmıştır… Ailenin erkeklerine bir şey olsa bu kocaman mafya ailesini Meryem rahatlıkla yönetebilir… Böyle sevgi dolu bir kadın gerektiğinde ölüm emri verebilir mi? Söz konusu ailesi ise ve öldürülecek olan bunu hakkediyorsa evet…
NAZLI MERİÇ
Çalışmayı çok sever… Zengin olmanın değil ama başarılı olmanın hayallerini kurmuştur… evli çocuklu bir mafya babasına sevdalanmıştır… Üstelik de aralarında 20’ye yakın yaş farkı varken… Onun “kadını” olmayı kabul etmiştir, ondan hamile bile kalmıştır? Bin kere pratik yapsa da bir kez bile boşanmazsan yüzümü asla göremezsin diyememiştir? Çakır’la konuşmayı en sevdiği konu budur… Neden diye sorar, cevabı hep aynıyken “sevdadan”… Bunu kaderci bir yaklaşım olarak görür ve en çok da buna içerler… Kendisi kaderci değildir, akılcıdır… Bir nedeni olmalı bu yaptığı akılsızlığın… Yoksa hangi kadın ikinci olmayı kabul eder? Hangi kadın bir mafya babasının ilk ve tek erkeği olmasına izin verir? Hangi kadın sevdiği adam için ailesinin onu reddetmesine izin verir? Galiba Çakır’ın dediği gibi hepsi sevdadan… Diyelim ki Çakır’dan hiç çocuğu olmayacak, yine bu ilişkiye devam eder mi? Evet… Çakır’ın onu hiç bırakmayacağını biliyor. Ya hayatlarına üçüncü bir kadın girerse? Bazen olabilir dese de asla böyle bir şeye ihtimal vermiyor… Ya bir gün Çakır kendisini terkederse? Öldü Kabul ederim diyor, ve sevmeye devam ederim…