Ayten SERİN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2006 00:00
Avrupa Plastik Cerrahi Derneği (EURAPS), 17’nci Kongresi’ni dün İstanbul’da tamamladı. Kongrenin ev sahibi, plastik cerrahi uzmanı Prof. Dr. Onur Erol’du. Türk plastik cerrahlar, uluslararası bilimsel yayınlarda sayı bakımından ABD’den hemen sonra geliyor. Avrupa’da ise birinci sıradalar. Prof. Dr. Erol, Avrupa’nın alanında en elit derneğinin kongre yeri olarak İstanbul’u seçmiş olmasını da biraz buna bağlıyor.
Dünyada, burun operasyonlarında kullandığı ve tıp literatürüne "Turkish Delight" (Türk Lokumu) ismiyle giren metoduyla tanınan Prof. Dr. Erol’la, kongreyi fırsat bilip biz de estetik cerrahinin son yeniliklerini konuştuk.
ARTIK 30 YAŞINDA BİLE DOKU NAKLİNE BAŞLIYORUZ
Yeni trend, mümkün olduğu kadar minimum müdahale dediğimiz ameliyatsız güzellik sağlamak. Sonra küçük ameliyatlar, daha sonra gerek olursa büyük ameliyatlar... Basit işlemlerle bir nevi estetik cerrahinin koruyucu hekimliğini yapıyoruz, insanları geç yaşlandırıyoruz. O yüzden ben yağ enjeksiyonuna da doku kokteyline de 30 yaşındaki kişilerde bile başlıyorum. Çünkü bunlar estetik cerrahinin koruyucu hekimlik uygulamaları. Eskiden böyle değildi direkt ’yüzünüzü gerelim’ denirdi. Kaş asma, yanak asma, bunlar kesip biçmeli, sıyırmalı operasyonlar değil.
BAKTINIZ ORADA BOTOKS ŞİŞLİĞİ VAR, GÜLMEZSİNİZ
Kırışıklıklar genellikle alın, göz kenarları gibi yerlerdeki çizgilerde aşırı hareketlilik sonucu oluşur. Botoksu, eğer bu noktalara yönelik aşırı bir hareket varsa her yaşta öneririz. Bazen yaptığımız ameliyatın sonucunu korumak bazen de kişinin kendiliğinden kırışmasına mani olma bakımından. Botoks, aslında bulunduğu bölgeyi germekten çok, alışkanlıklarımızı değiştirmek için verilir. Aşırı mimiği azaltmak için yapılmış bir müdahaledir. Baktınız orada bir şişlik var, fazla gülmezsiniz.
OBEZİTE SORUNU YÜZÜNDEN LIPOSUCTION 1 NUMARA
Amerika’da estetik vakalarda büyük artış var. Amerikan Estetik Cerrahi Birliği’nin geçen yılki istatistiklerine göre botoks operasyonları yüzde 1100 oranında artmış. Diğer estetik operasyonlar da yüzde 10-40 arasında artmış. Bunların en çok artanı, yüzde 40 ile liposuction. Bizde ise estetik operasyonlarda birinci sırayı hálá burun çekiyor. Liposuction’ın bu kadar artmasının nedeni, obezitenin artması ve operasyonun da çok popüler olması. Ama liposuction bir obezite tedavisi değildir; "vücut şekillendirme" yöntemidir.
YAĞ HÜCRELERİ ENJEKSİYONU CİLDİ PIRIL PIRIL YAPIYOR
Plastik cerrahide mikroenjeksiyonun iki türü var: Biri kişinin kendi vücudundan alınan yağ hücrelerinin enjekte edilmesi; diğeri ise doku kokteyli enjeksiyonu. Doku kokteylinin içinde yağ, zarlar ve derinin alt tabakası yani dermis var. İki yöntem arasındaki fark, yağ hücresi enjeksiyonunun tutunma oranı yüzde 40-60 iken, doku kokteylinde tutunma oranının yüzde 90-95’i bulması. Doku kokteyli, kesilmiş dokular, karın germe gibi operasyonlardan çıkan doku parçalarından elde edilir. Bu tür operasyonları yaptırmamış kişi için pratik değildir, onlara yağ enjeksiyonu öneririz. Yağ hücrelerinin yaptığı müthiş işler var. Hastalar ciltlerinin parlak, canlı hale geldiğini, eskiden nemini kaybetmiş citlerin pırıl pırıl olduğunu söylüyorlar. Ayrıca ameliyat izlerinin, kötü yanıkların altına da yağ dokularının özünü veriyoruz. Bunlar karın veya kalça yağlarından alınabiliyor.
SES TELLERİNİ İNCELTEBİLİR ELLERİ GENÇ GÖSTEREBİLİR
Yüze yapılan yağ ve doku kokteyli enjeksiyonu birçok yerde daha kullanılıyor. Mesela meme kanserinde bir rekonstrüksiyon yapılıyor ama etrafındaki hatların düzeltmeleri yine yağ enjeksiyonuyla yapılabiliyor. Bacaklardaki eğrilik de yağ enjeksiyonu ile düzeltilebiliyor. Bunlar dolgu maddesi değil, aşıdır. Aşı, bir dokunun bir yerden alınıp bir başka yere nakledilmesidir. Bu yöntem ses telleri için bile kullanılıyor. Mesela kısık sesli insanlar veya sesini inceltmek isteyenlerde sesin geçtiği alanı daraltmak için kullanılıyor. Burunda deri bozukluklarına, kaşların altına, boyna uygulanabiliyor, vücudun bütün yara izli bölgelerinde, yanaklarda, el kırışıklarında, derinin genç görünmesi için el üstlerine dahi kullanılıyor.
YÜZ NAKLİ MÜMKÜN, ASIL MESELE BAĞIŞIKLIKCerrahi olarak yüz naklinde bir sorun yok, mikrocerrahi artık çok ilerlemiş durumda. Ama asıl mesele, bağışıklık. Her insanın hücresinin kendine has özellikleri var ve vücut yeni nakledilen dokuyu reddediyor. Buna karşı uzun süre ilaç kullanmak gerekir, üstelik belki böbrekte bir tane kullanılan ilaç, yüz naklinde iki katı kullanılır. Derinin hassasiyeti daha fazladır. Kanser tedavisinde bağışıklık için kullanılan ilaçlara benzer ilaçlardır bunlar. Bu ilaçlar kullananları maddi ve manevi olarak yoruyor. Fransa’da kısa süre önce gerçekleşen yüz naklini yapan grup daha önce de başarılı bir el nakli yapmıştı. Ama nakil yapılan kişi bir senenin sonunda bıktı, el olduğu gibi çürüdü ve kesilip atıldı. Bu bağışıklık sorununu genetik olarak çözerlerse, her şey naklolur.
Erkeklerde estetik merakı çok arttı
Avrupa Plastik Cerrahi Derneği EURAPS Genel Sekreteri Prof. Dr. Stan Monstrey (solda), estetik cerrahiye rağbetin son yıllarda çok arttığını, özellikle erkek hasta sayısında gözle görülür bir artış olduğunu söylüyor. Dernek Başkanı Prof. Dr. Riccardo Mazzola (ortada) da Monstrey’in sözlerini doğruluyor: "İşe girerken, yeni bir ilişkiye başlarken, hatta siyasete atılırken iyi görünüm çok önemli. Yakışıklı, iyi görünen adam tercih edilebilir. Bu size Berlusconi’yi çağrıştırmış olabilir. Kendisi de saç ektirdi biliyorsunuz."
450 KİŞİLİK KATILIMLA REKOR KIRILDIEURAPS’ın kurucusu, ünlü bir Fransız plastik cerrah olan Daniel Marcap. Derneğin üyeleri, Avrupa’daki 4-5 bin plastik cerrah arasından tecrübe, ihtisas ve yayınlarına bakılarak seçilen 140 doktor. Prof. Dr. Onur Erol, böyle bir derneğin, kongresini Türkiye’de yapmış olmasının ise birçok açıdan önemi olduğunu söylüyor: "Birincisi, en elit grubu buraya getirmiş olmamız. Örneğin bu kongreye 400’den fazla tebliğ yollandı ancak bunların sadece 60 tanesi kabul edildi. Türk Plastik Cerrahi Derneği üyeleri de kongreye önemli derecede katıldı. İkincisi, EURAPS’ın bu kongresi, 450 kişilik katılımla 17 senenin en kalabalık toplantısı oldu."