Eski takıları modernize ediyor Avustralya hindisi bacağından bileklik yapıyor

Güncelleme Tarihi:

Eski takıları modernize ediyor Avustralya hindisi bacağından bileklik yapıyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2005 00:00

Değerli taşları altın ve pırlanta ile birleştirerek takı tasarımı yapıyor. Vatoz derisi, tik ağacı, Avustralya hindisi bacağı gibi ilginç malzemeler kullanıyor. Sekiz yıllık takı tasarımcısı Dilara Karabay, İstanbul Kapalıçarşı’daki showroom’unu Nişantaşı’na taşıdı. Müşterilerini bir apartman dairesinde ağırlayan Karabay asla mağazacılık yapmak istemiyor.

Dilara Karabay, aslında bir ev kadını ama kendisini potansiyel kursiyer olarak tanımlıyor. Bugüne kadar vitray kursuna gitmiş, Mehmet Güleryüz’den resim dersleri almış, LaSalle Akademi’de iki yıl moda tasarımı okumuş. Son olarak da İstanbul Akademi’ye gidip Mehmet Kabaş’tan takı tasarımı öğrenmiş.

Sekiz yıldır takı tasarımı yapıyor. Kursu tamamladıktan sonra Mehmet Bey, kendisini işin mutfağına yani Kapalıçarşı piyasasına sokmuş. Kapalıçarşı’da taşları, altını, gümüşü, pırlantayı yakından tanımış. Mıhlama nasıl yapılır, cilalamanın incelikleri nedir öğrenmiş. Son dört yıldır Kapalıçarşı’nın en iyi ustası Levon Çetin ile ortak çalışıyor. Levon Çetin 28 yıllık bir deneyime sahip, mıhlama konusunda usta.
/images/100/0x0/55eb3b2ff018fbb8f8b3ce0b

Kapalıçarşı’dan vazgeçmesinin nedeni ise İstanbullu kadınların buraya sadece turistik amaçla gitmesi. Nişantaşı’na taşınarak markasının bilinirliğini artırmak istemiş. Bu arada markası da kendi adını taşıyor: Dilara Karabay.

Yılda iki ya da dört koleksiyon hazırlamalıyım diye kendini sınırlamıyor. Gün geliyor mağazaya her gün yeni bir tasarım koyuyorlar. Kişiye özel tasarım yapmaktan daha çok zevk alıyor. Takıyı kullanacak kişiyi de işin içine çekmeye çalışıyor. Çünkü kullanıcı tasarımın bir parçası olursa, o mücevhere daha çok kıymet veriyor.

Dünyadaki bütün taş fuarlarını geziyor, değerli taşları değişik malzemelerle kullanmayı seviyor. Örneğin vatoz derisi. Son zamanlarda çok moda olduğunu söylüyor. Bir de Avustralya hindisi bacağından bileklik yapıyorlar. Tik ağacından yapılan bir yüzük altın ve pırlanta ile süsleniyor. Adres: Abdi İpekçi Caddesi. Ziya Nafi Pakel Apt. 18/6. Tel: (212) 240 20 30.

BÜYÜK YÜZÜK TAKMAK CESARET İSTER

Dilara Karabay mücevherlerini tek kelimeyle anlatmak gerekirse, iddialı diyebiliriz. Karabay, büyük ve gösterişli takılar tasarlamaktan keyif alıyor. Değişik formlar kullanıyor. En çok yüzük tasarlıyor. Yüzükleri sırasıyla küpeler ve kolyeler takip ediyor. Yüzüklerin yarısından fazlası iri. Parmağı yarısına kadar saran da var, taşı havada gibi duran da. Büyük yüzük takmanın bir alışkanlık meselesi olduğunu söylüyor. Bir kere cesaret edince kolay kolay vazgeçemiyormuşsunuz. Moda olan renkleri takip ediyor. Yazın uzun kışın daha kısa kolyeler tasarlıyor. Çünkü yazın dekolteler daha derin oluyor.

ESKİ TAKILARI YENİDEN TASARLIYOR

Dilara Karabay’ı diğer takı tasarımcılarından ayıran bir özelliği var. İsterseniz sizin için büyükannenizden kalan mücevherleri tekrar yorumluyor. Yaptığı işi şöyle anlatıyor: "Bu işi yapmaya yakın çevremle başladım. Arkadaşlarımın birçoğunun eski mücevherleri vardı. Miras kalmıştı ya da düğünlerinde hediye gelmişti. Zümrüt, safir ve yakut gibi taşlarla yapılmış demode takılardı. Taşların orjinalliğini bozmadan yeniden tasarladım. Günümüz modasına uydurdum. Kullanılır hale getirdim. Ve zamanla bunu isteyen herkes için yapmaya başladım."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!