Güncelleme Tarihi:
Çocukluğunuzdan aklınızda kalan kokular ve lezzetler neler?
- Evde yapılan fiyonk makarna benzeri bir hamurla yapılan bir yemek vardır. Cimcik deriz. Piştikten sonra üzerine eritilmiş tereyağı dökülür. İşte o tereyağının kokusunu ve cazzz diye çıkan sesi hep hatırlarım. Bir de kalan, kurumuş ekmeklerden yapılan tiritin lezzeti hiç aklımdan çıkmaz.
Evinizin mutfağından neler hatırlıyorsunuz?
- Çocukluğumun mutfağı dediğinizde aklıma bir sürü mutfak eşyası geliyor. Mesela o yıllarda buzdolabı bulunmadığı için yemekleri muhafaza ettiğimiz tel dolap, demli çayların yapıldığı semaver, pompalı gaz ocağı, mangal, hem ısınmak hem yemek yapmak için kullandığımız kuzine, içinden iştah açıcı kokuların yayıldığı turşu küpleri, peynir tenekeleri, hamur teknesi, tabla, oklava, sac, sacayağı, sacın üstünde pişen yufkaları çevirmeye yarayan pişirgeç. Şimdi bu eşyaları yan yana getirseniz bir mutfak müzesi oluşur.
Yemek yaşamınızda ne kadar önem taşıyor?
- Tabii ki yediğim yemeklerin lezzetli olmasına, usta ellerde yapılmasına dikkat ederim ama yaşamak için yiyenlerdenim galiba.
Mutfakla aranız nasıl? Yemek pişirmesini becerir misiniz?
- Çok kötü, hiç beceremem. Bu konuda babama çekmişim. Aslında mutfağı severim. Vaktim olsaydı mutfakta bir şeyler yapmayı denerdim. Bir gün çocuklarıma fırında makarna yapabileceğimi düşündüm. Evdeki yemek kitabını açıp makarnanın nasıl yapılacağını öğrendim. Hanım evde değildi, çocuklarımı masanın başına toplayıp yaptığım makarnayı yedirdim. Çocuklar çok beğendiklerini söyledi, hatta sonraları tekrar yapmamı istediler. Hanım bile tatmak istediğini söyledi ama yapmadım, çünkü gerçekten beğendiklerine pek inanmamıştım.
Eşiniz Gülsüm Hanım iyi yemek pişirir mi?
- Gülsüm Hanım müthiş bir aşçıdır çünkü annemin çırağıdır. Hiçbir yemeğini diğerinden ayıramam.
Çocuklarınızın yemekle arası nasıl?
- Onlar da babaları gibi sadece beslenme amacıyla masa başına oturduğu için mutfağa düşkünlükleri olmadı hiçbir zaman. Ayrıca lezzetli yemek pişiren bir anneleri olduğu için mutfağa girme ihtiyacı da duymadılar sanırım.
Bir günlük beslenme programınızı anlatır mısınız?
- Eşim kahvaltı etmeden evden çıkmama izin vermez. Kahvaltıda peynir, zeytin, domates, biber, yeşillik olur. Sabahları şekersiz çay veya kahve içerim. Arada bir meyve yemeyi ihmal etmem. Öğlen mutlaka bir çorba, sebze veya balık, arada bir ızgara et yerim. İkindiye doğru iki adet gün kurusu kayısıyla bir ceviz atıştırırım. Akşam evde yiyeceksem hafif geçiştiririm. Çorba ve sebzeyle yetinirim.
Hiç sevmediğiniz bir yiyecek var mı?
- Kokoreç. Asla yemem. Hayatımda hiç tadına bakmadım. Neden yapıldığını düşününce içimden yemek gelmiyor. Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın tam temizlendiğine inanmıyorum.
Tatlı sever misiniz?
- Tatlı sevmeyen yoktur, ben de severim ama dikkatli tüketirim. Son yıllarda daha çok sütlü tatlı yemeye gayret ediyorum.
ISTAKOZU NASIL YİYECEĞİMİ BİLMİYORDUM
Kimlerle yemek yemekten hoşlanıyorsunuz?
- Tabii ki aile fertleriyle ve de sevdiğim dostlarımla birlikte olmak da bana keyif verir. Torunlarımla birlikte yemek de bende ayrı duygular uyandırır.
Fabrikada çalışanlarla birlikte yemek yediğiniz oluyor mu?
- Fabrikalarımızda tek yemekhane var, genel müdürle mavi yakalı çalışanlar aynı yemekhanede, aynı yemek kuyruğunda bekleyerek yemeklerini alır. Ben sebze ağırlıklı beslenmeyi tercih ettiğim için, genelde ayrı yemek zorunda kalırım. Ama mönüde sebze varsa ben de yemekhanede yerim. Ama arkadaşlar sıraya girmeme izin vermiyor, tepsiyle masaya getiriyor. Ayrıcalığım bu kadar.
Unutamadığınız bir yemek anınız var mı?
- İkisi de Uzakdoğu’dan. Birincisi, bizi ağırlamak isteyen firma sahibinin ısmarladığı istiridye ve ıstakozu nasıl yiyeceğimi bilememiştim. Istakozu hayretle seyrettiğimi gören ev sahibi, nasıl parçalayacağımı bilmediğimi öğrenince hayrete düşmüştü. İkincisi de bizi yanlış bilgilendiren arkadaşlarımızın anlattığına inanıp lokantaya gitmemiş, seyahat boyunca sadece bisküvi benzeri gıdalarla beslenmiştim. Sonradan ne kadar lezzetli yemekler kaçırdığımı öğrendim.
KÜTAHYA MUTFAĞINA DESTEK VERİYORUZ
Otelleriniz de var. Otellerinizin mutfağına önem veriyor musunuz?
- Hem de çok. Ailemizin tümü orada yemek yer. Ayrıca müşterilerimiz de aile fertlerimiz kadar değerli. Onlara hem rahat bir ortam hem de lezzetli yemekler sunmak istiyoruz. Otellerimizi sunduğumuz lezzetlerle de tanıtmak istiyoruz.
Yemek ve lokanta keşifleri yapmayı sever misiniz?
- Yurtdışı gezilerimde Michelin yıldızlı lokantalara giderim. O şeflerin yarattığı yemekler beni hem şaşırtır hem de damağımda unutulmaz tatlar bırakır.
Kütahya mutfağıyla aranız nasıl?
- Çocukluğumdan beri alıştığım lezzetleri terk etmem mümkün değil, bu nedenle bizim evin mutfağında genellikle yöre yemekleri pişer. Kütahya mutfağına ciddi anlamda desteğimiz var. Şirketimizin misafirlerini ağırlamak için restoran yaptık: Hem misafirlerimizi ağırlıyoruz hem de müşteri kabul ediyoruz. Burada Kütahya mutfağında bilinen tüm çeşitler sunuluyor. Mekan yeşillikler içine saklandığı için buraya 'Saklı Dünya' adını verdik.
NAFİ BEY USULÜ FIRINDA MAKARNA
MALZEMELER: Yarım paket makarna, altı su bardağı su (makarnayı haşlamak için), üç adet yumurta, bir su bardağı peynir rendesi, bir su bardağı süt, iki çorba kaşığı tereyağı, 10-12 dal yaprakları temizlenip kıyılmış maydanoz, tuz, karabiber, üzerine bir su bardağı kaşar peyniri rendesi.
YAPILIŞI: Makarnaları 15-20 dakika haşlayıp süzün. Bir çorba kaşığı tereyağıyla karıştırın. Yumurtaları, peyniri, maydanozu, erimiş tereyağını süt, tuz ve karabiberi ilave edin. Bu harca makarnalara ekleyip yağlanmış, kare bir fırın tepsisine boşaltın. Üzerine kaşar peyniri rendesini serpip önceden ısıtılmış fırında üzeri güzelce kızarana kadar fırınlayın.