Güncelleme Tarihi:
- Evdesiniz sanırım. Neler yapıyorsunuz?
- Festivaller başladı sürekli koşturuyoruz. Arkadan gelen seslerse evimize yeni bir stüdyo yaptırıyor oluşumuzdan. Evde bir stüdyo olması çok büyük kolaylık. Dolayısıyla hem konserler hem de evle uğraşıyorum. Yoğunum yani.
- Evinize yeni stüdyo yaptırıyorsunuz. Peki çocuklarınız nerede oynuyor? Etrafı biraz anlatabilir misiniz?
- Hollanda’nın ortalarında Utrecht’te yaşıyoruz. Etrafımız ormanlarla kaplı. Klasik bir Hollanda yapısı olan bir evimiz var yani anlayacağınız.
- Yaşamayı tercih edeceğiniz başka bir yer var mı?
- Hollanda’da kendi evimi değişmem ama Hollanda dışından bahsediyorsak İspanya’yı tercih ederdim. Akdeniz ülkelerini çok seviyorum.
- 14 yaşınızdan beri çok ülke gezdiğinizi okudum.
- 38 yaşındayım ve bir çocuğum var artık zevk için o kadar gezemiyorum. Evet gençliğimde çok gezdim ama bunlar da babamın mesleği sayesinde oldu. Babam, bir telekomünikasyon firmasının yöneticisiydi. Endonezya, Surinam, Yemen, Amerika, Avustralya gibi pek çok ülkeye gittim.
- O zaman Türkiye’ye de gelmişsinizdir belki...
- Evet, 10 yaşımda İstanbul’a gelmiştim. Türk arkadaşlarım bile oldu. Anneannemin bir Türk arkadaşı vardı. Onunla da çok görüştüm, yanına çok gider gelirdim o da Hollanda’ya gelirken bize baklava getirirdi. Kapadokya’ya da gitmiştim, hatta pek çok şehrine gittim. Ankara’da da babam çalıştığı için pek çok şehrine gittim. İstanbul favori şehrim, en çok da Ayasofya’yı etkileyici bulmuştum.
- Pek çok Türk’ten daha çok dolaşmışsınız buraları. Peki çocuklarınız var ve sürekli turlayan bir grupsunuz. Evinizden çok fazla uzakta kalıyorsunuz. Bu sorunu nasıl hallediyorsunuz?
- Eşim, üç çocuğumun babası ve aynı zamanda grubumuzun gitaristi Robert (Westerholt) gruptan çocuklarımıza bakabilmek için ayrıldı. Hâlâ beste, söz yazım ve kayıt aşamalarında grupla birlikte ama konserlere ve turnelere katılmıyor. Dolayısıyla çocuklara o bakıyor ben de turluyorum.
- Çocukları çok özlüyor musunuz turnedeyken?
- Gerçekten çok özlüyorum ve özellikle sahnedeyken bazen evimi çok çok özlediğimi hissedip duygulandığım da oluyorum. Ama konserlerin arasında hemen eve dönüyorum. Çocuklar tabii pek anlamıyorlar benim mesleğimi çünkü çok küçükler. En büyükleri olan kızım altı yaşında, o mesleğimin neleri gerektirdiğini biliyor ve kendi başının çaresine bakıyor.
- Zaten konuştuğum pek çok müzisyen şarkı yazmanın ve turneye çıkmanın değil çocuk ve evden uzak kalmanın zor olduğunu söylüyor.
- Evet doğru diyorlar, kesinlikle doğru ama bir turneden veya konserden eve döndüğünde elinde hem meslek hem de ailevi olarak tuttuklarını görünce aldığın hazzı da başka bir şey vermez. Bu önemli bir şey. Eve dönmek önemli ve güzel.
OĞLUMUN ADINI KOYARKEN WOLVERINE’DEN ETKİLENDİM
- Peki biraz son albümünüzden bahsedelim. Albümü bir çizgi roman şeklinde yayınlama fikri nereden doğdu?
- Hepimiz çizgi roman hayranıyız ve albümü böyle bir konseptte çıkarmayı düşündük. İlk önce güzel bir hikâye yazdık. Üstüne kısa filmler seçtik. Kısacası hikâye, senaryo ve çizgi roman yazdık, kısa filmler çektik ve bu filmlere de müzik yazdık. Gerçek bir film çeker gibi çalıştık. Marvel ve özellikle X-Men gibi bir şey çıktı ortaya.
- Çocukluğunuzdan beri en favori çizgi roman karakteriniz kimdi?
- Wolverine. Hatta en küçük oğlumun adı, Wolverine karakterinin gerçek ismi olan Logan.
- Kızınızın adı da Luna. Bu da mı bir çizgi roman kahramanı?
- Yok, değil. Onun ismini çok sevdiğim bir İspanyolca şarkıdan esinlenerek koydum.
- Sanırım pek çok farklı tarzda müzikler dinliyorsunuz. Nelerden hoşlanırsınız?
- Chris Isaac, Metallica, Bob Marley, Stevie Wonder, Armin Van Buuren...
- Sahnede izlemekten en çok hoşlandığınız gruplar kimler?
- Marilyn Manson ve Trivium gerçekten süper performansa sahiptir. Iron Maiden’le çok çaldık, muhteşem bir gruptur ve hatta üyelerimizin tamamına yakınını etkilemiştir. Pendulum’u da müzikal anlamda çok severim.
- Benden bunu şu anda duymanı istemezdim ama Pendulum daha dün dağıldığını açıkladı.
- Gerçekten mi? Çok üzüldüm. Kötü olan şu ki onları hiç canlı izlemedim ve daha da kötüsü bir daha hiç izleyemeyecek olmam.
- Sanırım bir daha hiç şansınız olamayacak. Neyse daha fazla üzmeyeyim sizi. Bu çizgi roman konseptini devam ettirecek misiniz?
- Daha çekilen filmler yayınlanıyor ve konserler veriyoruz. Yani daha The Unforgiving’in tadını çıkartıyoruz. Şimdilik ne yaparız pek bilemiyorum. Ama yeni hikâyeler ve The Unforgiving 2’nin üzerinde çalışıyoruz. Şimdiden 4-5 şarkı hazır.
- İlk albümünüz ‘Enter’ çıkalı 15 yıl oldu. Bunun için ne gibi planlarınız var?
- 13 Kasım’da Belçika, Antwerp’te büyük bir konser verip 15. yılımızı kutlayacağız.
BU AKŞAMA DAİR
Bu akşam, konserde konsept gereği bir hikâye anlatımı olacak. Bunu şarkıları birbirine bağlayan görsellerle süslüyoruz. Ve sahnede büyük ihtimalle bir köprü kullanıyor olacağız. Açıkçası görselliğe önem veriyor ve bunu sağlamak için uğraşıyoruz. Umarım ki birkaç yıl sonra yepyeni bir konseptle karşınızda olacağız. Konserlerde genel olarak eski ve yeni albümlerin karmasından oluşuyor şarkılarımız.
Dolayısıyla her hayranımıza uygun bir konser olacak.
Within Temptation, Maslak Parkorman’da gerçekleştirilen Tuborg Goldfest’de saat 21.00’de sahnede olacak. Festivalin biletlerini biletix.com’dan satın alabilirsiniz.