Eşcinseli oynadım diye sokakta durdurulup habire öpülüyorum, çok mutluyum çok

Güncelleme Tarihi:

Eşcinseli oynadım diye sokakta durdurulup habire öpülüyorum, çok mutluyum çok
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2007 00:00

Kabadayı filminde, Sürmeli karakteriyle eşcinseli öyle iyi canlandırdı ki filmin başrol oyuncularından çok o konuşuluyor. Filmi izleyen herkes onu yollarda durdurup yanaklarını sıka sıka öpüyor. Türk halkı da onun sayesinde ilk kez Türk sinemasında ağdasız, mert, güvenilir ve samimi bir eşcinsel karakteriyle karşılaşıyor. Rasim Öztekin, Sürmeli karakteriyle mesleğinin dönüm noktalarından birini yaşıyor. Öztekin’le sinemada eşcinseli oynamak üzerine konuştuk.

Türkiye’de erkek oyuncular en büyük olduğunu kanıtlamak için "Gerekirse eşcinsel rolü de oynarım" der, kadınlar ise "Gerekirse soyunurum" klişesini kullanır. Gerçekten bu kadar büyük bir mesele mi eşcinseli oynamak?

-
Mesele bile değildir. Bu tür talihsiz açıklamalara göbeğimi tuta tuta gülüyorum. Ayrıca kıroluktan sayıyorum. Eşcinseli oynamakla bir otobüs şoförünü oynamak arasında hiçbir fark yok benim için. O da bir tip, o da bir tip. Eşcinsel, eş olmayan cinsel ya da hiç cinsel ne fark eder? Böyle şeyler umurumda bile değil.

Sürmeli rolü size nasıl geldi?

- Rolü, filmin yönetmeni Ömer Vargı teklif etti. Okuduğum en güzel senaryolardan biriydi. Hemen Ömer Vargı’ya mesaj attım. "Bu filmde varım. Sürmeli." Çok enteresan, Kenan İmirzalıoğlu da aynı şeyi yapmış. Senaryoyu okuyup "Ben varım. Devran" diye mesaj atmış. Filmdeki herkes rolünü çok sahiplendi. Hatta alacağım parayı rolü kabul ettikten 20 gün sonra konuştum.

Sürmeli’nin ayan beyan gay olması sizi hiç mi endişelendirmedi?

- Hayır dersem yalan olur. Açıkçası korktum. Benim için iki tehlikeli rol var: Biri eşcinsel rolü, diğeri de sarhoş rolü. Çünkü ikisi de herkesin çok kolay olduğunu düşündüğü ama aslında çok zor rollerdir. Bıçak sırtıdır. Sürmeli’yle çok uğraştım. Gece gündüz 24 saat kavga ettim.

Kavganın nedeni neydi?

- Abartmaktan çok korkuyordum. Fazla kırıtmak, kaşımı gözümü fazla oynatmak, fazla yayık konuşmak en büyük kabusumdu. Kendimi iyi frenlendim. Bana kalsa daha silik bir eşcinseli oynardım ama senaryo gereği Sürmeli’nin eşcinselliğinin altı çizilmeliydi. Sinirlendiği sahnelerde gay’liğini daha bir belirginleştirdim. Çünkü gözlemlerimden biliyorum ki gay’ler sinirlendikleri zaman kimliklerini daha bir açık ediyorlar.

Etrafınızda gözlemleyebileceğiniz çok gay var mıdır?

- Olmuştur. Biz aktörler hayat boyu yaptığımız gözlemleri de kişisel depomuzda biriktirir, yeni bir rolle karşılaştığımızda o depodan faydalanırız. Benim depomda çok eşcinsel vardı. Sürmeli hepsinin karışımının, günlük trende uygun hale getirilmiş şeklidir.

Peki hayatta hiç Sürmeli kadar delikanlı bir eşcinsel tanıdınız mı?

-
Çok delikanlı tanıdım da eşcinsel olup olmadıklarını bilmiyorum. Açıkçası hiçbir eşcinselle bana delikanlı olup olmadıklarını ispat edecek kadar yakın bir ilişkim olmadı.

Bu role hazırlanırken Türk sinemasındaki diğer eşcinsel rollerini aklınızdan geçirdiniz mi?

- Yok hiçbirini düşünmedim. Senaryoyu okuduğumdan beri bu rolü nasıl oynarım diye düşündüm. Çünkü her film başkadır, her senaryo başkadır. Bu filmde oynadığım eşcinsel rolüyle, beş yıl sonrakinin başka olacağı gibi.

Başrolleri Şener Şen, Kenan İmirzalıoğlu, İsmail Hacıoğlu ile paylaştınız. Ama siz daha çok konuşuluyorsunuz. En çok alkışı almak size ne hissettiriyor?

-
Biz sinemadan Amerikalı oyuncular gibi 10 milyon dolar kazanmıyoruz. Bizi yaşatan, bu işi yapmamıza neden olan şeyler bu övgüler. Son günlerde beni sokakta durdurup o kadar çok öpüyorlar ki anlatamam. Çok mutluyum çok.

Sürmeli eşcinselliğini özgürce yaşayan bir karakter. Türkiye’de onun gibi eşcinseller çok az. Çoğunluk kimliğini gizliyor. Sizce doğrusu hangisi? Gizlemek mi, açıklamak mı?

- Kapalı bir toplumda yaşıyoruz. Bir gay’in çıkıp gay’im demesi çok zor bir şey. Demesinler de zaten. Maalesef bunu açıkladıkları zaman ikinci sınıf gibi değerlendiriliyorlar. Eş dost toplantıları içinde söylenilebilir.

SÜRMELİ EŞCİNSELLİKLE İLGİLİ ÖNYARGILARI YIKIP GEÇEN KARAKTER

Sürmeli eşcinsellikle ilgili önyargıları yıkıp geçen bir karakter. Dürüst, güvenilir, mert, arkadaşını asla satmıyor. Filmin sonunda Şener Şen kabadayı arkadaşlarına "Sürmeli’deki göt hiçbirinizde yok" diye posta koyuyor. Sürmeli gay olmasına rağmen ibnelik etmiyor. Bu rolü kabul etmemdeki en büyük etken buydu. Gay, lezbiyen ya da heteroseksüel, hiç kimseye önyargılı davranmamalıyız mesajını çok sevdim.

FERHAN’IN KABADAYI’YI İZLEYECEĞİNDEN UMUTLU DEĞİLİM

Ferhan Şensoy’un kendisi olmadan oynadığım filmler hakkında ne düşündüğünü bilmiyorum. Gora hakkında hiç konuşmadık mesela. Çünkü o piyasadaki işleri izlemez. Gora’yı izlediğini zannetmiyorum, Kabadayı’dan da umutlu değilim. Ferhan ustamdır ama bu filmde de Şener Şen gibi bir ustayla çalıştım. Değişik ustalarla çalışıp değişik şeyler kapmak gerekiyor.

GERÇEK HAYATTA BİR EŞCİNSELİN BABA OLMASINI ONAYLAMAM

Sürmeli eşcinsel ama aynı zamanda baba. Filmde İsmail Hacıoğlu’nun oynadığı karaktere 16 yaşına kadar babalık yapmış. Altını temizlemiş, uyutmuş, yüzmeyi öğretmiş. Ama çok zor bir durum. Gerçek hayatta bir eşcinselin çocuk sahibi olmasını onaylamam. Çünkü çocuğu düşünürüm. Böyle bir durumla mücadele etmesi çok zor.

CİNSEL TERCİHLE KAHRAMANLIĞIN NE ALAKASI VAR?

İnternetten film eleştirilerini okuyorum. Yüzde 90’ı olumlu. Ama arada "Eşcinselin bir kahraman olarak gösterilmesini yadırgadım" diyenler de var. Cinsel tercihle kahramanlığın ne alakası var bilmiyorum. Ben kesinlikle marjinal olamam. Tipim müsait değil. İzleyenin bana her zaman güvenmesini, filmde Rasim Öztekin var diye o filmin iyi olduğunu düşünmesini istiyorum.

Sürme nedir öğrendim

Sürme, kalem sanıyordum. Meğer başka bir aletin adıymış. Orta boy bir çubuk, siyah toza batırıp göze çekiyorsunuz. Öğreneceğim diye provalarda az daha gözümü çıkarıyordum.
/images/100/0x0/55ea0a3cf018fbb8f86615db

Lütfen gay’ler bana plaket vermesin

Bu filmi izleyen gay’ler kuvvetle muhtemel sizi ikon olarak seçecekler, plaket filan vermek isteyecekler. Tepkiniz nasıl olacak?

- Yok beni o işlere sokmayın. Hırsız Polis’te başkomiseri oynarken polis balosuna gitmedim. Yarın kestaneciyi, öbür gün simitçiyi oynarım. Bu mesleklerin dernek toplantılarına gitmeyeceğim gibi, gay’lerin balosuna da gitmem. Lütfen bana plaket de vermesinler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!