Erol Evgin’e açık mektup

*

Sevgili Erol Evgin,

Adam gibi adam olduğunu biliyorum, ama bu kadarı da zor görülür be kardeşim!

Dün sevgili Melih Kibar’ı, Tanrı’ya yürüdüğü andan itibaren sırtına alıp, Nakkaştepe’deki kabrin içine koyana kadar öylece taşıdın be kardeşim. Örnek bir dostsun, seni candan kutlarım! Senin gibi bir kardeşim olduğu için Tanrı’ya binlerce teşekkürler!

Sen bu günlerde gençlerin kullandığı, bizim çocukluğumuzun KANKA kelimesinin ne olduğunu iyi bir örnek olarak gösterdin.

Ey güzel genç kardeşlerim, KANKALIK işte böyle bir şey! Hep böyle kalın, sevgili ÇİĞDEM TALU’nun şarkısında söylediği gibi. Sizlere böylesi yakışır...

*

Sevgili Erolcuğum,

Sahnelerde güncel şarkıları ‘Tornistan’ edip söylediğimiz yıllarda, Sevgili MELİH KİBAR ve sen İŞTE BÖYLE BİR ŞEY şarkısını tornistan etmek için sizden izin istediğimizde ‘GURUR DUYARIZ’ demiştiniz. Biz de, o zaman halkın yaşayıp da dile getiremediği dertlerini sizin şarkınızda böylece dile getirmiştik.

Erolcuğum, saygı ve sonsuz sevgiyle seni kucaklar, Sevgili kardeşim Melih Kibar’a Tanrı’dan huzur ve rahmet dilerim!

*

Aynaya baktım
Berberde yine
Ağarmış saçlar
Düştü önüme

     Emekli olmuş
     Nüfus kağıdım
     Gözümü yumdum
     Hayale daldım

Hani çok yemek yiyip yatar ya
Hani kıçı açık uyur da insan
Ancak rüyada bir şey yapar ya
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey...

*

Derin düşündüm
Biraz bendeniz
Neye benziyor
Demokrasimiz

     Biz bu sistemi
     İthal eyledik
     El tarağı ile
     Gerdeğe girdik

Hani komşuda bir şey pişer ya
Hani kokuyu alınca insan
Canı çeker de karnı şişer ya
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey...

*

Oy isterlerken
Hepsi pek tatlı
Sonra dört sene
Asık suratlı...

     Seçmenler ile
     Önce sevişir
     Koltuğu kapar
     Birden değişir

Görmemişin oğlu olurmuş ya
Hani sevinçten coşar ya insan
Hani seyini kopartırmış ya
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey...

*

Sular kesildi
Delindi kurna
Politikamız
Tam bir curcuna

     Yüzümün rengi
     Sararıp soldu
     Kafam karıştı
     O biçim oldu

Muza yan basıp hani kayar ya
Hani memurlar kayarken işten
Hani Turan Güneş zurna çalar ya
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey...

*

Hapı yutmakla
Geçiyor ömrüm
Tirene bakan
Öküze döndüm

     Nasıl düzelir
     Bizim halimiz
     Aman ne parlak
     İstikbalimiz

Mehtap denize gece yansır ya
Hani ışıldar kalaylı sini
Süleyman Bey’in kafası var ya
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey...

     Sayın Anahtar Erbakan var ya
     Fırsat bulunca hemen fırlaya
     Yırtık dondan hani çıkar ya
     İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey...