Güncelleme Tarihi:
Günümüz Ermenistan’ını anlamak için biraz eskilere dönmek gerek. Yıl 1990, tüm eski Sovyet cumhuriyetlerinde olduğu gibi Ermenistan’da da köklü değişimler yaşanıyordu. Halk Cephesi anlamına gelen Ermenistan Ulusal Hareketi’nin (AOD), iktidarı komünist rejimden devralmaya başladığı günlerdi. 1991’de Ermenistan Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını ilan etti.
1990’LI YILLARDA ERİVAN
Sonra Ermenistan ile Azerbaycan arasında Karabağ savaşı patlak verdi. 1993 yılındaki savaşla, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır da günümüze dek açılmamak üzere kapanmış oldu.
1990’lı yılların ortalarında Erivan akşam saat 19.00’dan sonra karanlığa gömülürdü. Evleri bırakın devlet dairelerinde bile elektrik yoktu. Erivan’ın Cumhuriyet Meydanı’nda günümüz Marriot Oteli, arkasında İnturist Oteli vardı. Soğuk kış geceleri otelin tüm müşterilerine olduğu gibi bana da iki yorgan verilirdi. Kat görevlisi yaşlı teyze sabahları isteyene birkaç kuruş karşılığında kahve pişirmek için odun kömürlü mangal kullanırdı.
İRANLI TURİSTLER AKIN EDİYOR
Aradan 17 yıl geçti. Erivan’ın Evartnots Havalimanı’na indiğimde bu kez karşımda bir Avrupa ülkesininkine benzer, derli toplu bir havalimanı vardı. Türkiye vatandaşına 10 dolar karşılığında hemen giriş vizesi veriliyor. Havalimanının işletmesini 30 yıllığına Meksikalı Ermeni işadamı Eduard Ernekyan almış. Arjantin’de ‘Aeropuertos Argentina 2000’ adında şirketi bulunan Ernekyan, Latin Amerika ülkelerinde 32 havalimanı sahibiymiş.
Otobüsle başkent Erivan istikametine hareket ettiğimizde yol kenarında onlarca casino gözüme çarpıyor. Bu casino’lar, İran’dan gelen ve felekten bir gece geçirmek isteyen turistler için uygun mesafedeymiş. İran’da malum içki yasağı olduğu için dini bayramlarda Erivan, İranlı turistlerin akınına uğruyor. Bayramlarda Ermenistan’ın etiketi sayılan ‘Ararat’ (Ağrı) kanyağı su gibi akıyor.
1887’de üretilmeye başlanan Ermeni kanyağı da günümüzde yine yabancı bir firmanın elinde. Ararat kanyak fabrikasını 1989 yılında Fransız ‘Pernod Ricard’ satın almış. Günümüzde Ermenistan’da beş bin bahçıvan Ararat fabrikasında kanyak üretimi için üzüm yetiştiriyor. Yılda 50 milyon dolar değerinde 4.5 milyon litre kanyak üretiliyor. Ürünün yüzde 70’lik bölümü Rusya’ya ihraç ediliyor. Telekomünikasyon şirketi ‘Armentel’ de Yunan OTE gurubu tarafından satın alınmış. Bakır fabrikasını Almanlar, elmas işleme fabrikası ‘Kristal’i ise İsrailli işadamı Lev Levaev satın almış.
LÜKS MARKALAR
Erivan’da özellikle şehir merkezine güzel ve modern binalar inşa edilmiş. En önemli değişimse eskiye kıyasla araçlara kırmızı ışıkta durmanın öğretilmiş olması. Çünkü yıllar önce kavşaklardaki ışıklar sadece süs vazifesi görüyordu. Kimse kırmızı veya yeşil ışığa bakmıyordu. Trafik polisleri de ciddi evrim geçirmiş. Kıyıda köşede pusuya yatmak yerine şimdi devriye araçlarıyla sokaklarda dolaşıyorlar. Dünyaca ünlü markaların açtığı mağazaların reklam panoları halkı lüks tüketime davet ediyor. Ancak bu lüks markaları, nüfusa oranları yüzde 10’u geçmeyen çok dar bir kesim alabiliyor.
İŞSİZLİK ORANI YÜKSEK
Erivan’ın merkezindeki ihtişamlı vitrinlerin arkasında aslında derin bir ekonomik kriz gerçeği yatıyor. Tüketim mallarının fiyatları ortalama gelir seviyesine göre oldukça yüksek. Şehirde yaşayanların ortalama aylık geliri 300 dolar. Kırsal kesimde ise gelir 200 doları bile bulmuyor. İşsizlik seviyesi ise yüzde 30 civarında. Orta ve küçük ölçekli işletmeler can çekişiyor.
Bizi kaldığımız otelden merkeze götüren taksici Areg şikâyetçi: “Merkezde gördüğünüz lüks binalar yerli halkın değil. Tamamı dışardan gelen zengin diyaspora temsilcilerinin, üst düzey bürokratların veya Rusya gibi ülkelerden gelen yatırımcıların. Bizse bir parça ekmek için gün boyunca direksiyon sallamak zorunda kalıyoruz.”
Başkentteki her beş araçtan biri taksi. Taksicilik binlerce kişi için yegâne gelir kaynağı durumunda. Suriye’deki savaştan kaçan 2 bin civarında Ermeni bile burada taksicilik dışında bir iş bulamıyor.
ERMENİLER RUSYA’YA GÖÇ EDİYOR
17 yıl önce çok daha ciddi zorluklara rağmen Ermenistan halkı ülkesinde kalmayı tercih ederken, şimdi durum köklü biçimde değişmiş durumda. Neredeyse sokakta karşılaştığımız beş kişiden biri iş bulduğu takdirde ülkeyi terk etmeye hazır olduğunu söylüyor.
Gitme isteğinin geçim sıkıntısından kaynaklandığını söyleyen Ermenilerin birinci seçeneğiyse Rusya. Zaten Ermenistan’da 3.2 milyon, Rusya’da ise 2.5 milyon Ermeni yaşıyor. Dünyaya yayılmış Ermeni sayısı ise 7.5 milyon civarında.
Kapalı sınıra alıştık
Türkiye’den gelen bir gazeteci olduğumu hiç kimseden gizlemeden açıkça her yerde söylüyorum. Kimse en azından yüzüme karşı kötü bir laf etmedi. Erivan pazarında tezgâhlardan birinde Türk malları görüyorum. “Sınır açılırsa işler düzelir mi?” soruma satıcıdan ilginç bir yanıt alıyorum: “10 yıl önce açılmış olsaydı bizim işimize gelirdi. Halkın alım gücü o zamanlar daha yüksekti. Türkiye’den mal getirmek kârlı işti. Ama şimdi insanların parası yok. Zaten kısıtlı sayıda mal Gürcistan üzerinden getiriliyor. Ama yine de sınır açılırsa iyi olur. En azından bizim dış dünyaya daha kolay açılma şansımız olur.” Özellikle Türk tekstil ürünleri Erivan pazarlarında orta sınıfın kaliteli ürünü. İran ve Çin malları ise burada düşük kalitede sayılıyor.