Erkmen'in "hamarat renkler"i New York'ta

Güncelleme Tarihi:

Erkmenin hamarat renkleri New Yorkta
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2005 00:00

Sanatçı Ayşe Erkmen’in “Hamarat Renkler” isimli çalışması New York’ta Sculpture Center’da sergileniyor. Sculpture Center’ın “Artist-in-Residence” programı çerçevesinde açılan sergi, 27 Kasım’a kadar izlenebilecek. “Hamarat Renkler”, Sculpture Center’ın çelik ve kiremitten inşa edilmiş 100 senelik binasını kendisine malzeme yapan, kışkırtıcı ve dramatik bir yerleştirme.Küçük, mücevhere benzeyen metalik bir objenin (bir kara mayını heykeli) birbirinin aynı olan iki görüntüsü ‘billboard’ ölçülerinde büyütülüyor ve avlunun yaklaşık 280 metrekarelik alanını tamamen kaplayacak şekilde kaplanıyor. İçeride ise, Sculpture Center’ın ana sergi alanı nesnelerden arındırılmış bir vaziyette olduğu halde binanın 20 tonluk vinç kulesinin, yerden 7,5 metre yükseklikte, otomatiğe bağlanmış hareketiyle canlanıyor. Vince bağlanmış uzun ve geniş boyutlarda iki farklı yarı şeffaf kumaş, kule binanın bir ucundan diğer ucuna hareket ettikçe, birbirinin peşi sıra dikey ve yatay düzlemler yaratıyor, salonun hacmini ve yaşantısını değiştiriveriyor. Aynı anda hem çok güzel, hem de tehditkar olan “Hamarat Renkler”, yüzeylerin, eşiklerin ve çitlerin; çeşitli sosyal, kültürel ve politik durumların geçici olarak kendilerini açığa vurdukları yerler olarak ortaya çıkıyor. Erkmen’in projeleri ve yerleştirmeleri kendilerine özgü bir takım mekânlara ve bağlamlara karşılık olarak doğuyor ve çoğunlukla fiziksel anlamda yer değiştirmeleri veya yerinden çıkarmaları algısal ve epistemolojik kaymalar meydana getirmek için kullanıyor. Deutsche Bank için yaptığı “Shipped Ships” (2001) adlı projesinde, sanatçı üç adet yolcu vapurunu, Frankfurt’taki Main nehrine getirmişti. Vapurların biri Japonya’dan, biri Venedik’ten, biri de İstanbul’dan yola çıkmıştı. Vapurlar mürettebatlarıyla birlikte gelmişler ve Frankfurt’lu sakinlere, Main nehrini yabancı vapurların içinde bir baştan bir başa kat etme ve bu deneyimle onların kendi şehirlerine bakışlarını değiştirme fırsatı vermişti.Sanatçı iç mekânlarda çalışırken, çoğu zaman mekâna dışarıdan az şey ekliyor. Bunun yerine mekânın mimarisini kendi amaçları doğrultusunda yönlendiriyor. Örneğin, “Das Haus”da (1993) Erkmen, yalnızca galerinin floresan lambalarını yerden bir metre yüksekliğe alçaltmıştı. Odanın bu basit altyapısal özelliği heykelimsi bir nesneye dönüşmüş ve aynı zamanda izleyicilerin mekandaki hareketlerini de engellemişti.Ayşe Erkmen geçtiğimiz on yıl içerisinde Avrupa’da birçok belli başlı projeye katıldı. Katıldığı uluslararası sergiler arasında Skulptur Projekt Münster 1997; Manifesta 1; ikinci ve dördüncü İstanbul Bienalleri ile 2000 Kwangju Bienali yer aldı. Kişisel sergileri Schirn Kunsthalle (Frankfurt); Magasin 3 (Stokholm); Secession (Viyana); Ikon Gallery (Birmingham, Britanya) ve Kunstmuseum St Gallen’de (İsviçre) sergilendi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!