Güncelleme Tarihi:
Demir eksikliği özellikle gelişmekte olan ülkelerde toplumun büyük çoğunluğunu etkileyen önemli bir sorun. Kansızlık Türk kadınlarında daha sık görülüyor ve pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor ancak erkeklerde görülen kansızlık kanser başta olmak üzere pek çok ciddi hastalığın habercisi olabileceği için dikkat gerektiriyor.
Anemi (Kansızlık) hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalması. Bu kriterler erişkin erkeklerde 13 g/Dl; kadınlarda 12 g/dL nin altı kabul edilir. 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL nin altı anemidir. Ancak kansızlık teşhisi konurken sadece hemoglobin değeri dikkate alınmaz. Onun yanında demir, demir bağlama kapasitesi, ferritin, gibi demir depolarını gösteren bir takım parametrelere de bakılır.
Anemi, alyuvarların çapındaki değişikliklere göre farklı gruplara ayrılır. Alyuvarların çapı küçük olanlarda, “demir eksikliği anemisi” ve “Akdeniz anemisi” dediğimiz iki anemi türü görülür. Çapı büyük oranlarlarda ise en sıklıkla görülen, vitamin eksikliğinden kaynaklanan anemilerdir. B12 vitamini ya da folik asit eksikliği anemileri bu gruba girer. Ama bazen de alyuvarların çapı normal olmasına rağmen kansızlık ortaya çıkabilir. Bunlar da bir takım üretim eksikliklerine bağlı kronik hastalıklarla veya böbrek yetersizliği ile ilişkili olan, ilik tembelliği diye tabir ettiğimiz anemi türleri vardır. Bir başka tür ise bağışıklık sistemi veya mekanik sebeplerle ortaya çıkan anemilerdir.
Belirtileri
Hematoloji Uzmanı Hüseyin Saffet Beköz, kansızlığın belirtilerini şöyle sıralıyor: Halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, eforla nefes nefese kalma, adalelerde güçsüzlük hissi, üşüme hissi, ellerde soğukluk, baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, iştahsızlık, saç dökülmesi ve saçlarda matlaşma, kulaklarda uğultu ve çınlama, gözler önünde sinek uçuşmaları, devamlı uyuma isteği ve uyuklama hali, çarpıntı, kalp rahatsızlığı olan kişilerde göğüs ağrısı, deride solukluk, tırnak yataklarında düzleşme, kolay kırılma, çok seyrek olarak çukurlaşma (kaşık tırnak), dudak kenarında çatlamalar, yaralar görülmesi, zihinsel yoğunlaşmada (konsantrasyon) yetersizlik.
Hastalığın çok ilerlediği durumlarda, göz kararması, baygınlık hissi dahi görülebilir. Bu belirtilerin görüldüğü vakalarda, kronik anemi akla gelir. Kansızlığı olan her insanda bu bulguların hepsinin görüleceği anlamı çıkarılmamalı. Kansızlığın şiddeti, oluşma hızı, süresi ve altta yatan aneminin sebebine göre şikayetlerde değişiklikler görülebilir.
Erkeklerde jinekolojik sebeplere bağlı olarak kan kayıpları yaşanmadığından kansızlık görülme sıklığı çok düşüktür. Ancak karşılaşıldığı durumlarda sebebi iyi araştırılmalı ve değerlendirilmeli. Erkeklerde görülen kansızlık ciddi hastalıklara işaret ediyor olabilir.
Erkeklerde görülen demir eksikliğinin en sık nedeni mide ve kalın bağırsak gibi sindirim sisteminde olan kayıplardır. Midede ülser, gastrit türleri veya damar yumakları meydana gelebilir. Bu damar yumaklarının açılıp kanamasıyla beraber kan kayıpları yaşanabilir. Bazen de daha ciddi olarak gördüğümüz kalın bağırsak veya mide kanserlerinin ülserli şekli oradaki damarın açılmasıyla birlikte kendini kansızlık şeklinde de gösterebilir. O nedenle bazı mide kanserleri de demir eksikliği anemisi taraması esnasında yakalanır.
Bazen de hemoroid dediğimiz makatımızın dış kısmındaki damar paketlerinin açılmasıyla beraber belirli aralıklarla kanamayla kaybedilen kan da erkeklerde demir eksikliği anemisi yapabilir.
Tedavisi
Demir eksikliğinin tedavisinde yapılması gereken ilk şey demir eksikliğine neden olan sebebin ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için hastanın öyküsünün çok iyi alınması gerekiyor. Sebep ortadan kaldırılmadan uygulanan tedaviler geçici olacak ve hastalığın tekrarlama riski yükselecektir.
Demir eksikliği tedavisinde, sebebin ortadan kaldırılmasından sonra uygulanacak ikinci süreç ise, demir eksikliğinin giderilmesidir. Demir eksikliğinin giderilmesinde, diyette gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bunun yanında demir preparatları ile tedavi edilmelidir. Demir preparatı ihtiyaca göre damardan, kas içine ya da ağızdan hap veya solüsyon şeklinde verilebilir. Uygun süre kullanılmalı anemi düzeldikten sonra da demir depoları doldurulana kadar devam edilmelidir.