Güncelleme Tarihi:
Bilsak 5. Kat. Naim Dilmener ve Hakan Eren'in düzenlediği eski 45'likler gecelerinden biri daha. 73-78 arasına geri dönüyoruz. ‘‘Derdim var Dağlar Gibi’’, ‘‘Şiribim Şiribom’’, ‘‘Aşk Dediğin Laftır’’, ‘‘Rüzgar Gibi Geçtin’’, ‘‘Aklısız Başa Fayda Yok’’ vesaire vesaire. Evet bildiniz! Sahnede Gökben'i diniliyoruz. Fonda da eski 45'liklerini. Gökben yalnız değil. O hiç bir zaman yalnız değil! Bir kadınlar ordusu. Annesi Şaziye Hanım. Kızı Begüm ve kardeşi Nil Ünal. Küçük Kadınlar gibi. Aklımıza takılıyor, bu kadar kadın birarada ne yapıyor?
Nasıl yaşıyorsunuz?
Gökben: Bir arada. Cumbur cemaat. Hayatımızdan çok memnunuz. Hep beraber. Ailece. Biz zaten hiç ayrılmayız. Dairelerimiz yan yana, yazlıkta yanyana. Şimdi bir karar aldık üç katlı bir ev alacağız. Orada yaşamayı düşünüyoruz.
Ne zamandan beri böyle?
Gökben: Bizde bu bağlılık hep vardır. Ben evlendim biliyorsunuz, evlenmek bana o kadar tuhaf geldi ki, uykudan uyanıyordum çocuğu alıp hemen anneme geliyordum. Ben öyle tek başıma filan yaşayamam. Yadırgarım. Yalnızlık koyuyor bana, üzüntü duyuyorum. Oysa şimdi, bak ne güzel biz beşimiz sürekli biraradayız.
İnsanlar şaşırmıyorlar mı?
Nil Ünal: Şaşırıyorlar. Ama takdir de ediyorlar.
Nelere hep birlikte gülüyorsunuz?
Gökben: Neye gülüyoruz biz? Herşeye. Kızlar Yatakhanesi gibi burası.
Nil Ünal: Begüm en büyük eğlencemiz. O ne anlatırsa dinliyoruz. Okulunu, arkadaşlarını anlatıyor. Çok güzel taklitler yapıyor.
Şaziye Şalı: Karşılıklı göbek atar bunlar. Nasıl gülmezsin, gülersin tabii.
Gökben: Bantı koyarız oyun havaları, mizansenler. Tempolar tutulur.
Nil Ünal: İskambil de oynarız. Ama Begüm hayatımızı çok renklendirdi. Bize bir çocuk daha gerekiyor.
Birinin de doğurması gerekiyor!
Nil Ünal: Evet ama damat adayı yok.
İş bölümü?
Gökben: Biz şimdi methetmeyelim kendimizi ama çok iyi evhanımıyızdır. İyi sofra düzenleriz, iyi hazırlarız. Mesela bazen Nil salatayı yapar, bazen ben. Soslu öyle güzel şeyler hazırlarım ki. Annem yemekleri yapar. Hepimiz bir şey yaparız. Sonra kız kıza oturur yeriz.
Nil Ünal: Sonra güzel bir film varsa seyrederiz.
Begüm Mutlu: Biz gece 3'e kadar otururuz. Öyle 11'de 12'de yatmamız filan söz konusu değil.
Gökben: Öğlen de 12'de filan kalkarız.
Şaziye Şalı: Ben erken kalkarım. Onlar uyur. Sonra hep birlikte haftada iki gün balık yemeye, bir gün de kebapçıya gideriz.
Gökben: Boğaz'da yürüyüş yapıyoruz.
Nil Ünal: Ormana gidiyoruz.
Hep topluca öyle mi?
Nil Ünal: Evet ya. Ben yalnız yürüyemiyorum, ayaklarım birbirine giriyor.
Gökben: İşin enteresan tarafı ne biliyor musun, bir yere gideceğim mesela hemen anneme sorarım, ‘‘Anne ben ne giyeyim?’’. Bebek gibiyiz biz hala.
Nil Ünal: Annem de bize karışır, ‘‘Bu saçın iyi olmamış’’. ‘‘Onu çıkar, bunu giy’’.
Gökben: Evet, evet ben de, hemen o saçı bozarım. Çok tesir altında kalırım. Annem hakikaten çok öngörüşlüdür.
REİS ANNEMİZ
Ailenin reisi kim?
Gökben: Annemiz canım.
Nil Ünal: Allah başımızdan eksik etmesin.
Gökben: O bizim herşeyimiz.
Anneniz nelere karışır?
Gökben: Rahatsız edici bir şekilde karışmaz.
Nil Ünal: Arkadaştır, arkadaş!
Gökben: Çok iyi fikirleri vardır. Mesela bazı konularda biz annemizi dinlememişizdir. Ve çok feci olmuştur. Anneyi dinlemek şart. Hep onun dediği olmuştur. Yıllardır devam eder.
Annenizin eşi? O kaç zamandır yok.
Gökben: Epey. Ayrıldılar onlar. Evliydi, ayrıldı.
Kaç yıl evli kaldı anneniz?
Gökben: Anne gelsene, kaç yıl evli kalmıştın? Anneee, anneeee... Ben çalıştığım dönemlerde de annem hiç beni yalnız bırakmamıştır. Hep işlere güçlere koşmuştur. Hep arkamdadır. Annem kendisini bize adamıştır. Çok fedakar bir annedir. Bana gelince, ben beş yıl evli kaldım. Sonra ayrıldık.
Nil Ünal: Ben hiç evlenmedim.
Kaç doğumlusunuz, hesaplayacağım, evde mi kaldınız diye?
Nil Ünal: 63 doğumluğum. Yok ya benim bütün ilişkilerim uzun sürüyor. Dört sene, beş sene. Tam evlenmeye karar veriyoruz, ayrılıyoruz. Çünkü olayın sihri flörtte bitiyor. Ben uzun flört ediyorum biliyor musunuz. Kavgalar, bilmemneler. Keşke imza atsaydım ayrılmıştım şimdi. Ama lüzum yok. Ben uzun süre birlikte olup evlenmeden ayrılıyorum.
Gökben: Bizde nasıl biliyor musun? Ondan ayrıl ona git, ondan ayrıl ona git yok. Asla! Beraberlik başlayınca yıllarca gider. Geçici heveslerimiz olmamıştır.
Nil Ünal: Evet hep düzgün arkadaşlıklar.
Ana kararları bu ailede kim veriyor?
Nil Ünal: Herkesin kendine ait fikirleri var ama...
Gökben: Annemin dediği hep doğru çıkar.
Şaziye Şalı: Ben diyorum ki, bu ilişkide hayır yok. Gerek yok kızım, bitir.
Kızlarınız ve torununuz herşeyini anlatır mı size?
Şaziye Şalı: Anlatırlar. Anlıyorum ben zaten. Bu kızlarımın yüzleri değişir benim. Bir anne hissediyor tabii.
İdare etmekte zorlanıyor musunuz onları?
Şaziye Şalı: Ee tabii bazen zor oluyor.
Gökben: Ha ha ha.
Nil Ünal: Ha ha ha.
Şaziye Şalı: İşim yok benim bunlarla uğraşıyorum. Ben toplam 13 yıl evli kaldım, demin sordunuz ya, sonra böyle bir hayat başladı. Hepsi kanatlarımın altında.
EÇTİPLER DEĞİLİZ Kİ!
Nasıl bu kadar genç kaldınız?
Şaziye Şalı: Erkek olmayınca stres olmuyor biliyor musunuz. Ben zaten evliyken hiç mutlu değildim. Kocamla kavgamız yoktu ama hep surat asardı. Onun ruhu içimi karartırdı!
Gökben: Evet evet bir 15 gün konuşmazdı mesela.
Şaziye Şalı: En ufak bir şeye küserdi. Ama çok mühim problemler yaşamadık.
Gökben: Tabii ki yaşamadınız...
Nil Ünal: Biz uçlarda tipler değiliz ki...
Şaziye Şalı: Şimdiki sanat camiası hep ayrı yaşıyorlar.
Gökben: Ben hayatta yaşayamam.
Şaziye Şalı: Zaman zaman kızlarıma söylüyorum, evli olsan, hiç bir şeyi düşünmene gerek yok, kocan herşeyi öder diyorum. Rahat ederler. Erkeklerin de başka iyilikleri var ama yine de stres, stres!
Gökben: Bin bir şey söyleyim mi, hiçbir erkekle çıkmayacaksın! Kesin kararım bu artık benim. Hepsi bir acayip.
Şaziye Şalı: Birarada yaşamamız ayrı. Ama kızım hiç erkeksiz de olmaz!
Gökben: Olur, olur. Al birini, vur ötekine. O zaman ben ne yaparım? Hiç biriyle çıkmam. Niye kendimi üzeceğim? Oh, paşa da ben, bey de ben! Bizden mutlu kim var! Bak, fıstık gibi bir kızım da var.
Nil Ünal: Yok, tam olarak erkeksiz de olmaz. Ben ayrı olduğumda, kimse olmadığı zaman bir tuhaf hissediyorum kendimi. Ama tam tek başına da yaşanmaz. Ben yaşayamam erkeksiz. Ama evde istemem. Dışarıda olsun...
Otorite?
Gökben: Var, var.
Şaziye Şalı: Yaşları kaç olursa olsun, büyüdüler ama, bazen telefon açıyorum ‘‘Neredesiniz?’’ diyorum.
Arada insan delirmez mi? Bu kadar kadın!
Gökben: Yoooo.
Begüm Mutlu: Ben anneannemle de iyi arkadaşım. Hani beşimiz birbirimizi biliriz vardır ya.
Bu erkeksizlik eşittir stressizlik doğru mu, açalım bu konuyu?
Begüm Mutlu: Doğru. Ben hemen sıkılıyorum. Bir ilişki yaşayamıyorum. Direkt güle, güle oluyor. Stres o mahiyette. Hayatına müdahale ediyorlar. Hiç gelemem.
Nil Ünal: Evet bir şekilde stres veriyorlar.
Arada istemez misiniz, biri olsun, şöyle başımı omuzuna koyayım?
Şaziye Şalı: Aman, aman istemem! İki evlilik yaptım, mutsuz oldum. Gökben'in babası o bir yaşındaydı, trafik kazasında kaybettik. Sonra Nil'in babasıyla evlendim. Benim iki evliliğim de berbattı!
Gökben: Bizimle beraber olacak erkeğin bizi hazmetmesi lazım. Bir türlü bizi hazmedemiyorlar. İnsanlardan ilgi ve sevgi görüyoruz bundan rahatsızlık duyuyorlar. Öyle biri lazım ki, kafa dengi, arkadaş olacak. Ben kültürlü insan arıyorum. Kıskançsan benimle beraber olma. Oturup o adamı çekmeye halim yok. Onun için de kimseyle beraber olmuyorum. Kafam rahat. Ama bilemiyorum belki günün birinde çok kafa dengi biri çıkabilir.
Nil Ünal: İlk başta seni methediyorlar, koruyorlar, kabul ediyorlar. Ama sonra bir bakıyorsun seni egemenliği altına almak istiyor. Sahne yok, etek giymek yok, dekolte giyinmek yok. Yaparım ama hakketmesi lazım.
Sahne hayatlarınız devam ediyor mu?
Nil Ünal: Benim ediyor, Ankara'dan yeni geldim. Ocak'ta evlenecektik güya, o yüzden faal iş hayatını bırakmıştım. Evlenmeyince şimdi tekrar başladım.
Sizin paranız nereden geliyor?
Gökben: Yatırımlarımız var. Ben çok çalıştım. Kasa annemdir. O paralar hiç çarçur olmadı. Devamlı bize mal aldırmıştır. Zarfı olduğu gibi anneme veriyorum.
Şaziye Şalı: Bu evleri de ben buldum. Kiradaydık, buraları satın aldık da buraya çıktık. Kızlar çalıştı ödedi...
Gökben: Evet çok sıkı çalıştık. Dolar üzerinden aldık, her gün dolar yükseliyor, biz ödüyoruz, dolar yükseliyor. Yetiştiremiyorduk. O dönem dolarlarla aklımı bozmuştum.
Mal, mülk, yatırım işlerinden anlıyorsunuz yani.
Şaziye Şalı: Tabii uyanığız o hususlarda.
Yani özetle ‘‘No Man No Cry’’.
Gökben: Evet, evet. Üzülmek istemiyoruz biz. Böyle çok mutyuz. Yaşasın ekseksizlik!
AMA DAMAT DA ARIYORUZ
Gökben, kızı Begüm Mutlu, kız kardeşi Nil Ünal, anneleri Şaziye Şalı ve onun kardeşi Seyhan Şalı beş kadın beşi de bekár. Erkeksiz yaşıyorlar, memnun olduklarını söylüyorlar. Ama bir taraftan da damat adayı aramaktan geri kalmıyorlar. Şaziye Şalı bu komik kadınlar çetesinin reisi. Herşeye o karar veriyor. Mesala ‘‘Bu ilişki uzadı, bu seni almayacak, bitir artık kızım’’ diyor, ilişki bitiyor. Bakın Şaziye Şalı kızlarına uygun bulduğu damat adayının tarifini nasıl veriyor:
İnsancıl
Yani önce insan
Sonra iş adamı olabilir
Yalan söylemeyen
Ya da beyaz yalanlar söyleyen
Sorumluluk sahibi
Bu maddede taviz yok
Bir de güvenilir olacak
Kafa dengi
Yaşı önemli değil
Ama 40 ila 45 arası
Yani en fazla
Bilhassa esprili
Ve tabii kültürlü
Neşeli
Suratsız bir şey olmayacak
Normal kıskanç
Kadına hitap eden biri
Asla eli sıkı olmayacak
Bugünkü standartın altına düşmek istemiyorlar da...
UYANIK KADINLAR
‘‘Derdim var Dağlar Gibi’’, ‘‘Şiribim Şiribom’’, ‘‘Aşk Dediğin Laftır’’, ‘‘Rüzgar Gibi Geçtin’’, ‘‘Akılsız Başa Fayda Yok’’ gibi zamanının hit şarkılarını seslendiren Gökben o zaman kazandığı paralarla hálá sıkıntı çekmeden yaşamını sürdürüyor. Çünkü paraları çar çur etmemiş. Zarflarını annesine teslim etmiş. O da yatırım yapmış: ‘‘Mal mülk konusunda uyanığımdır.’’ diyor. Oturdukları iki daireyi de zamanında dolarla almışlar, onlar ödemişler dolar yükselmiş biraz zorluk çekmişler ama sonuçta kızlar çalışmış ödemiş!