Erkekliğimi ispatlamama gerek yok

Güncelleme Tarihi:

Erkekliğimi ispatlamama gerek yok
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2005 00:49

‘Erkekliğin kitabını yazan Aynalı Tahir’, bir başka dizide gay olarak kamera karşısına geçince yer yerinden oynadı. Bir de ‘Gay rolünü unutturmak için sevişme sahnesinde rol almam lazım’ deyince, olay büyüdü. Alişan, bu tartışmaya noktayı ‘Erkekliğimi ispatlamama gerek yok’ sözleriyle koydu.

- Önceki albümünle yenisinin arasında sadece bir yıl var. Neden bu acelecilik?

Geçen albümün promosyonunu iki ay içinde kesmiştim, çünkü istediğim gibi olmamıştı. 150 bin sattı, oysa hiçbir albümüm 300 binin altına düşmezdi. Tatmin olmadım ve bir şeyleri yanlış yaptım diye düşünüp albümü bıraktım.

- Birçok sanatçıya bakınca 150 bin aslında küçümsenecek bir rakam değil...

Doğru, birçok sanatçının albümünü geçti. Ama bana yetmedi. Bazı sanatçılar bandrol alarak kendilerini sattı ilan ediyor. Biliyorum ki ‘sattı’ denilen çoğu albüm, fabrikada ya da kendi firmalarında çürümek üzere bekliyor.

- Bu albümde çizginiz de biraz değişmiş gibi...

Bu yedinci albümüm ve eski albümlerde çalıştığım kimse yok bu kez yanımda... Her şeyiyle değişik olsun istedik çünkü...

- Aynı kulvarda olduğun birçok sanatçı, bir süre sonra pop müziğe yakınlaştı. Bu albüm de o yönde bir değişimin habercisi mi?

Benimki pop müziğe geçiş değil. Müzik günden güne gelişiyor ve biz de bu değişime ayak uydurmak zorundayız. Yoksa yerimizde sayarız. Tabii ne kadar değişiklik yapsam da kendimden ödün vermem.

Normalde silah taşımam

- Nazan Öncel kolay kolay herkese beste vermez. Onu nasıl ikna ettiniz?

Nazan Öncel, şarkılarını güzel yorumlayacak insanlara veriyor. Şarkı verdiği beş ya da altıncı insanım herhalde. Şirketimle anlaşırken de en önemli şartlarımdan biriydi ondan eser almak... Üç ay önce eşi Akşit abi ile temasa geçtik ve randevu aldık. Evine gidip görüştük. O kadar sıcak ve içtendi ki. Albümün tüm hazırlıkları tamamdı, bir tek Nazan Öncel’in şarkısını bekliyorduk. ‘Olay Bitmiştir’ olayı bitirdi.

- Siz bir dizide rol alıyorsunuz, ama eskiden çok yakın arkadaş olduğunuz Özcan Deniz ve Mahsun Kırmızıgül kadar ön planda değilsiniz. Gerçekten başarıyı yakaladığınızı düşünüyor musunuz?

Onlardan daha farklıyım bir kere... Ben komedi yapıyorum, onlar sert mizaçlı, maço karakterleri canlandırıyorlar. İnsanları güldürmek, ağlatmaktan daha zordur. Bir de kendi dublajımı kendim yapıyorum. Aralarında en çok dizi çeken benim. Evet, başarıyı yakaladım. Müjdat Gezen, Zeki Alasya, Melek Baykal bana iyi şeyler söylüyorsa, bu işi yapabiliyorum demektir.

- O sert rollerin altından daha kolay kalkarım diyorsunuz yani...

Evet, komediyi başardım, diğerini de yapabilirim. Ama Mahsun abi komedi çekerse nasıl olur, bilmiyorum. İnsanların gözünde çizdiği bir imaj var çünkü. İşte ben çizdiğim o imajı yıkabildim.

- Geçtiğimiz günlerde silahlı bir görüntünüz yayınlandı gazetelerde... Neden silah taşıyorsunuz?

Benim dört senedir silah ruhsatım var. Seviyorum silahı, ara sıra poligona gidiyorum. Ama yanımda taşımam. Sadece poligona giderken ya da gece uzun bir yolculuk yapacaksam alırım. O gün de poligondan dönüyordum. Dizi setinden bir arkadaşımızın doğum günüydü. Eve gidip silahı bırakamadım, o şekilde gittim bara. Basın vardı, gizlemeye çalışsam da göründü.

- Silah belinizdeyken yaşadığınız bir olay sizi onu kullanmaya itebilir. Bu olasılık sizi ürkütmüyor mu?

Ben zaten belimde taşımıyorum. O gün basiretim bağlandı, eve uğramaya üşendiğim için yanımdaydı. Silahı kullanmaktan, birine ateş etmekten elbette korkarım. Sinir anında ne olur bilinmez. Ayrıca sanatçı ile silah yan yana olmamalı. Benim tek amacım atış yapmak... Aynalı Tahir dizisinden kalma bir zevk. Bazı insanlar gibi kendimi korumak için almadım.

Gay rolünü yakıştıramadılar

- ‘Cennet Mahallesi’nin bir bölümünde gay şarkıcı olarak ekrana geldiniz, bu da epey tepki almanıza yol açtı. Neydi konunun bu kadar büyümesinin nedeni sizce?

İnsanlar Aynalı Tahir’den sonra bunu bana yakıştıramadılar. Basında çıkan haberler nedeniyle ailem de tepki gösterdi. Bir gün esprili olsun diye ‘O gay rolünü unutturmak için esaslı bir sevişme sahnesinde rol almam lazım’ dedim. Konu yeniden gündeme geldi.

- O rolü unutturma çabası neden peki?

O espriydi... Türker abiye ‘Bunu temizlemek için söyleyeyim de bana bir sevişme sahnesi yazılsın’ dedim. Bunu köşe yazarları ciddiye aldılar. Benim erkekliğimi ispatlama derdim yok. Bu tamamen bir espriydi. O rolün bana eksiden çok artı kazandırdığına inanıyorum. Kaldı ki benden bir hafta sonra Müjdat abi kadın kılığına girdi, ama kimse bir şey söylemedi. Bana yüklendiler.

- Erkekliğin kitabını yazan adam olduğunuz için yadırganmıştır gay rolü belki...

O ‘Aynalı Tahir’deki bir slogandı sadece. Uzun yıllar o etiketi taşıdım, hálá da taşıyorum. Şikayetçi değilim, ama farklı bir şey yapınca üzerime gelinmesini sevmiyorum.

- Sevişme sahnesi olacak mı peki?

Öyle bir sahne yazılırsa neden olmasın? Benim öyle takıntılarım yok.

- Ailenle mi yaşıyorsunuz hálá?

Evet, çünkü aile düzenini seviyorum. Evlenene kadar böyle gidecek.

Sanatçıların evlenmesi zor

- Evlilik çok mu uzak geliyor?

Doğru, artık inanılmaz uzak geliyor. O, ilişkim sürerken yakınlaştığım bir düşüncedir, finalin güzel olmasını isterim. Her ilişkimde öyle... Kimseyle iki-üç ay takılayım gibi bir derdim yok. Ama basına yansıyınca ilişkiler göze geliyor sanırım. Kavgalar ve kıskançlıklar başlıyor, yıpranıyorsun, sonunda bitiyor. Bir sanatçının evlenmesi ve bunu yürütebilmesi çok zor.

- Genelde maddi zorluklar içinde büyümüş olanlar müzik sektörünü ümit ışığı olarak görür. Sizse zengin bir aileden geliyorsunuz. Müzik merakı nasıl başlamıştı?

Dedemin maddi durumu çok iyiydi. Babam da memurdur.Özel okullarda okudum. Maddi sorunum olmadı. 18 yaşında altımda arabam vardı. Çok zengin değiliz ama standardın üstündeyiz. Açıkçası müziğe babamın beni iteklemesiyle başladım. O zorladı albüm yapmam için. Pilot olmak isterken, baba isteğiyle konservatuvara girdim. Sonra üçüncü sınıftan ayrıldım. O zorlamasaydı pilot bile olabilirdim.

- İyi bir eğitim almışsınız, iyi bir aileden geliyorsunuz. Buna karşın bazı kesimlerin gözünde farklı bir yeriniz var. Size küçümseyerek bakıldığını düşündüğünüz oluyor mu?

Prestij ailesiyle tanındığım için beni farklı bir kefeye koydular. İnsanlar bana ‘Prestij’de penguen sürüsü gibiydiniz. Kendini doğru ifade edemedin’ diyor. Üniversitede okuduğuma bile inanmayanlar, beni cahil bilenler var. Bize o zaman birliktelik güzel geliyordu. Ama millet bize burun kıvırıyormuş.

- Ya şimdi?

29 yaşına girdim, ne olduğumun, ne istediğimin farkındayım. Prestij’den ayrılınca herkes kendini buldu.

Çağla’ya üzülüyorum

Rüyamda görsem Mehmet Ali Erbil’in kızıyla bir birliktelik yaşayacağıma inanmazdım. Her şey kader kısmet ve yazı. Sezin Erbil dışında hiçbir ilişkimi kimse bilmedi. Bundan sonra da bilmeyecek. Yalanlamayacağım ama konuşmayacağım da, böyle karar aldım. Bir de adım ‘Cennet Mahallesi’ndeki rol arkadaşım Çağla Şikel’le yazılıyor bazen, ama o benim gerçekten arkadaşım. Varolan bir şeyin inkarı değil bu söz. Bir şey olsa inkar etmezdim... Zaten Çağla’yı her hafta biriyle yazıyorlar, sonra tekrar benimle yazıp bir şekilde bana döndürüyorlar. Hakkında çıkan haberler yüzünden Çağla’ya çok üzülüyorum.

Aynalı Tahir yaşıyor

Aynalı Tahir’deki rolünün üzerine yapıştığını söyleyen Alişan, sırf bu yüzden üstlendiği farklı rollerin yadırganmasından şikayetçi...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!