Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2010 15:06
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zeki Hoşcoşkun, meme kanserinin kadınlarda daha fazla görülmesi nedeniyle “kadın hastalığı” gibi algılandığını ancak düşük oranlarda da olsa erkeklerin de meme kanserine yakalanabildiğini bildirdi.
Prof. Dr. Hoşcoşkun, TÜ Tıp Fakültesi Hastanesi toplantı salonunda yaptığı basın toplantısında, her 100 kadından 10'unda meme kanserinin görüldüğünü belirterek, “Meme kanseri özellikle kadınların hastalığıdır. Ancak erkek olmak meme kanserine karşı bir sigorta değildir. Genel olarak 100 kadının 10'unda meme kanseri görülebilmektedir. Erkeklerde de yüzde 1 oranında görülme olmaktadır” dedi.
Kadınlarda meme kanseri görülme sıklığının geçmiş yıllara göre arttığını, bunun nedeninin meme görüntüleme yöntemlerinin (USG, mamografi, digital mamografi, meme MR'ı) gelişmesi olabileceğini ifade eden Hoşçoşkun, “Görüntüleme yöntemleri ile memedeki kanserli bölge elle muayenede anlaşılabilir büyüklüğe gelmeden önceki dönemde kanseri teşhis edebilmektedirler. Bir başka deyiş ile meme kanseri eski yıllara göre çok daha erken safhada teşhis edilmektedir. Bunun sonucunda da tedavi ile şifa sağlanma oranları eskiye göre artmıştır” diye konuştu.
Meme kanserine şikayet oluşturmadığı dönemde tanı konulmasının hayati önemi olduğuna vurgu yapan Hoşcoşkun, şunları söyledi:
“Amerikan Kanser Enstitüsünün (NCI) kadınlara birkaç tavsiyesi vardır. Bunlardan birincisi her kadının 18-20 yaşından itibaren her adet döneminin ikinci haftasında kendi kendine meme muayenesi yapmasını, menopoza girmiş kadınların ise her ay ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi etmesini önermektedir. Böylece kendi memelerinin olağan yapısına alışacakları ve olağan dışı bir durum saptadıklarında hekime başvurmaları önerilmektedir. Meme başlarının simetrisinin bozulması, memede bir şişlik (kitle), meme başından akıntı gelmesi bu olağan dışı durumlardan birkaçıdır.
İkinci tavsiyede 40 yaşına gelmiş her kadının şikayeti olsun ya da olmasın bir kez mamografi çektirmesi ve bunu hekimine göstermesi ve hekiminin tavsiyesine göre davranmasıdır. Meme kanseri riski daha fazla olanlarda 40 yaş yerine 35 yaşında mamografi çekilebilir. 55 yaşından sonra ise her kadının her yıl mamografi çektirmesi önerilmektedir.”
Memede elle hissedilen şişlik (kitle), meme derisinde içe doğru çökme, çekilme (gamze gibi), meme başında içe çekilme, meme başından akıntı gelmesi, meme başında kaşıntı, kabuklanma gibi şikayetler olduğunda mutlaka hekime başvurulması gerektiğini söyleyen Hoşcoşkun, “Meme kanseri yavaş seyirli olduğu için hiç tedavi edilmeyen bir meme kanseri yakınmaların ortaya çıkmasından sonra ortalama 30-40 ay yaşamaktadır. Yani meme kanseri korkulacak bir kanser değildir. Yeter ki zamanında tanı konulsun ve zamanında tedavi edilsin” dedi.
Günümüzde meme kanserinin tedavisinin eskiye göre çok değiştini ifade eden Hoşçoşkun, “Bugün erken tanı konulmuş meme kanserlerinde memenin tamamını almadan, memenin bir kısmını alarak tedavi mümkün olmaktadır” diye konuştu.