Erkekler tuvaletindeki Kadın

-  Niye kötü karakter rolleri hep size geliyor. “Öyle bir havam mı var” diye düşündüğünüz oluyor mu?
- Tabii ki düşünmedim. Allah aşkına, kötüye benzer bir yanım mı var?
-  Kötü bir kadın gibi durmuyorsunuz...
- Bilakis, çevremdekileri güldüren, pozitif biriyim. Kaderci, inatçı ve sabırsızım. İnsanın kendini anlatması çok zor ama şunu söyleyebilirim: Duygusal tarafım çok baskın. Aslında fotoğraflarımda masum görünüyorum ama rolü bir oynamaya başlıyorum; “Yahu bu kız kötüyü ne güzel oynuyor” diyorlar.
-  Kötüyü canlandırmak daha mı zor?
- Zor ama bir o kadar da eğlenceli. Masum bir başrol karakteri yerine derinliği olan bir kötü karakteri canlandırmayı tercih ederim. Aslında ‘kötü karakter’ lafını da çok kabul etmiyorum.
-  Ekranda ortalığı karıştırıp sonra da ‘kötü karakter’ lafını neden kabul etmiyorsunuz?
- Çünkü her kötülüğün mutlaka bir hikâyesi oluyor. Özellikle ‘Suskunlar’daki kötü karakterler hep net bir hikâyeye sahip. İçlerinde kötülükle beraber daha pek çok duyguyu barındırıyorlar. Nisan karakteri de bunlardan biri.
ERKEKLERİN MAHREMİNE GİRECEK KADAR CESUR DEĞİLİM
-  Dizinin fragmanında erkekler tuvaletinde görüyoruz sizi. Daha önce hiç erkekler tuvaletine girdiniz mi?
- Hayır. Aslında fragmandaki de gerçek tuvalet değil, dizi platosu. Sanırım ilk kez sayenizde biraz önce fotoğraf çekimi için erkekler tuvaletine girdim.
-  Dizi çekimlerinde pisuvarı koltuk yapmışsınız...
- Benim için ilginç bir tecrübeydi ama ‘Nisan’ karakterinin baskınlığını ve fütursuzluğunu öne çıkaran, ilgi çeken bir tanıtım olduğunu düşünüyorum.

-  Orada gayet erkeklere özel bir alandasınız. Normal hayatta da erkeklerin mahremine böyle girer misiniz?
- Yok daha neler artık! Güçlü görünsem de öyle erkek mahremiyetine girecek kadar değil.

SOLFEJDEN KALINCA OYUNCU OLDU

Hayalim müzikal şarkıcısı olmaktı. İstanbul Üniversitesi Müzikal Bölümü’ne girdim. Solfejden kalınca, okuldan atılmadan kendim ayrıldım. Reklam filmlerinde rol aldım. Yeditepe Üniversitesi’nde burslu olarak tiyatro bölümünü kazandım. ‘Rent’ müzikali sonrası ‘Arka Sıradakiler’ dizisiyle tanındım.

SINIFTA HEP ARKADA OTURURDUM

-  Bir çirkin ördek yavrusu hikâyeniz olduğu doğru mu?
- Küçükken güzel değildim. Okul yıllarımda çok kiloluydum. Arkadaşlarım “Şişman” diye dalga geçerdi benimle.
-  Sonra ne oldu da böyle güzelleştiniz?
- Hırs yaptım ve kilo verdim. Bu dizi için daha da zayıfladım. Sporu aksatmıyorum ve belli aralıklarla detoks yapıyorum.
-  Bu son değişimden sonra şimdi bacaklarınız çok seksi bulunuyor.
- Bense gözlerimi beğeniyorum. Onlarla bütün duygularımı anlatabiliyorum.

ERKEK OLSAM ESMERİ SEÇERİM

-  Rol icabı istediğiniz erkeği elde etmek için yapmadığınızı bırakmıyorsunuz...
- Tuttuğumu koparırım ama bir erkeği görüp illa benim olmalı diye hırs yapmam.
-  Dizide iki kadının biri sarışın, siz esmersiniz. Sarışın mı esmer mi?
- Aslı Enver’i çok seviyorum ama erkek olsam esmer derim!

ANNE VE BABAM BEN ÇOCUKKEN AYRILDI

Anne tarafım Selanik ve Makedonyalı, baba tarafımsa Bosna Hersekli. Babam esnaftı. Şimdi Bodrum’a yerleşti ve orada ticaretle uğraşıyor. Annemle babam ben 7 yaşımdayken ayrılmışlar. Onların tek çocuğuyum ama babamın diğer evliliklerinden iki kardeşim daha var.