Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2005 01:42
Kelebek, sayfalarında kadın-erkek ayrımı yapmadan herkesin ilgi alanlarına değinmeye devam ediyor. Kadın okurlara moda dünyasından haberler verirken, erkek okurlarımızı da unutmadık. Bugünden itibaren geniş bir özetini yayınlamaya başladığımız kitabın yazarı, Polo Ralph Lauren’in uzun süre yaratıcılık bölümünü yönetmiş olan Carson Kressley... Onun, her yaşta erkeğin giyim sorunlarına çözüm getiren önerileri, erkek okurlarımız için çok yararlı bir rehber olacak.
Dünya kuruldu kurulalı, erkekler ne giyeceklerine karar vermekte zorlandılar. İlk günlerden beri bu gerçek değişmedi.
Sahnenin dekoru: Cennet Bahçesi
Havva, sahnenin sol tarafından sesleniyor:
‘Adem, yine mi o incir yaprağıyla örtünüyorsun? Benimle alay mı ediyorsun? Bu çok sıkıcı bir durum!’
Ve işte moda böylece doğdu. Ama aradan bunca zaman geçmesine rağmen erkekler hálá giyim konusunda kararsız. Erkeklerin zamana ve bulundukları ortama göre giyinmek yerine, kendilerine yakıştırdıkları kıyafetleri seçmeleri bana göre yanlış. Aslında erkek giyiminde tam bir kargaşa yaşanıyor. Ama bir zamanlar, hem de yakın geçmişte durum bu kadar kötü değildi. Çünkü belirli durumlar için belirli kıyafetlerin giyilmesi zorunluydu. Erkeklerin çoğu, iş yerine giderken üniforma sayılacak kıyafetler giyerlerdi. Avlanmak, kayak yapmak gibi spor faaliyetleri için hazırlanmış giyecekler de işlerini kolaylaştırırdı. Babalar oğullarına kravat bağlamayı, ayakkabı ve takım elbise seçmeyi öğretirlerdi.
Derken günün birinde cep telefonu ve internetin yaygınlaşmasıyla çok hareketli bir toplum olduk ve o eski kurallar, alışkanlıklar unutuldu. Yırtık şortlar ve rengi solmuş tişörtlerle uzun uçak yolculuklarına çıkmakta bir sakınca görmemeye başladık. Her türlü kural unutulunca da biz erkekler, kıyafet seçme özürlü olduk. Zamana ve zemine uymayan kıyafetler seçmekte başkaları gibi ben de uzmanlaştım diyebilirim. Şimdi şöyle bir düşünce aklınızdan geçebilir: ‘Bu adamın da bizden geri kalır yanı yok. Onun önerilerini neden dikkate alalım?’
Hemen bir hatırlatma yapayım: ‘Dediklerimi yapın, ama yaptıklarımı yapmayın!’
GİYSİLERİN SON KULLANMA TARİHİ
Gardırobunuzdaki giyeceklerin her birinin üzerinde, tıpkı yiyeceklerde ve içeceklerde olduğu gibi bir son kullanma tarihi belirtilmiş olmalı. Erkeklerin giyeceklerini kolay kolay elden çıkaramadıklarını biliyorum. Kadınlar bu konuda daha farklı düşünüyorlar. Giymek istemedikleri kıyafetleri şu veya bu şekilde elden çıkarıyorlar. Ama dedim ya, erkekler giyeceklerine aşırı derecede bağlı oluyorlar. Giyinirken başka birine değil, sadece kendinize benzemeyi ilke edinin.
Kuşkusuz, modanın kurallarında bazı değişiklikler yapmak eğlenceli olacaktır. Zaten aslına bakarsanız modada ilk kural, kuralsızlıktır. Yerine ve koşullara göre giyinmeyi ilke edinmek iyi hoş da, kişiliğinizi ön plana çıkarmak uğruna gülünç durumlara düşmek de istemezsiniz. İşte bu nedenle, giyim konusunda esnek olmayı deneyin. İçinde bulunacağınız ortamın özelliklerini gözden geçirip bu ortama uygun giyinmeyi deneyin.
YAŞA GÖRE GİYİNMEK
Seçtiğiniz giyeceklerle komik duruma düşmek istemezsiniz, değil mi? Örneğin eğer 34 yaşındaysanız, kolej yıllarında giydiğiniz kazakları, tişörtleri artık unutmanız gerekir. 40 yaşına gelmiş erkeklerin kolej öğrencisi gibi giyinmelerini asla doğru bulmam. Aynı şekilde gencecik delikanlıların da kravatlı, yelekli takım elbiseler giymelerine karşıyım. Ve eğer 65 yaşına gelmişseniz, gençler için üretilen bikini modeli mayoyla kumsalda boy göstermeniz komik olur.
Meselenin özü şu: Her yaşa uygun kıyafet seçmek... Unutmayalım, her yaşın kendine özgü güzellikleri vardır. Belli bir yaşın giyeceklerini kendinize yakıştırmış olabilirsiniz. Ama sürekli olarak bu modelleri seçmeniz yanlıştır. Bizler buna ‘modada bellek kaybı’ diyoruz.
Akıldan çıkarılmayacak 10 kuralGiyim kuşam konusunda yeni alışkanlıklar edinmek için harekete geçeceksiniz. Ama önce şu 10 emri dikkatle okuyun ve uygulamaya başlayın:
1- Eğilimleri dikkate almayın: Bir kıyafeti sırf moda oldu diye giymeniz doğru değil. Kendinize yakışanı seçmeli ve moda olmasa da onu giymelisiniz. Giyim konusunda yapılan en büyük hata, başkasına benzemeye çalışmaktır.
2- Ayrıntıların gücünü asla küçümsemeyin: En önemsiz görünen ayrıntı, aslında ilk bakışta dikkat çeker.
3- Basit olanı tercih edin: Sıradan bir erkek, kendine gardırop düzenlerken ona en çok yakışanları seçmeli. Fazla abartılı olmamalısınız. İki giyecek arasında bir
seçim yapmanız gerekirse, daha basit olanı tercih edin.
4- Bir giyeceğin kumaşında doğal olmayan malzeme oranı yüzde 25’i geçmemeli: Kumaşın dokusuna biraz polyester katılmışsa, bu sizi öldürmez. Polyester ağırlıklı kumaş mı? İşte o ayrı bir konu.
5- Stil sahibi olmak için denemelere ağırlık verin: Hata yaparsanız önemi yok, hayat devam eder.
6- Alışverişe asla yalnız çıkmayın: Bir mağazaya girersiniz, satış elemanları size aslında yakışmayacağını düşündüğünüz giyecekleri satmak isterler. Üstelik bunda başarılı da olabilirler. Oysa yanınızda biri varsa, sizi tanıyan bu kişiden fikir alabilirsiniz.
7- Olayı abartmayın: Eğer size özgü bir stil ile dikkat çekmek istiyorsanız, bu isteğinizi gerçekleştirirken abartılı seçimlerden kaçının. Sokakta sizi görenlerin, alışılmamış bir görüntü sergilemenizi onaylamayıp, sizi gülünç bulacaklarını unutmayın.
8- Asla şeffaf bir kıyafet giymeyin: Meme uçlarının görünmesini Janet Jackson’a bırakalım, tamam mı?
9- Harcamalarda mantıklı olun: Belirli bazı mağazalara sık sık uğramanızda bir sakınca yok. Fakat alışveriş yapmak bir bağımlılığa dönüşmüşse ve iki haftada bir alacaklılarınızdan kaçmanız gerekiyorsa, o zaman gerçekten büyük bir probleminiz olduğu anlaşılır. Bu dünyada iki önemli şey var: Gururunuz ve kişisel kredi miktarınız. Bankaların peşinize düşmelerini elbette istemezsiniz.
10- Kaşmirin mevsimi yoktur: Kış aylarında kaşmir giyin. Yaz aylarında da giyebilirsiniz. Gece yatarken ya da bahçede çalışırken bile kaşmir giymenize itiraz etmem. Kaşmir hiçbir zaman yanlış seçim sayılmaz.
YARIN: DOST BAŞA, DÜŞMAN AYAĞA BAKARYazan: Carson Kressley Derleyen: Azize Bergin