Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2006 00:00
Evlilik kavramına kadınların her zaman daha sıcak baktığı düşünülür ya da kadınlar her zaman evliliğe zorlayan taraf gibi gösterilir.
Bu durum artık yavaş yavaş değişmeye başlasa da, erkeklerin evliliğe kadınlar kadar sıcak bakmadıkları bir gerçek. İşte erkeklerin ve belki de modern kadınların, evlilikten korkmasının başlıca nedenleri...
1- İyi ya da kötü günde beraber olmanın ömür boyu hapis cezasını hatırlatması: Çoğu erkek evlilikteki bu en önemli maddenin bir tür zorunlu anlaşma olduğunu düşünüyor. Haliyle de bundan korkuyorlar. Çünkü onlar, kalıplara girmeye uygun değiller.
2- Beraber olabilecekleri bir sürü kadından vazgeçme fikri: Bir erkek, eğer dış güçler tarafından zorlanmamışsa, çok aşık olmadığı takdirde evlenmez. Buna rağmen yine de hayatları boyunca tek bir kadına bağlı olma fikri onları korkutur. Bekar arkadaşlarının anlattığı çapkınlık hikayelerini dinlemekle yetinmek, onlara acıların en büyüğü gibi gelir.
3- Daha iyi bir eş bulma umudu: Evlenmeyi planlayan ama henüz uygun aday bulamayan bir erkek, kendini hayatının en iyi kadınını bulmaya adar. En iyi
yemek pişiren, en iyi giyinen, en iyi sevişen ve en iyi anne olabilen kadını bir gün bulabilmek varken, olanla yetinme fikri onlara hiç de cazip gelmez.
4-Boşanma korkusu: Evet, erkekler evlenmekten korkar ama boşanmaktan daha çok korkar. Çünkü var olan düzenlerinin bozulmasını istemezler. Akşam evlerine geldiklerinde sıcak bir karşılama, giysilerinin yıkanıp ütülenmesi, evin temizliği, yemeklerin yapılması yabana atılır şeyler değildir.
5- Ebeveynlerinin evlilik yaşantısını kopyalama korkusu: Bu sendrom daha çok mutsuz veya boşanmış aile çocuklarında görülür ve haklı olarak doğacak çocuklarına böyle bir deneyim yaşatmak istemezler.
6- Flörtle dolu eğlenceli bir yaşamdan bağlılığa geçiş korkusu: Evli bir erkek, bekar ama sevgilisi olan bir erkeğe göre her zaman daha sadık olmak zorundadır. Bekar erkekler için günlük kaçamaklar bazı kadınlar için daha affedilir olabilir ama konu evlilik olunca, aynı hoşgörüden söz edilemez.
7- Kılıbık olma korkusu: Evlenene kadar hiçbir işe elini sürmemiş ana kuzusu erkekler, evlendiklerinde bütün ev işlerine yardım edeceklerini bilirler. Hele hele çalışan bir kadınla evlenirlerse, bu işin "yardım" boyutlarını çoktan aşacağından neredeyse emindirler. Bu da onlar için kılıbık olmakla eşdeğerdir.
8- Hayatlarının rutinleşmesi ve sıkıcı bir hale gelmesi korkusu: Hafta sonu gidilen sinemalar, romantik yemekler... Her erkek evlenince bu aktivitelerin yerini akraba ziyaretlerinin alacağını bilir. Bu da onlar için hayatın giderek sıkıcı hale gelmesi anlamını taşır.
9- Erkek erkeğe olan eğlencelere veda etmek zorunda kalışları: Futbol maçları, birahaneler, halı saha aktiviteleri... Erkekler, evlendiğinde bunların en az birine veda edecek olmayı içlerine sindiremezler. Hele de çok sevdikleri erkek arkadaşlarının eşleri tarafından onaylanmaması, başlı başına sorundur.
10- Seksin spontane değil alışkanlık üzerine gelişmesi: Balayında ve ilk birkaç ay her şey iyidir. Peki ya sonra? Seks de bir süre sonra diğer aktiviteler gibi TV karşısında patlamış mısır yemekten farksız bir hál alır. Çünkü önce yemek yenecek, ardından mutfak toplanacak ve sonra sevişilecektir. Bu da her şeyin spontane olmasını seven erkeklere hiç mi hiç uymaz.