Güncelleme Tarihi:
Antalya'da devam eden “1. Türkiye Uluslararası Gerontoloji Sempozyumu”na, “Yaşlı İntiharlarının Dağılımı ve Nedenleri: Türkiye Örneği” başlıklı bir bildiri sunan Prof. Dr. İçli, önceki yıllarda gerçekleştirdiği “Türkiye'de İntiharların Bölgesel Dağılımı” konulu çalışmasından örnekler verdi. İçli, Türkiye'de her yıl bir köy nüfusu kadar insanın intihar ettiğini bildirdi.
ERKEKLER DAHA ÇOK İNTİHAR EDİYOR
Prof. Dr. İçli, Türkiye'de 15 yaş altında intihar vakalarının seyrek görüldüğünü, ancak 15-24 yaş grubunda arttığını söyledi. 24 yaşından itibaren bu oranın yeniden düştüğüne dikkati çeken İçli, intiharların 64 yaşından itibaren yeniden artmaya başladığını ifade etti.
Çalışmasında, intihar-cinsiyet ilişkisini incelerken, erkeklerin kadınlardan daha sık intihar ettiklerini gördüklerini belirten İçli, şu bilgileri verdi:
“Cinsiyete göre intihar nedenleri incelendiğinde, aile içi geçimsizlik ve hastalık, kadınların en belirgin intihar nedeni olarak bulundu.
Bunun yanında, geçim zorluğu erkeklerin, hissi ilişki ve istediği kimseyle evlenememe de kadınların intiharlarında sık görülen nedenler olarak saptanmıştır. Öğrenim başarısızlığı nedeniyle intihar ise her iki cinste de seyrek olarak görülmüştür.
Evli nüfusta intihar oranının düşük oluşu, evliliğin intiharı azaltıcı bir rol oynadığını, ancak tümüyle engelleyemediğini göstermektedir. Genel olarak aile içi geçimsizlik nedeniyle intiharın yüksek olduğu bölgelerde, boşanmış kadın ve erkeklerin intihar oranı da yüksek bulunmuştur.
Eşi ölmüş erkeklerin intihar oranı da yükseklikleriyle dikkati çekmektedir. Yaşlılıkta intiharla, eşin ölümü sonucu intihar arasında da bir paralellik söz konusu olabilmektedir.”
EN ÇOK İNTİHAR VAKASI 1999'DA
Prof. Dr. İçli, Emniyet Genel Müdürlüğü, Asayiş Daire Başkanlığı'nın 1993-2003 dönemine ait intihar verilerinin nüfusa oranlandığında, 1993 yılından 1999 yılına kadar intihar olaylarında artış görüldüğünü kaydetti.
İntihar olaylarının yüzde 4,05 ile 1999 yılında en yüksek değere ulaştığını ifade eden İçli, intihar vakalarının bu yıldan itibaren düşmeye başladığını, 2003 yılında bu oranın yüzde 2,35 olduğunu belirtti.
“YALNIZ ERKEKLER İÇİN BİRLİKTE YAŞAM DAHA ZOR”
Prof. Dr. İçli, 55 yaştan itibaren intihar nedenleri incelendiğinde, hastalık nedeninin, özellikle 65 yaşın üstünde çok yükseldiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
“Erkeğin hasta olması, onu daha fazla bakıma muhtaç eder. Eğer eşi yoksa, bakım için kızı veya gelinine muhtaç olan erkek, kendisine gerekli özeni göstermeyip, ilacını zamanında almayarak veya hiç almayarak kendini öldürme yoluna gidebilir.
Hem çocuklar, hem de anne-baba ve yaşlı kadın için nispeten daha kolay olan çocuklarla birlikte yaşama olanağı, yalnız erkekler için daha zordur.
Çünkü o, çocuk bakıp ev işi de görememektedir, kendisine bakımında yardım edilmektedir. Bu durumda yaşlılık, bir de hastalıkla birleşirse, intihar hiç de şaşırtıcı olmamaktadır.”
“YAŞLILARIMIZI, AİLESİYLE BİRLİKTE YAŞATMALIYIZ”
Türkiye'de yaşlılar için bakımevlerinin yetersiz olduğunu vurgulayan İçli, gelir düzeyi iyi olmayan yaşlı kişilerin yaşayabilecekleri uygun bakımevleri bulmakta da güçlük çektiğine dikkati çekti.
Prof. Dr. İçli, çocukları ve torunlarıyla bir sevgi ortamında yaşamlarını sürdüren yaşlıların fiziksel ve ruhsal olarak daha sağlıklı ve mutlu olacaklarını vurgulayarak şöyle devam etti:
“O halde yaşlılarımızı sadece intihardan değil, tüm sosyal problemlerden koruyabilmek için ailesiyle birlikte yaşamasını sağlamak, bu mümkün olmuyorsa yaşam kalitesini bozmadan ömrünü geçirebileceği bakımevlerini yeterli sayıya ulaştırmak gerekir.
Bu yolla yaşlıların hem daha iyi bakımı sağlanabilir, hem de onların intiharları önlenebilir. Çünkü yaşlılık hastalıkla birleşince intihar ihtimali artmaktadır.”