Güncelleme Tarihi:
İşte Avşar'ın kese macerası:
Tellak, Peştamal Ve Ben On dört gündür tatildeyim. Sonunda lüks bir otelin önüne geldik tekneyle. E hadi şu denizin, güneşin ve güneş yağlarının vücuttaki etkisini atmak için spa'ya gideyim dedim, yani hamama , şöyle güzelce keseleneyim diye… Kese yapacak kişinin kadın olabileceğini düşünerek hazırlanmaya başladım.
Hazırlıklarımı tamamlamışken, üzerimde sadece peştamal varken kese yapacak kişinin erkek olduğunu, kadın tellakların meşgul olduğunu öğrenmiş oldum.
Birkaç saniye geri mi döneyim acaba diye düşünürken kendimi bir erkek tellağın önünde yürürken buldum. Hafif iri-yarı, yüzü gülmeyen biriydi. Yüzünde işinde yaptığım işin en iyisiyim gibi bir ifade vardı.
Hafif gülerek; “İlk defa erkek keseleyecek beni acaba mayomu giyse miydim?” diye kendi kendime yüksek sesle konuşuyordum ki “E ne anlayacaksınız o zaman keseden, rahat olun siz benim için gün içinde keselediğim 30 kadından birisiniz.” demesiyle kendimi mermerin üzerinde buldum.
Halbuki rahatlamak için oradaydım ama gerginlikten ağzımı kapatamaz hale gelmiştim. Derken 'şaaaap' diye bir kova suyla kendime geldim!
“Şimdi yüzüstü yatın “ dedi. Üstümdeki peştamal açılmasın diye yatarken verdiğim uğraş sanırım bir dakikaya yakın sürdü.
İşlem bittiğinde yani sonunda yüzüstü yatıp kafamı çevirdiğimde ifadesiz, yatarken yaptıklarıma anlam verememiş bir suratla karşılaştım. Adamdan korkup korkmadığımı düşünürken o sırada saniyelerce açılmasın diye sarıp sarmaladığım peştamal yarı belime kadar çekilerek indirilmişti.
Ben peştamalle uğraşırken ilk saniyelerde 'şaaap' diye üstüme attığı su kurumuş olduğundan işlem tekrarlandı ve tellak beni keselemeye başladı. Sanki işkence çekiyordum, keselenirken öbür tarafa nasıl döneceğimi düşünüyordum ki peştamalın sadece popo kısmını kapattığını, kese sırasının bacaklara geldiğini fark ettim. Hemen peştamale yapıştım, olur da sarsıntı anında üstümden uçmasın diye. Bu arada baktım ki bir sessizlik söz konusu. Keseleme işlemi durmuştu… Ne oldu diye kafamı binbir güçlükle arkaya çevirdiğimde yine aynı suratla karşılaştım. Sakinleşmemi bekliyordu ki işine devam edebilsin.
Sonunda dayanamayarak “İşimi zorlaştırıyorsunuz böyle kese olmaz ki!” diye azarladı beni. Zaten korkuyordum. Azarı yiyince hareket bile edemez hale gelmiştim. Vücudumun arkasının keselenmesi bitmişti ki “Dön!” diye bir ses duydum.
“Nereye döneceğim?” dedim. ”Önünü. Sırtüstü yat” demez mi? Yine saniyeler süren bir kapanma şovundan sonra döndüğümde bir de ne göreyim? Yine o, ifadesiz suratıyla peştamali açmamı bekliyor.
“Bakın, dizlerime kadar keseleyin, yeter!” dedim. Dedim de ne oldu? Hemen ikinci peştamal geldi, biri göğüs kısmına biri alt kısma. Başarılı bir operasyon ile örtüldü. E, geriye kala kala bir tek göbek deliği kaldı. Kese göbekten başladı, ifadesiz adam aynı bölgede debelenip duruyordu.
Kendimi feci yorgun gergin, çaresiz hissettiğimi düşünürken kesenin boynumdan göğüs kısmıma doğru gittiğini gördüm ve peştamala deli gibi sarıldım. İfadesiz adam bu sefer boyun kısmımla mücadele ediyordu ki “Boğulacağım” diye sesimi yükselttim.
Belli ki adamın niyeti de buydu. O da artık kazanacağı parayı hak etmeye çalışıyordu derken “Kalk” dedi. Kalktım. “Arkanı dön” dedi. Döndüm. Bir de ne göreyim, arkamdan şaaap diye attığı soğuk su. Biri beni itmiş gibi taaaa karşı kurnaya fırlattı. Kaymamak için bir yerlere tutunayım derken benim peştamal sonunda düştü. İki saniyelik bir popo şovuyla tellak ve ben hamamdan çıktık. Tellak kendini bir yere attı, ben kendimi dinlenme salonuna atıp gözlerimi kapadım ki yine onun sesiyle irkildim: “Sıhhatler olsun!”
Farkında olmadan çığlık atmışım. Özür dileyerek durumu düzeltmeye çalışıyordum ki o ifadesiz adam gitmiş otuz iki dişi görünen (pardon otuz bir, biri yoktu) “Nasıldı ama?” diye soran gözlerle bakan biri gelmişti., “Merak etme benden sır çıkmaz” der gibiydi. İşte o an anladım ki tellaklar da kendilerini doktorlar gibi yaptıkları işin kutsallığına inandırmışlar.
Sevgilerimle Hülya Avşar