Erkek milletine naz yapmak lazım

Güncelleme Tarihi:

Erkek milletine naz yapmak lazım
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2010 00:00

Radyoculuğu bırakıp “Endorfin” albümüyle müzik dünyasına adım atan Emel Yalçın, yeni fotoğraflarında erkeklere meydan okudu. Eline tıraş bıçağını ve maktabı alıp objektif karşısına geçen Yalçın, bu sert görünüşün aksine özel hayatında son derece nazlı!

Haberin Devamı

Yaklaşık üç ay önce bir albüm çıkardınız. Ne değişti hayatınızda?

- Çok şey... ınsanlara karşı güvensizlik başladı. Albümümle ilgili bir sıkıntım yok, her şey yolunda gidiyor. Ama ben eskiden daha konuşkan bir kızdım, içime kapandım.
 
Neden? 

- Çünkü anladım ki her ağzıma geleni söylememem lazım. Başım yandı. “Sen artık radyocu değilsin Emel, şarkıcısın” diyorum kendime. Ayrıca dostlarımı anladım bu zaman içerisinde; kim arkadaşım, kim dostum, kim değil gördüm.

Eski meslektaşlarınız şarkılarınızı daha sık çalarak size torpil geçti mi biraz?

- Tabii, olmuştur böyle şeyler. Arkadaşlarıyım diye daha farklı yaklaşıyorlar.  

İlk nerede konser verdiniz?

- Hülya Avşar’ın tenis turnuvasına her yıl sunucu olarak giderdim, bu yıl solist olarak çağrıldım. Çok da güzel bir konsept hazırladık. Tenis kıyafetleriyle çıktım sahneye... Masal gibiydi. Herkes şarkını söylüyor, düşünsenize...

SEKSİLİK İÇİMDE VAR, NE YAPAYIM

Radyo programı yaparken kadın-erkek ilişkilerini irdelerdiniz. Artık kimseyi eleştiremeyen, sadece seksi görünen bir kadınsınız. Nasıl bir ikilemdir bu?


- Sen benim derdimi anlamışsın! Artık istediğim kadar özgür değilim. Eskiden birilerinin boşanmasını yayınımda rahat bir şekilde eleştirebilirdim. Ama şimdi sorulduğu zaman “Allah herkesin yolunu açık etsin” diyorum. Susmak zorundayım. Bu mesleğin bazı kuralları varmış, bunu öğrenmiş oldum. Biraz sessiz kalman lazım. Herkese gülümsemeli, herkesle iyi geçinmelisin. Biri sana bir şey de yapsa, kalbini de kırsa, yine gördüğün yerde gülümsemen lazım ona. Fotoğraflardaki seksiliğe gelince; içimde var benim, ne yapayım!

Aynaya baktığınızda nasıl bir kadın görüyorsunuz?

- Kendini çok beğenen bir kadın değilim aslında. Ama aynı o fotoğraflardaki gibi değişkenim. Bazen genç kız bazen de çok seksi bir kadın olabiliyorum.

Birlikte olduğunuz erkek için zor mudur bu çok karakterlilik hâli?

- Aksine, çok eğlenceli bence... Neden zor olsun ki, her gün başka biriyle berabermiş hissi veriyor!

BiZ ERKEKLERDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜYÜZ

Niye hayatınızda kimse yok peki bunca zamandır?


- Bazı şeyleri çözdüğüm için olabilir... Bir de teknolojiyle beraber aşk da kolaylaştı. Facebook’umu açıyorum, 500 mesaj gelmiş. Ama bu kadar kolay ulaşılabilir olmayı ve bu kadar kolay ulaşmayı istemiyorum. Galiba bu yüzden hayatımda aşk yok. Ben hâlâ eski zamanlardaki gibi sokakta yürürken omzuma çarpsın, yıldırım aşkına tutulayım istiyorum. Bir de aşk zaten çok yorucu bir şey, kendimi şimdi aşka kaptırırsam albüm sekteye uğrar.

Kadınlardan çok şey bekleniyor genelde, değil mi? Hem işinde başarılı olacaksın, hem evi çekip çevireceksin, hem kendine bakacaksın hem de iyi bir anne olacaksın...

- Belki de bunların altında ezilmekten çok yorulmuşuzdur. Güçlü görünmeye çalışmak çok yorucu, üstelik kadınlar zaten erkeklere göre daha güçlü. Düşünsenize doğum yapıyoruz; acı eşiğimiz bile daha yüksek! Bunu biz kendi kendimize yükledik ve erkeklerle yarışmaya başladık.

Neden erkeklerle yarışmaya başladık?

- ıhanetlerinden, çok can yakmalarından dolayı olabilir. Biz de ne kadar güçlü olduğumuzu göstermeye kalkıştık. Ama erkekler kendinden üstün kadınları da sevmiyorlar.

ÇAPKIN KADINIM, GÖZ ÇAPKINLIĞIM OLMUŞTUR

Uğraştırır mısınız bir erkeği?


- Uğraştırmak demeyelim de... Sen kolay ulaşılabilir bir kadınsan kolay da vazgeçilebilirsin demektir. Dolayısıyla biraz naz yapmak lazım erkek milletine...

Hiç aldatıldınız mı?

- Duyduğum, gördüğüm bir şey olmadı ama mutlaka aldatılmışımdır.

Siz aldattınız mı?

- Göz çapkınlıklarım olmuştur. Ben de çapkın bir kadınım. Buluşma, bir şeyler yaşama değil ama göz çapkınlıkları veya ani kalp çarpıntılarım olmuştur hayatımda biri varken.

AŞK KONU OLUNCA ÇİVİ ÇİVİYİ SÖKER

Uzun yıllardır beraber olduğunuz biri var, ama kalbiniz başkası için çarpmaya başladı; ne yaparsınız?


- Bütün gemileri yakar giderim. Hiçbir şeyin garantisi yok ki hayatta. Böyle bir şey yaşamadım ama karşıma Behlül gibi bir adam çıkarsa tabii ki durmam! Heyecan güzel şey. Hepimizin doğasında da var, bunu yaşamak istiyoruz. Karşımdaki insana saygı duyarım, onu üzmeden gitmeye çalışırım ama mutsuz olduğumu, başkasına bir şeyler hissetmeye başladığımı fark eder. Bir ilişkiyi bitirmeden diğer ilişkiye başlamam ama bende “Aşk acısı çekiyorum, aradan zaman geçsin” durumu yoktur. Çivi çiviyi söker taktiğini uygulamışımdır hayatımda.

İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?

- Hiç unutmuyorum ki! Radyoculuğa başlamama sebep olan kişiydi. O da radyocuydu ve devamlı onu dinliyordum. Onu görmem lazımdı, aradım “Asistanın olmak istiyorum, görüşmeye gelebilir miyim” dedim. Babamla gittik. Onun asistanı olarak değil ama orada bir asistan olarak başladım. Meslek sahibi oldum adam yüzünden.

Sevgili oldunuz mu?

- Hiçbir zaman olamadık. Platonik aşık olarak kaldım. Onun bir kız arkadaşı vardı. Benden biraz büyüktü.

Söyleyebildiniz mi duygularınızı kendisine?

- İlk zamanlar söyleyemedim. Ama sonradan söyledim. Küçüktüm ben ona göre, o yüzden hiçbir şey olamazdı.

Haberin Devamı

EN YAKIŞIKLI ADEM KIVANÇ TATLITUĞ

ılk fotoğraflarınızda Adem-Havva konsepti vardı. Merak ediyorum, sizin favori Adem’leriniz kimler?


- En yakışıklı Adem, Kıvanç Tatlıtuğ, en karizmatiği Kenan ımirzalıoğlu, en zeki de Okan Bayülgen... Dünyaya bir daha ve erkek olarak gelseydim Okan Bayülgen olmak isterdim. Onun zekasına hayranım.

Çıktınız mı programına?

- Hayır, almadı daha beni. Hâlâ fark etmediler. Daha bilinen isimleri almayı tercih ediyorlar, oysa yeni çıkanlarda ne cevherler var bir bilseler!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!