Güncelleme Tarihi:
Hamilelik nasıl gidiyor?
- 23’üncü haftadayım, yani altıncı ayın içinde sayılıyorum. Yolun yarısını geçtik diyebiliriz. Buraya kadar her şey iyi gitti. İlk aylar biraz bulantım oldu, uykuya düşkünlüğüm arttı, kokulara karşı hassaslaştım, ancak tüm bunlar normal belirtilerdi. Hatta çevremdekilerden hamilelik sırasında yaşadıklarını duyduktan sonra kendi sıkıntılarımı şikayet olarak nitelendirmiyorum. Bu yüzden güzel bir hamilelik geçiriyorum diyebilirim.
Aşerdiniz mi?
- Evet. Bu kadar klasik bir şey aşereceğim aklıma gelmezdi ama eriğe aşerdim. Hatta sevgili kocam Barış, eriğin çıkmasına iki hafta kala, gecenin 02.30’unda İstanbul’un diğer ucundan erik getirdi. Daha sonra bol bol limon yedim. Bu yüzden herkes bebeğin kız olacağını düşündü.
Evet, genelde öyle bir kanı vardır...
- Ama erik, ayva ve limon yerken oğlum olacağını öğrendim.
Tam olarak ne zaman öğrendiniz cinsiyetini?
- Cinsiyetini 16’ncı haftada öğrendik. Aslında bir hafta önce öğrenmeyi umuyorduk ama bacaklarını sıkı sıkı kapatıp poposunu döndü bize. Sonraki hafta da sadece bir an erkek olduğunu görebildik, sonra tekrar arkasını döndü.
Siz ne olacağını düşünüyordunuz?
- Bana hep kız olacakmış gibi geliyordu. Hatta bu hislerden yola çıkarak Barış’ı da yanılttım. Doktor bize “Sizce cinsiyeti ne?” diye sorduğunda aynı anda “Kız!” dedik. O da bize “Peki, ya bu pipi ne olacak o zaman?” diye cevap verdi. Sonra eşim de ben de çok ağladık. Hamile kaldığımı öğrendiğimde bu kadar ağlamamıştım.
“BEBEĞİN ADINI SAVAŞ KOYACAĞIZ” DEMEDİM
Aslında daha önce verdiğiniz röportajlarda “Erkek olursa...” diye başlayan cümleleriniz var.
- O demeçlerin hiçbirini ben vermedim. İlk defa size konuşuyorum.
“Erkek olursa adını Savaş koyacağız” cümlesi de yanlış o zaman...
- Bu ve bunun gibi tüm ifadelerin hepsi uydurma. Hamile olduğumun bile nasıl öğrenildiğini çok merak ediyorum. Çünkü evde test yaptım, sonuç pozitif çıktıktan iki gün sonra doktora gittim, sonraki gün gazetede hamile olduğum haberini okudum. Muhtemelen sette bir şeyler oluyor ve hop diye bir anda haberler uçuyor.
İlginçmiş...
- Daha ilginci de bu haberlerden sonra “Erkek olursa adını Savaş koyacağız, ismiyle yaşatacağız onu” haberlerinin çıkmış olması. Aksine hiç böyle bir düşüncemiz olmadı. Bu haberi yazan muhabir arkadaşla geçen gün bir düğünde karşılaştık. Muhabirler yine “Adını ne koyacaksınız?” diye sordular. Ben de “Siz yazmışsınız ya adının ne olacağını” dedim. Muhabir arkadaş “Biz sadece adını Savaş koyarsınız diye tahmin ettik” dedi!
Yani yalan haber olduğunu itiraf etti, öyle mi?
- Evet. Biz daha adının ne olacağına karar vermedik. Ön adı ya da ikinci adı Savaş olabilir ya da hiç olmaz. Yüzde yüz verilmiş bir kararımız yok şu anda.
SEZARYENDEN KORKUYORUM
Bu haberi Barış Bey’le nasıl paylaştınız?
- Hamile olduğumu öğrendiğim gün setteydim. Çok yakın arkadaşımdan eczaneden test almasını rica ettim. Testi evde yaptım ve pozitif olduğunu gördüm. Eşimse o sırada Aslantepe’de ilk kez oynanan GS-FB maçındaydı ve eve çok geç gelecekti. İçim içimi yiyordu. Telefon açtım, “Maç nasıl gidiyor?” diye sordum. Fenerbahçe yenildiği için morali bozuktu, ben de moralini yerine getirmek için “Baba oluyorsun” dedim. Önce gürültüden anlamadı, sonra da şaka yapıyorum sandı. Sevinçten ikimiz de telefonda ağladık.
Doğumu nasıl gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz?
- Normal doğum olmasını çok istiyorum. Sezaryenden çok korkuyorum. Sezaryen resmen bir ameliyat... Ötekininse adı üzerinde “normal” doğum. Doktorum şu anda bunları konuşmanın erken olduğunu söylüyor, 36’ncı haftada her şey belli olacak.
Barış Bey heyecanlı mı, neler hissediyor?
- Barış çok heyecanlı, baba olmayı çok istiyordu zaten. Hiç sıkılmadan bir çocukla günlerce oynayabilir, o derece çocukları seviyor yani. Bir de şimdi kendi çocuğunun olacağı fikri onu delirtiyor.
EŞİM DOĞUMA GİRMEYECEK
Doğuma girecek mi?
- Hayır! İkimiz de istemiyoruz.
Niye?
- Çünkü o zaman her şey daha dramatik olacak. Beni o halde görürse dayanamaz düşüp bayılır, ben de Barış’ı o halde görmeye dayanamam. Bu yüzden Barış doğumhane kapısında volta atan baba olacak.
Hamileyken çalışmak zor oluyor mu?
- Şu ana kadar zorlanmadım. Bizim set zaten keyifli geçiyor. Dizi bu yaz biter diye düşünüyorduk ama çok sevildiği için devam kararı aldılar. Senaryoda beni ne yapacaklar bilmiyorum. Doğumdan sonra da sahnelerimi haftada bir güne toplamaya çalışacağız.
HAYATA HAZIR OLSUN DİYE BEBEĞİME KÜFÜR ÖĞRETİYORUM
Konuşuyor musunuz onunla?
- Evet, her gün uzun uzun konuşuyorum. Aklıma gelen her şeyi anlatıyorum. Bunun yanı sıra hamile olduğumu öğrendiğim günden beri ona bir defter tutuyorum. Her şeyi yazıyorum deftere. Onun için isim önerisinde bulunan abilerinden, ablalarından bahsediyorum. Bazen canım sıkılıyor, ona bir-iki tane küfür öğretiyorum. Hayata karşı hazırlıklı olsun diye! (Gülüyor) Bana komik gelen şeyleri anlatıyorum... Elimi karnıma koyup onunla konuşmaya başladığımda o da bana tepki veriyor.
DİZİDEKİ GİBİ Mİ DOĞURACAĞIM ACABA
“Geniş Aile” dizisinde de hamileydiniz bir ara. Gerçekten hamile olmak ve rol yapmak arasında ne gibi farklar varmış?
- Çok fark yok aslında. Rolümde de çok hareketli, hamileliğini rahat geçiren bir kadını oynamıştım. O zamanlar elimi sürekli karnıma koyuyordum, şimdi de aynısını yapıyorum. Oturuşum, kalkışım da yaptığım rolle hemen hemen aynı. Dizide doğum yapmak için ambulansla çığlık çığlığa hastaneye gidiyordum, şimdi gerçekten öyle mi olacak onu çok merak ediyorum.