Ereksiyon puanınızı hesaplayın

Güncelleme Tarihi:

Ereksiyon puanınızı hesaplayın
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 2007 00:00

Yeni araştırmalar penisin ereksiyonda ulaştığı sertliğinin kadın ve erkek açısından önem taşıdığını gösteriyor. Tıp, tartışmalı sertlik derecesi kavramını netleştirdi. Geliştirilen dört dereceli puanlama sistemi geçen hafta Berlin’de yapılan Avrupa Üroloji Kongresi’nde sunuldu. Ereksiyon halindeki penisiniz, yanağınıza dilinizi değdirdiğinizde hissettiğiniz sertlikteyse 1 yani en düşük puanlı ereksiyona sahipsiniz.

Parmağınızla yanağınıza bastırdığınızda hissetiğiniz sertlikteyse daha iyi durumdasınız, skorunuz 2. Parmağınızla burnunuzun uçuna bastırdığınızda aldığınız sertlik duygusuna yakınsa, puanınız 3. Her üç halde de cinsel birleşmede sorun çıkabilir. Yardım almak için uzmana başvurmanız öneriliyor. Ereksiyonunuz, kollarınızı kaldırıp iyice gerildiğinizde hissettiğiniz sertliğe yakınsa, skorunuz 4. Yani işler yolunda. CETAD’ın (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği) "Erkek Cinselliği" raporunu hazırlayanlardan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Z. Sungur, "Unutulmamalı ki her erkeğin önünde bir penis ama her penisin arkasında da bir insan var. Erkeğe sadece sertleşmesini geri vermek yeterli değil" diyor.

Viagra’nın üreticisi Pfizer’in geçen hafta Berlin’de düzenlediği, "Cinsel Mutluluğun Sırrı: Ereksiyon Kalitesini Ölçmek" başlıklı uluslararası basın toplantısında, sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin tedavideki başarıyı ölçebilmesi için puan sistemi sunuldu. Gerekçesi, 27 ülkede, 12 bin 558 erkek ve kadının cinsel alışkanlıklarını değerlendiren Daha İyi Cinsel Yaşam (Global Better Sex) araştırmasının sonuçlarıydı. Araştırma, ereksiyonun sağlanması ve korunmasının yanı sıra sertlik derecesinin de önem taşıdığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, erkeklerin sadece yüzde 38’i ereksiyonda ulaştıkları sertlikten hoşnut. Yüzde 67’si cinsel ilişki sırasında her zaman ereksiyon sağlayamadıklarını, yüzde 65’i ise her zaman ereksiyonlarını koruyamadıklarını belirtti.

KADINLAR İLK 3’E RAZI AMA BOYUT DA ÖNEMLİ

Ereksiyon puanınızı hesaplayın


Aynı araştırmaya göre, çiftlerin yarısından fazlası cinsel yaşamlarını tam tatmin edici bulmuyor. Araştırmacılar bu bulgulardan yola çıkarak, pek çok çiftin cinsel tatminsizliğinin ardında yeterli sertliğe ulaşamamanın yattığını öne sürdü.

Cinsel terapist ve hemşire Victoria Lehmann, puanlama sisteminin ereksiyon tedavisinin başarısını ölçmek için basit ve etkili bir yöntem olduğunu söylüyor. Lehmann, "Ereksiyon her iki cins için de önemli. Aslında kadınlar ilk üç skorluk bir erkeğe tahammül ediyor, itiraz etmiyor. Ama 4 puanlık ereksiyonla karşılaştıklarında farkı görüyorlar. İlişkiden aldıkları zevk artıyor. Konuştuğumuz kadınlar, ereksiyon ve penis büyüklüğünün önemli olduğunu söylüyor" diyor.

The Jourhal Of Sexuel Medicine’ın Editörü Prof. Dr. Irwin Goldstein, "İyi bir seks için sert penis yetiyor mu" sorusuna şu cevabı veriyor: "Bugüne kadar cevabı bilmiyorduk. Artık biliyoruz: Penis ne kadar sertse, istek, tatmin, orgazm, güven o kadar artıyor. Puanı 1’den 4’e çıkarmak mümkün. Çeşitli terapiler, vakum, iğne, hap, protez denenebilir."

Taş, kemik, tahta sertliği benzetmeleri bilimsel değil

Erkek Cinselliği raporunun yazarlarından Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Tufan Tarcan, "Penisin, vajinaya girmesini sağlayacak kadar sertlik yeterli. Taş, kemik, tahta sertliği gibi kavramların bilimsel dayanağı yok. Zaten penis vajinaya giremiyorsa, yeterli sertliği yoksa bir uzmana görünmek gerekir" diyor.

Prof. Dr. Tarcan, 1970’li yıllardan bu yana cinsel işlevlerin istek, uyarılma ve orgazm aşamalarından oluştuğunun kabul edildiğini belirtiyor. Bu evrelerdeki sorunlar, hastalıklar, cinsel işlev bozukluklarını ortaya çıkarıyor.

"Seks için mutlaka çok sert penis gerekir" görüşünün yaygın bir yanlış inanç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Z. Sungur, bu efsanenin çiftlerin cinsel yaşamını zedelediğini savunuyor: "Eşler dokunmanın verdiği hazzı yakalayamaz olur. Daha da önemlisi, cinsel birleşme olmadan yapılan sevişme, eşlerin birbirlerine gösterdikleri şefkatin işaretidir. Bu efsane cinsel birleşme için yeterli sertliğe ulaşan erkeğin, daha sert penis için gereksiz yere ilaç kullanmasına neden olabilir. Hiç kimse, her an belirgin bir sertleşme sağlamayı garanti edemez."

Erkek cinsel ilişki sırasında sertleşmesini kaybettiğinde birçok kadın bunu isteksizlik, sevgisizlik göstergesi olarak değerlendiriyor. Bu da yanlış bir inanç. Çünkü penisin sertliğini kaybetmesinin birçok nedeni olabilir.

İLAÇ YETMEZ, SEVGİ YOKSA!

Sertlik kaybının ilaçlarla "hızlı onarımı" erkek cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde yeterli görülmüyor. "Her erkeğin önünde bir penis vardır" ilkesi üzerine kurulan tedaviler eksik kabul ediliyor. Prof. Dr. Sungur, yaklaşım hatasına dikkat çekiyor: "Sertleşme kaybının hızlı tedavilerinde hastalık yok, hasta vardır kavramı gözardı ediliyor. Sihirli ilaçların, sertleşme kaybı olan tüm hastaların gereksinimlerine aynı etkinlikte yanıt vereceği varsayılıyor. Sorunun kökeninde yer alan ve alevlenmesine zemin hazırlayan psikolojik çatışmalar görmezden geliniyor. Penisin arkasındaki adamın, performans kaygısı, yetersizlik duygusu, erkeklik kaybı korkuları giderilmeli. Bunlar ilaçla giderilebilir mi?"

Tedavilerde gözardı edilmemesi gereken aktörlerden biri de eşler, partnerler. Sertleşme kaybı yaşayan erkeklerin eşlerinde cinsel işlev bozukluğu görülme sıklığı yüzde 60. Yine bu çiftlerde tedavi-müdahale gerektirecek düzeyde, evlilik içi çatışma görülme oranı yüzde 40. Prof. Dr. Sungur, "Ereksiyon bir ilişki bütünü içinde anlam kazanır. Sorun varsa, çözümünde cinsel terapiler, evlilik terapileri, bireysel terapiler ve ilaç tedavisi yöntemleri birlikte kullanılmalı" diyor.

İlaç, terapi kol kola

Sertleşme kaybı yüzde 75-90, organik nedenden kaynaklanır. Yine de organik kökenli olduğu düşünülen pek çok hasta, hiçbir tıbbi yöntem kullanılmadan, sadece cinsel terapilerle tedavi edilebiliyor. Yani sorunun kökeninde her iki faktör de rol oynuyor. Dolayısıyla konuyla ilgili uzmanlar, "ilaç mı, terapi mi" kutuplaşmasını gereksiz görüyor. Ancak ilaç tedavisinin kullanılması gereken durumlar var: á Cinsel terapiler yetersiz kaldığında á Hasta cinsel terapileri kabul etmediğinde (ilaç tedavisini kabul etmeyenlerin sayısı günümüzde en az cinsel terapileri kabul etmeyenlerin sayısı kadar) á Cinsel terapileri yürütmek için partneri olmayanlarda á Partneri olmasına karşın tedaviye dahil etmek istemeyenlerde á Dini-kültürel nedenlerle mastürbasyon içeren cinsel terapi egzersizlerine yanaşmayanlardaá İlacın olumlu etkisiyle özgüveninin, dolayısıyla cinsel terapilere motivasyonunun artacağını düşünenlerde.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!