Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2005 00:00
TNS Piar’ın ‘Liderlerin Form Grafiği’ araştırmasının Temmuz 2005 sonuçlarına göre Başbakan Tayyip Erdoğan’da dört aydır devam eden form kaybı durdu.Hatta Erdoğan’ın yaptığı işleri genel olumlu bulanların oranı geçen ay 3 puan artarak 40.1’den 43.1’e geldi. Temmuz ayındaki siyasi gelişmelere baktığımda bu çıkışı hazırlayan çok fazla neden göremiyorum. Aksine AKP ve Erdoğan Temmuz’da biraz suskundu. Demek ki Erdoğan susup otursa, hiçbir yorumda, eylemde bulunmasa daha iyi olacak!Muhalefet liderlerine gelince. En çarpıcı gelişme ANAP Lideri Erkan Mumcu’daki çıkış. Nesrin Nas ve Ali Talip Özdemir’in formları ANAP liderlikleri sırasında yüzde 5’i geçememişti. Erkan Mumcu iki üç ayda yüzde 15.5 form yüzdesine geldi. Diyorum ya.. Memlekette ünlü stratejisi her yerde çalışıyor. Ünlüysen ve doğru adımları atıyorsan iki adım öndesin.Ağar ve Bahçeli’nin durumu ise iki ileri bir geri. Ağar çalışınca, görününce form tutuyor. Konjonktür Bahçeli’nin işine yarıyor. Baykal ise küçük küçük form artışları yaşasa da artık iyice altlarda dolaşıyor. Hadi merkez sağda siyasi yığılmaları AKP engelliyor diyelim, merkez solu engelleyen kim? Yoksa merkez sol diye bir yapı kalmadı mı?Saç cerrahisi in kalp cerrahisi outKelebek’te ve Cuma’da geçen hafta İsveç’te olduğumu yazdım. Ama niye İsveç’e gittiğimi yazmadım. Açıklıyorum. Evet, Stockholm’e gittim. Saç ekim operasyonunun yurt dışındaki Mehmet Öz’ü, Dr. Demir İlter’e ‘Doktorcum beni ikna et, ektireceğim. Toplum moplum umurumda değil’ dedim.Doğru yönteme ikna olduktan sonra, doktora güvendikten sonra niye saç ektirmeyeyim? Kadınlar yaptırınca silikon, botoks, LPG bilumum gerdirme, çektirme, esnetme kabul edilebilir oluyor da, niye erkekler yaptırınca ‘Bu adam sorunlu galba?’ deniyor. Neden? Gözünüz bozulunca gözlük takmıyor musunuz? Kulağınız duymayınca işitme aleti, ya dişleriniz dökülünce? Erkeklere buradan sesleniyorum. Çevrenize mevrenize kulak asmayın. Araştırın, eğer saçınızın kurtarılacak durumu varsa göğsünüzü gere gere ektirin.Dr. İlter 1988 yılından bu yana Stockholm’de yaşıyormuş. 1993 yılına kadar Karolinska Hastanesi’nde plastik cerrahi bölümünde çalışmış. Daha sonra 1993’te kalp cerrahisi bölümüne geçmiş. Ancak kalp hastalıkları tedavisindeki gelişmeler kalp cerrahisine fazla iş düşürmeyince microcerrahideki becerilerini saç ekimi operasyonunda kullanmaya karar vermiş. İlter Kliniği’ni açmış. FUE tekniğinin üstadı Avustralyalı Dr. Woods’dan dersler alıp İskandinav ülkelerinin bu konudaki üstadı haline gelmiş. Dr. İlter’den öğrendiğime bugün saç ekiminde iki teknik kullanılıyor. İlk teknik FUT, Foliküler Ünite Transplantasyonu (Şerit Tekniği). Diğeri FUE (Foliküler Ünite Ekstraksiyonu). İkisinde de saçın arka bölümünden, saçlı bölgeden saç alınıp saçsız bölgeye ekim söz konusu. Ancak ilkinde saçlar öbek öbek alınıyor. İkincisinde tek tek. Benim anladığım bu işte tek tek çıkarım ve tek tek ekim yani FUE daha etkili. Çünkü hiçbir zaman saçların eskisi gibi sık ve gür olması mümkün değil. Çünkü 120 bin saçtan 80 bini dökülüyor ve geri kalan 40 binle kalan 80 bin saçın yaptığını yapmak için tasarım ve işçilik gerekiyor. Yani saç ekim doktorunun saç ektiği kafaya özen göstermesi şart!Yine Dr. İlter’den öğrendiğime göre Türkiye’de şu anda daha çok yapılan operasyon türü (sürümden kazanmak için) FUT. Çünkü seri üretime imkan veriyor. Esas doktor yarım saat uğraşıp, geri kalanı yardımcısına bırakıp, diğer saç operasyonuna geçebiliyor. Böyle bir seri üretimde de saç ekimi başarısız olabiliyor. Sonuçta ortada bir sürü ‘porno yıldızı’ gibi erkek dolaşıyor.Dr. İlter çok candan, çok dürüst, ağzından bal akıyor. Çiziyor, örnekler veriyor, sayılar veriyor. Merakla dinledim, saç ekme operasyonuna girdim. Siz istediğiniz kadar ‘Keller de çok karizmatik’ deyin, ben saç ektirmeye karar verdim. Eylül’de yine Stockholm’e gidiyorum. Operasyon iki gün sürecek. Hiç öyle düşündüğünüz gibi yüze kan oturma, yüz şişmesi falan yok. 10 gün sonra kafada ekim sonucu oluşan kırmızılıklar geçiyor. 6-7 ay sonra da dönüşüm muhteşem olacak. Kendimi tüm keller adına feda ediyorum. Yaşasın kellere saç ekim özgürlüğü! Yaşasın FUE PLus tekniği!..Başbakan’ın danışmanlarına uyarıGalatasaray’ın 100’üncü Yıl Balosu’na Başbakan Tayyip Erdoğan da katıldı ve bir konuşma yaptı. Ama önüne bir kürsü konmadığı için ellerini nereye koyacağını bilemedi, bir ara önündeki ayaklı mikrofona sarıldı, daha sonra ayaklarını büyükçe açtı, sonra biraz eğildi. Niye yalan söyleyeyim bu haliyle koca Türkiye’nin Başbakan’ından çok, orta halli bir lisenin müdürü gibiydi.Başbakan’ın danışmanlarını uyarıyorum. Kimsenin Türkiye’nin Başbakan’ına böyle bir eziyet yapmaya, onu böyle komik duruma düşürmeye hakkı yok. Başbakan bir yerde beş dakika bile konuşsa, ona bir konuşma platformu sağlanmalı, elini kolunu rahat kullanacağı bir ortam yaratılmalı. Başbakanlığın gücü her ortamda hissettirilmeli. Lütfen dikkat.
Galatasaray para derdine düşünceBazı yerlerde okudum Galatasaray’ın 100’üncü Yıl Balosu çoşku içinde kutlanmış. Hangi çoşku? Ben niye göremedim? Sıradan bir havai fişek gösterisi, sonra uzun ve sıkıcı bir müzayede, sonra Mehmet Ali Birand ve ekibi tarafından hazırlanmış, iyi başlayan ama sonra anlam ve duygu yükünü kaybeden bir belgesel, sonra Mireille Mathieu konseri.Sevgili dostum Sara Koral Aykar kızmasın ama gerçekten soruyorum. Dolmabahçe’de çoşku vardı da ben niye göremedim? Mehmet Ali Birand’ın belgeseli sırasında duygulananlar bir iki ‘Cim Bom’ vızıltısı yaptı hepsi bu. Hem Galatasaraylılar’a ‘Cim Bom’ çektirmek Mireille Mathieu’ya mı kalmış! Çok komikti çok. Galatasaray’ın Dolmabahçe’deki gecesi Galasaray’a ‘fon’ yaratma gecesi olarak tasarlanmış. Yüzüncü yıl sadece araç gibi kullanılmış. Oysa ‘kutlama’ ön planda olmalıydı..Bir yandan fon toplayacağım bir yandan aristokrat kalayım derken Galatasaray coşkusu kaybedilmiş. Öz kaybedilmiş.. ÇekirgelikTüm markaların ortak özelliği ‘şöhretleri’dir (Jeremy Bullmore)
button