Güncelleme Tarihi:
Gençlerin büyük ilgi gösterdikleri "2 Süper Film Birden"in başrol oyuncusu Tim Seyfi ile hem filmini hem de oyunculuk kariyerini konuştuk. Yurtdışında Emir Kusturica, Fatih Akın gibi usta yönetmenlerle çalışan Tim Seyfi, "Bence insanlar sıra dışı olmaya cesaret edebilmeli" diyor. İlk kez bir Türk filminde rol alan oyuncu, Mehmet Ali Erbil’i eleştirdi.
2 Süper Film Birden’i izleyen birçok gencin dilinde sizin "Ben varsayım yapmam" repliği dolaşıyor. Bu kadar çabuk etki yaratan Tim Seyfi kimdir? Sizden kısa bir özgeçmiş alabilir miyiz?
- Tim Seyfi için Sivas’tan Almanya’ya göç eden bir ailenin oğlu diyelim. 13-14 yaşımdayken rock grubunda solisttim. 18-19 yaşlarımda da gençlik programlarına sunuculuk yapıyordum. Sonra Fransa’ya Fransız Dili ve Edebiyatı okumaya gittim. Marsilya’da Sanat Tarihi okurken tiyatroya başladım. Öğrencilik yıllarımda tercümanlık yaptım. Daha sonra Almanya’ya döndüm ama kısa bir süre sonra bu kez drama eğitimi almak için tekrar Fransa’ya gittim. 23-24 yaşlarında profesyonel olarak oyunculuğa başladım. 12 yıldır oyunculuk yapıyorum. Yaklaşık 15 ülkede Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İngilizce oyunlarda ve sinema filmlerinde rol aldım. "2 Süper Film Birden"e kadar tek oynamadığım dil Türkçe’ydi.
n Anlattıklarınızdan yola çıkarsak klasik gurbetçi formatından farklı bir yaşama imza atmışsınız.
- Ailem klasik bir gurbetçi ailesi ama ben hiç Türklerle büyümedim. Yaşadığım semtte Türkler çoğunlukta değildi. Arkadaşlarımın çoğu Almandı. 80’ler heavy metal ve rock’ın damgasını vurduğu yıllardı. Ben de bu müzik kültürleriyle büyüdüm.
ASİYİ OYNAYIP HALKI UNUTMAMAK GEREKİYOR
n Tercümanlık ve oyunculuk arasında nasıl bir bağ var?
- Tercüman iki insan arasında bir ilişkiye ses verir. Ben de insanlarla film arasında duyguları tercüme ediyorum. Lisan bilmek her zaman daha çok insana ulaşabilmek demek; oyunculuk da daha fazla insana ulaşmayı gerektirir.
n Biraz filmden konuşalım...
- 2 Süper Film Birden, çok güzel ve sıra dışı bir proje oldu. Filmi herkes sever mi bilmiyorum ama ben izleyenlerden genelde güzel tepkiler aldım. Türkiye’nin böyle filmlere ihtiyacı var. Eskiden basmakalıp bir sinema vardı. "Kendin ol abartılı oyunculuk yapma" denirdi. Bence insanlar sıra dışı olmaya cesaret edebilmeli. Gençler hálá ben varsayım yapmayayım bildiğim yoldan gideyim diyorlar. Arabam, evim, manitam olsun istiyorlar. Yani amaç bu mu? Tüketmek deyip geçemezler. Hayatta uzun yaşamak önemli değil yaşadığın sürede iyi şeyler yapabilmek önemli. Dünyanı değiştirmekten bahsetmiyorum, kendi mikrokozmosunda bir şeyleri iyiye çevirmek önemli olmalı. Bazı insanlar bir yol buluyor filmimizde... Biz beğenerek izledik, siz de izleyin (gülüyor).
n Siz de Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne katıldınız. Nelere tanık oldunuz?
- Antalya’da "Böyle bir film yaptım, şuralardan ödüller aldım, olağanüstü bir performans sergiledim..." diyen insanlarla karşılaştım. İnsanlar böyle konuşunca ben inanmıyorum. Tamam sen bir iş yaptın da senin görevin değil bunu söylemek! Alçakgönüllü olmak gerekiyor. Türkiye’de kıyaslamayla kıstaslar belirleniyor olabilir ama benzetmeden de bir şeyler olabilirsin bu ülkede. Asiyi oynayıp halkı unutmamak gerekiyor. "Sinemacıyız da havalardayız"la olamaz bu iş. Festivallerde ödül almak için film yapılmaması lazım. Antalya’da en çok hoşuma giden festivali halkın her kademesinden insanın takip etmesiydi.
ŞENER ŞEN’LE OYNASAM YETER
n İzleyicilerin filmdeki Necati karakteri hakkındaki görüşleri nasıldı?
- Necati karakterinin var olduğuna inanıyorlar. Son derece samimi olduğumuza inanıyorum. Yapaylık yoktu. Sadece kendi adıma değil tüm ekip adına bunu söylüyorum. Abartılı oynayalım da gülsünler değildi amacımız.
n Oyunculuk anlamında Avrupa ile Türkiye’yi karşılaştırır mısınız?
- Yurtdışında oyunculukta minimalizm ön planda. Gözlerle bile oyunculuk yaparsınız. Türkiye’de çok kişide görmüyorum bu oyunculuğu. Mehmet Ali Erbil gibi abartılı oyuncuları Türkiye’de sevenler olabilirler. Ancak Erkan Can yurtdışına çıksa iyi iş yapabilir ama Erbil çıksa sadece eğlence programı sunabilir. Minimalist oynamak ve onu insanlardan beklemek benim seçimim. Seversiniz sevmezsiniz ona bir şey diyemem.
n Bundan sonraki projelerde çalışmak istediğiniz belirli isimler var mı?
- Murat Şeker ile iyi bir ikili oluşturduk. "2 Süper Film Birden" son filmimiz olmayacak. Gemide filmini Cannes’da izledikten sonra Türk Sineması’nı takip etmeye mecbur kaldım. İçimden "Vay be Türkiye’de de bu işi iyi yapan dostlarımız var" demiştim. En başta Şener Şen ile çalışmak isterim. Hiç film çekmesem onunla oynasam yeter. Nuri Bilge Ceylan, Yavuz Turgul, Zeki Demirkubuz gibi Avrupa Sineması’na yakın olan yönetmenlerle de çalışmak isterim.
n Daha önce çalıştığınız yönetmenler arasında Emir Kusturica, Fatih Akın gibi isimler var. Murat Şeker sizi nasıl kandırdı?
- Murat Şeker ile Almanya’da Duvara Karşı’nın galasında tanıştık. Almanya’daki gurbetçiler bir Türk gördüklerinde hemen kaynaşırlar. Bu rol benim için şanstı mı desek? (gülüyor) Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorum. Türkiye benim oyunculuk kariyerimde olmak istediğim bir yer değildi. İki yıl önce Murat beni aradı "Film projem var, İstanbul’a gelebilir misin?" dedi. "İstanbul mu?" diye sorup 20 saniye cevap veremedim. Çünkü telefon çalmadan iki saat önce İstanbul için iki gün sonraya uçak bileti almıştım. İki gün sonra orada olacaktım. O anda şoka uğradım. Senaryoyu okumadan evet diyebilecek kadar olayın etkisindeydim.
Herkesin bir yola ihtiyacı var
Geçtiğimiz yıl "Türev" filmiyle Altın Portakal’da "En İyi Kadın Oyuncu" seçilen Beste Bereket, "İki Süper Film Birden"de Tim Seyfi’nin canlandırdığı Necati karakterinin sevgilisini oynuyor. Bereket, Tempo dergisinin bu haftaki sayısında çıkan röportajında ilginç açıklamalarda bulundu: "Murat Şeker, senaryoyu o kadar heyecanlı anlattı ki, ’Arkada yürüyen kadını oynayacaksın’ deseler yine kabul ederdim... Eğlenceli ve komik bir film yaptık. Bunu ben değil Antalya’da filmi izleyenler söylüyor... Film, ’İstediğiniz her şeyin peşinden önünüze ne engel çıkarsa gidin. O bir gün mutlaka size dönecektir’ gibi bir cümle kuruyor. Herkesin bir yola ihtiyacı var. Belki bu nedenle izleyen herkesin bu filmi çok seveceğini düşünüyorum" diyor.
Genç oyuncu tartışma yaratan "Türev" filmi hakkında da konuştu: "Türev, video kamerayla çekilmiş bir film olduğu için 35 mm ile çekilen filmler gibi değildi. Bütün kusurlar çok göze batıyordu. Açık söyleyim perdede kendime tahammül edemedim".