Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2006 00:00
Bodrum Sağlık Vakfı’nın özel eğitim merkezinde engelli çocukların, hayata asılma savaşına tanık oldum. Onların, özel dünyasına girdim. Kendi başlarına ayakta durmayı başaran o çocuklar ve ailelerinin, müthiş azim öykülerini kendi ağızlarından dinledim.
Ben Vahdet Kurşun Önce okula girdiğimde alışamadım okulda saat geçmiyordu sonra sonra Alışdım satin nasıl geçdiğini Bilemedim En çok sevdiğim okumak Bize Bu Hakı Verenlere Çok Teşekür Ederim... Titreyen ellerde bana uzatılan çizgili okul defterindeki kargacık burgacık bu satırlar, Bodrum Sağlık Vakfı’nın Turgutreis’teki Özel Gökkuşağı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde tanıştığım gence ait... Türkçe bozukluğu ve imla yanlışlarıyla aynen aldım. Bu sıcak, samimi satırların sahibi "Ben Vahdet Kurşun" diye koştu. Yürümüyor, ha düştü düşecek koşuyor. Merkezin sorumlu müdürü 20 yıllık eğitimci Leyla Salgın, "Koşmasa dengesini yitirip düşer" diye bilgilendirme gereğini duyuyor. Tokalaşıyoruz Vahdet’le... Uzanıp yanaklarımdan öpüyor. Duygusal bir an... Bodrum sıcağının istimlediği ter bezlerine, gözpınarlarından gelen takviye... O, vücudunda ve beyninde hasar bırakan illete bayrak açmış engelli bir genç. Atölye çalışmalarında kilim ve halı dokumayı öğrenmiş. Okuma yazması yok, ama o anlatıyor, mahallesindeki bir arkadaşı yazıyor. O, günlüğünü böyle oluşturuyor.
Vahdet, Aybüke, Nermin, Kaan, İlyas, Kürşat ve Berk... Ve isimlerini sayamadığım, 0-21 yaş arası engelli bir grup çocuk ve genç... Engelleriyle hepsi bir gerçek... Biz onları çeşitli gerekçelerle ıskalasak da onlar, bizim çocuklarımız. Tek istekleri var: Fırsat! Toplumsal yaşama katılımlarını sağlayacak, sağlıkta, eğitimde, istihdamda ve sosyal güvenlikte fırsat eşitliği... Ve fark edilmek.
Çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanı Nursel Özşen’in davetiyle geldiğim Gökkuşağı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde engelli çocuklar ve ailelerinin özel dünyasıyla tanıştım. Ahmet Azmi Zırh’ın önderliğinde gönüllü bir grup işadamının kurduğu Bodrum Sağlık Vakfı, zihinsel ve bedensel engelli çocuklar, gençler ile onların ailelerinin yaşamlarını kolaylaştırma hedefiyle 1996’da yola koyulmuş. Üç çocukla başlatılan ’sevgi ve özveri serüveni’, bugün Turgutreis’te Özel Gökkuşağı Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde 90 çocukla sürdürülüyor. Merkezin sorumlu müdürü Leyla Salgın liderliğindeki eğitimciler, vakıf üyeleri, bir grup gönüllü ve Turgutreis Belediyesi’nin destekleriyle 10 dönüm üzerine kurulu 1600 metrekarelik merkezde engelli çocuk ve gençlerin, sosyalleşme sürecine, bağımsız hayata her aşamada katılabilmeleri için, özverili bir mücadele veriyorlar.
ANNE-BABALARA DA EĞİTİM VERİLİYOR
Merkezde engelli çocukların anne ya da babaları da eğitim ve bilgilendirme hizmetinden yararlanıyor. Bu çocuklar, artık evlerinde saklanmıyorlar, toplumda diğer insanlar gibi yer alabilmenin savaşını verirken, terapi havuzları, oyun alanlarıyla uluslararası nitelikteki merkezde, atölye çalışmalarına da katılarak becerilerini geliştiriyorlar. 5378 sayılı özürlüler yasasında yapılan değişiklik gereği Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanan merkez, yeniden yapılanma sürecinde bazı engellerle karşı karşı kalmış. Ama bürokrasi de bu süreçte iyi niyetli. Engellerin tek tek aşılması için herkes üzerine düşen görevi yapıyor.
Halkla İlişkiler Müdürü Şafak Yaşar, "Hizmetimizi, 5378 sayılı yasada yapılan değişiklik gereğince yeniden yapılanarak, Özel Gökkuşağı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi adı altında sürdürüyoruz" diyor. Yaşar, merkezin en büyük destekçilerinin; Bodrum Sağlık Vakfı, Muğla Valiliği, Bodrum Kaymakamlığı, Turgutreis ve çevre belediyeler olduğunu belirtiyor. Tabii gönüllüleri unutmamak gerekiyor.
GÖZLERE ŞARKI SÖYLEYEN ÇOCUK
Yaşar’la merkezi gezerken, 20 yıllık eğitimci merkezin Sorumlu Müdürü Leyla Salgın’ı, çocuklardan biriyle göz göze şarkı söylerken buluyoruz. Çocuk konuşmuyormuş, sadece insanın gözlerinin içine bakarak şarkılar söylüyor. "İğneyle kuyu kazarcasına, sabırla verdiklerimize, onların o içten sevgileriyle karşılık vermeleri; eğitimcilik hayatım boyunca duyduğum en büyük mutluluk oluyor benim için" diyor Salgın, anne şefkatiyle kucaklıyor her çocuğu.
Çamuru estetiğe,
engeli azme çeviriyorİlyas Ören 29 yaşında, fiziksel engelli... 2001’de Gökkuşağı’na katılmış. Konuşmakta da güçlük çekiyor. O en çok çamuru seviyor. Seramik atölyesinde eğitmen Müfit Yağlıcı’nın en iyi öğrencilerinden biri olmuş. Estetikle yoğurduğu çamura hayat veriyor. Seramikleri, birer harika. Hocası Müfit Yağlıcı’nın da sağ kolu olmuş. Artık atölye çalışmalarına katılan küçük engellilere de ağabeylik yapıyor. Onlara engeli çamurla aşmanın yolunu gösteriyor. Bir bebek gibi her şeyi
yeniden öğrendimBerk Karakuş, 16 yaşında geçirdiği bir
trafik kazasında ağır darbeler almış. Şimdi 25 yaşında; o yaşamını karartan kazayı, okumak için gittiği Almanya’da yaşamış. Aylarca komada kalmış. Tedavisi birkaç yıl sürmüş... "Konuşmayı da yürümeyi de bir bebek gibi yeniden öğrendim" diyor. Türkçe’nin yanında İngilizce ve Almanca da konuşuyor. Yıllar sonra Türkiye’ye döndüklerinde Turgutreis’e yerleşmişler. Ve şimdi bu merkezde kağıt üretimini öğrenmiş, şimdi okulun davetiyelerini bile yapıyor. Müzik dinlemeyi seviyor. Türkiye’de engelli hakları üzerine düşünüyor; "Ülkemiz bu konuda Avrupa’dan geri. Engellilere kendi kendilerine yetmeyi öğretecek, yaşam kalitelerini artıracak, onları özgürleştirecek rehabilitasyon merkezleri çoğalmalı. Engelliler de düşünülmeli ve kentlerde engelsiz çevre düzenlemeleri yapılmalı" diyor.
Neden utanayım dedi esaret zincirini kırdı
Kaan Erenler, engelinin esiri olmuş, yıllarca eve kapanmış... Ama çok düşünmüş ve özgürlüğe yelken açmış. Engelli haklarını insan hakları bağlamında görüyor Erenler, "Engelilere iş hayatında da fırsatlar yaratılmalı" diyor. Ve anlatıyor öyküsünü: "Sonra düşündüm. Ben niye utanayım dedim, çıktım sokağa. Bu merkezi salık verdiler. Allah razı olsun, o güzel insanların sayesinde kendi ayaklarımın üzerinde durabiliyorum. Vakıfta bir işim var, çalışıyorum. Atölye çalışmalarını seviyorum, o nedenle sık sık arkadaşlarımın arasına karışıp, Turgutreis’in güzelliklerini çamura aktarıyorum. Ha bir de üç tekerlekli motorumla Turgutreis’te tur atmanın keyfini çıkarıyorum."
Bodrum engelli turizmine yönelmeli
BODRUM Sağlık Vakfı’nın hedeflerinden biri de, engelli turizminin gelişmesi. Vakfın Gökkuşağı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde, yurtiçinden ve yurtdışından engelli çocuklar da ağırlanıyor. Yazın Hollanda’dan iki ya da üçer haftalık sürelerle 30-35 engelli çocuk ve ebeveyni Gökkuşağı’nın Turgutreis’teki merkezinde ağırlanmış. Engelli turizmi konusunda Hollanda’daki MEDED Vakfı’yla işbirliği yapılıyor. Halkla İlişkiler Müdürü Şafak Yaşar, "Bodrum bir marka. İnsan sevgisi, insana verdiği önem ve değeri de dünyaca bilinen özelliklerine ekleyebilir. Bu konuda engelli turizmi geliştirilebilir. Yarımadada engellilerin yaşam kalitesini artıracak engelsiz çevre düzenlemeleri yapılabilir" diyor.
Yağmur kızın küçük annesiAybüke Kaval, beş yaşında; otistik... Hani şu "Yağmur Adam" filmiyle tanıdığımız otistiklerden biri. Dar gelirli bir ailenin kızı. Annesi yanında, üzerine titriyor. Önce ablası sanıyorum, minyon bir kadın; 22 yaşındaymış. Aybüke, bir başka akranıyla sosyalleşme eğitimi görürken, o ufak tefek anneyle konuşuyoruz. Ayşe Kaval kızının arkasında ’dağ’ gibi duruyor. Sanki bu duruşuyla "Kızımın hayata tutunmasında bizi hiçbir engel durduramaz" diyor. Anne-baba çalışmak zorunda olduğu için, Aybüke bir süre babaanne yanında kalmış. Kızının yaşıtlarından geri kaldığını ve problemi olduğunu 2.5 yaşında fark edebilen Ayşe Kaval, hemen doktora koşmuş. İzmir 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, "Aybüke’de otistik belirtiler görüldü" denilmiş. Küçük annenin, büyük savaşı o gün başlamış; çevresinden adını duyduğu merkeze koşmuş... İçi gülen gözlerinde umudun pırıltılarıyla, anlatıyor: "Burada sadece çocuklarımız değil, biz de eğitiliyoruz. Aybüke’nin çocuklarla ilişkileri zayıftı. Merkeze başladığımızdan bu yana çok gelişme kaydetti."