Turkish Star Trek 1977 (Turist Ömer Uzay Yolunda)
Turkish Dracula 1963 (Drakula İstanbul’da)
Turkish Exorcist 1974 (Şeytan)
Turkish E.T. 1982 (Badi)
Turkish Wizard of Oz 1971 (Ayşecik Harikalar Diyarında)
Turkish Killing 1967 (Killing İstanbul’da)DVD TANITIMLARI BÖYLE YAPILIYOR
TURKISH E.T Amerikan aile filmi E.T.’nin Türk versiyonu. Uzaylımız bu filmde Badi adını taşıyor. Sanki çöplükte bulunmuş sakar bir cüce gibi. Sondaki uçuş sahnesini kaçırmayın (bisiklet yerine seyyar satıcı arabasıyla). Türkçe seslendirmeli, altyazısız, renkli, 80 dakika, 1983.
TURKISH STAR WARS Daha önce hiç Türk filmi izlememiş olanlar için işte doğru başlama noktası. İki uzay savaşçısı bilinmeyen bir gezegende at binen mutantlara karşı. Görüntüler Star Wars’tan, müzikler Indiana Jones’tan çalıntı. Türkçe seslendirmeli, altyazısız, renkli, 90 dakika.
KOMİK VE YARATICI
Kim’s Video Külübü’nün New York Müdürü Richard Futton: Turkish Star Wars hem çok komik, hem inanılmaz yaratıcı. Turkeywood filmlerini özellikle gençler ve sinema konusunda bilgili orta yaşlılar alıyor. Tesadüfen değil, ne istediklerini bilerek doğrudan adıyla geliyorlar.
Dandik Türk filmleri Amerika’da moda olduSüperman, E.T., Spiderman, Exorcist, Jaws gibi orijinalleri taklit edilerek yapılan bir zamanların düşük bütçeli Türk filmleri Avrupa ve ABD’de kapış kapış satılıyor. Bu filmlerin hiçbiri vaktiyle iyi birer fantastik
film olamadı ama o kadar kötü yapımlardı ki yıllar sonra trash yani dandik film akımının baş tacı haline geldiler. Turkeywood olarak anılan bu filmler için 5mtl, ebay gibi açık artırma sitelerinde "turkish trash film" diye ayrı bölümler oluşturuldu. Filmleri toplayıp DVD olarak basan bir Yunan firması bile var. Turkish E.T. dedikleri Badi en bayıldıkları Yeşilçam karakteri. Ama Badi’nin diğer uzaylı kankası Homoti’den henüz haberleri yok. Çünkü o Türkiye’de bile yayınlanmadı.
"Lütfen, lütfen, kendinize bir iyilik yapın ve Hollywood filmlerinin Türkler tarafından yeniden çekilmiş bu versiyonlarını izleyin. Gülmekten pantolonunuzu ıslatacağınızı garanti ediyorum."
İşte sinema blogu tetecarre’nin üyelerine 10 gün önce geçtiği duyuru. Günlük gazeteniz ya da takip ettiğiniz bir sinema blogu böyle bir şey yazsa, o filmleri izlemez misiniz? Amerikalılar da sizin gibi yapıyor, izliyor! Bu yüzden de bir zamanlar düşük bütçelerle çekilmiş kötü Türk filmleri video marketlerde, internet sitelerinde yok satıyor. Böyle bir şeyin benzeri ne Meksika’da, ne Bollywood’da, ne de Tayland’da var. Bir yandan Türk işi bir yaratıcı zeka, diğer taraftan da inanılmaz bir kifayetsizlik, sallapatilik ve alaturkalık.
Mesela E.T.’yi hatırlarsınız, Steven Spielberg’in 1980’lerde çektiği uzaylı filmi. Yerli halini Müjdat Gezen çekti: Homoti. Uluslararası sinema veri tabanı imdb’de Homodi olarak kayıtlı. Kötü kostümlü, babaanne gibi bir E.T. düşünün, battaniyesiyle üçlü koltukta oturmuş, yanında bizim Perran Kutman, Müjdat Gezen, Demet Akbağ, Altan Erbulak. Ne konu bütünlüğü, ne de orijinal filmin haklarına zerre kadar saygı var. Hatta filmin bir karesinde bizim Homoti orijinal E.T.’ye telefon bile açıyor. (1980’ler, çevirmeli telefon!)
Film gösterime hiç girmedi. Keşke girseymiş. Doğru dürüst bir kaydı olmadığı için diğer yerli E.T.’miz Badi kadar iyi tanınmıyor. Ama bir kopyası bulunsa onun da Badi gibi patlaması yakındır.
İşin ilginç yanı bu filmlerin bugünün anlı şanlı sinemacıları, senaristleri, oyuncuları tarafından yapılmış olması. Mesela Badi’nin film müzikleri Yeni Türkü’nün. Barış Pirhasan hem senaristi, hem oyuncusu.
BERBATLARIN EN İYİSİ
Türklerin bile adını unuttuğu eski Türk fantastik filmlerine ilgiyi patlatan kişi Pete Tombs adlı İngiliz sinema araştırmacısı. "Trash cinema" (dandik, çöp sinema) akımının teorisyenlerinden Tombs, 1990’larda aralarında Türkiye’nin de bulunduğu üçüncü dünya ülkelerinde araştırma yaptı. Meksika, Tayland, Çin gibi ülkelerde, kıyıda köşede unutulmuş filmleri derledi. Yeşilçam’ın marifetlerinden o kadar etkilenmişti ki döndüğünde yazdığı Mondo Macabro adlı kitabında Türk sinemasına geniş yer ayırdı ve filmleri öve öve bitiremedi.
Trash film akımının takipçileri böylece 1960-70-80’lerin fantastik Türk filmleriyle tanıştı. Philadelphia ve New York Daily News gazeteleri Amerikan filmlerinin Türk versiyonlarını yeni trend olarak tanıttı. Meraklıları Bollywood’a gönderme yaparak Turkeywood adını verdiler. Bu filmleri ilk başlarda sadece Türk dostlarından temin edebiliyorlardı. Çoğu, televizyondan yapılmış bozuk kayıtlardı, İngilizce altyazıları filan yoktu. Ama ne gam! Mesela Barış Pirhasan’ın senaryosunu yazdığı Badi filminde, Türk E.T.’nin korktuğunda duman çıkararak yellenmesine gülmek için Türkçe bilmeye gerek yok. Çok şükür ki bugün, özel sipariş firmaları sayesinde dünyanın her yerinden istediğiniz Yeşilçam klasiğini sipariş etmek mümkün. Tabii yeni çıkmış bir DVD fiyatının birkaç katını ödemeye razı olacaksınız. Ben Badi’yi sipariş ettim bile. Ama isteyen Badi’yle Homoti’nin birer kıymığını youtube’da da izleyebilir.
İNSANI KOPARAN EFEKTLERu Turist Ömer Uzay Yolunda’da Mr. Spock’u oynayan aktörün tam oturmamış balmumu kulakları (üstte)
Drakula (sağda) filminde vampirin (Atıf Kaptan) etrafındaki yalancı sis efekti: Bu efekt 40-50 kişilik set ekibinin topluca sigara içip üflemesiyle yapıldı
Tsssst, pıssst gibi doğrudan ağızdan çıkma seslerle açılan elektronik kapılar
Dünyayı Kurtaran Adam’da (sağda altta) Cüneyt Arkın’ın uzay aracını motosiklet kaskıyla sürmesi
Türk Superman’in teknik yetersizlik nedeniyle uçmaktan çok koşması
Uzay gemisi inişe geçince koltuğun da eğilmesi, kalkarken doğrulması
Badi’de E.T’nin kauçuktan yapılma, inanılmaz çirkinlikteki kostümü
Badi’nin korktuğunda dumanlı bir gaz çıkarması ama bu gazın pipisinden çıkması
Koca popolu Homoti’nin güya basarak ezdiği süngerden taşlar
Homoti’nin uzaydan getirdiği bavulu; galakside yok böyle bir bavul!MÜJDAT GEZEN
Bu kadar tutacağını bilsem Homoti’nin bir kopyasını saklardım
30 yıl önce kendi aramızda eğlenmek için yapmıştık Homoti’yi. Spielberg’in E.T.’sinden yola çıkarak, video olarak yapmıştık. Dağıtmadık bile. Küçük bütçeli bir şeydi. Ben asıl parayı Gülümseyen Dünya’ya gömmüştüm. Beş kıtada çekim yaptık, o zamanın parasıyla milyarlar harcadık, Aziz Nesin gördü, katıla katıla "Hayatımda bu kadar fena bir şey izlemedim" dedi ama sabaha kadar da güldü. Yapmayın yaa! Demek o filmler şimdi moda? Bilsem Homoti’yi saklardım da piyasaya sürerdim. Fakat kulağıma geliyor, galiba bir korsanı var piyasada.
BADİ’NİN SENARİSTİ VE OYUNCUSU BARIŞ PİRHASAN
Amerika’ya gidip biraz hava atayım bariAskerden gelmiştim. İşsizdim. İyi para verdiler, yazdım, senaryodaki Tekin tiplemesini de oynadım. Tarlabaşı’na inen bir E.T. hikayesi. Amerika’da moda olması beni şaşırtmadı. Madem bu kadar meşhur oldu, gidip biraz hava atayım bari.
Turkeywood için kim ne dedi?
New York Daily News Gazetesi Kötü ve felaket arasında bir kalitede değişen bu altyazısız filmleri en acımasız eleştirmenler bile övüyor. Bu filmlere Turkeywood deniyor.
Kim’s Videomarket Müdürü David Kang Kötü taklitlere büyük bir açlık var. New York’ta insanlar bu filmleri çok seviyor. Bir partide fonda bu filmleri gösterebilirsiniz, çok şık olacaktır.
Teksas’tan video kulübü sahibi Tim League Orijinal filme saygısızlıklarını, telif haklarını topyekûn umursamayışlarını seviyorum. O kadar kötüler ki, çok iyiler.
Dünyaya Yunanlılar satıyorTarzan, Killing gibi eski Türk fantastik filmleri dünyaya bir Yunan şirketi tarafından satılıyor. Onarfilms bu filmleri satın alıyor, onlara İngilizce, Yunanca altyazılar koyup, ekstralarla zenginleştirerek Batı’daki meraklılarına ulaştırıyor. "Dandik Türk Sinemasının En Kötüleri, En İyi Kaliteyle!" gibi bir sloganları var. Onarfilms üç yıl önce Turkeywood işine girdi, fiyatları 17-23 Euro arasında değişen 7 Türk filmini dağıttı. Bu DVD’ler koleksiyoncular için en fazla 1000-1200 kopya basılıyor. Salih Güney’in başrolünü oynadığı, Tunç Başaran’ın yönettiği 1971 yapımı Türk Kaptan Swing bunlardan biri.
Cüneyt Arkın’ın belgeseli satılıyor
Trash Türk filmlerine ilgi, Dünyayı Kurtaran Adam ile başladı. Sonra diğer başyapıtlar keşfedildi. Cüneyt Arkın’ın trash film takipçilerinin gözünde özel bir şöhreti var. Cüneyt Arkın olarak dünyaya açılamayan sanatçı bugün Georges Atkins adıyla gayet meşhur. Hatta Nebil Özgentürk tarafından hazırlanmış belgeselinin kopya DVD’si satılıyor. Belgeselin kapağında şöyle yazıyor: "Türk sinemasını ve Cüneyt Arkın’ı seviyoruz. Türkler zamanında bu filmleri neredeyse sıfır bütçelerle yapmışlar. Öyküler, müzikler, bazen görüntüler bile aşırma. Ancak, bunca yokluk içinde sergiledikleri hayal gücü inanılmaz."
ONARFILMS’İN SAHİBİ BILL BAROUNIS
Türkiye’den kimse ilgilenmiyor, meraklısı beni buluyorÖnceleri başka ülkelerden filmler de dağıtıyordum ama sonra sadece Türk filmlerine döndüm. Bu filmler için o kadar üzülüyorum ki. Örümcek ağları arasında bodrumlarda çürüyorlar. İçlerindeki azıcık gümüş için 1970’lerde bu filmler eritildi. Binden fazla film kayboldu. Birçok ülkeden insanlar festivallerde bu filmleri kullanmak için bana ulaşmaya çalışıyor. Türkiye’den ilgilenen kimseyi bulamadıkları için şikayet ediyorlar. Bana yardımcı olan Metin Demirhan, Ali Murat Güven, Yılmaz Atadeniz, Kunt Tulgar gibi isimlere minnettarım. Killing, Korsan Adam, Casus Kıran gibi filmleri dünyada uzman koleksiyonerler topluyor. Şu ana kadar 13 film çoğalttım. Sırada 7 yeni film daha var.