En iyisi menopoza girmemek girersen de çabuk çıkmak

Güncelleme Tarihi:

En iyisi menopoza girmemek girersen de çabuk çıkmak
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2004 00:00

Menopoza girmemek elimizde değil, girince çıkmak da öyle. Ama, hormon terapisiyle ilgili son veriler o kadar berbat ki, söyleyecek başka laf kalmıyor.Menopozun arazlarını ortadan kaldırıyor diye bir zamanlar gümüş tepside sunulan östrojen takviyesi insanı menopozdan beter ediyor. Ne ararsan var, rahim kanseri, felç riski, işitme kaybı, Alzheimer vs. Hormon takviyesi sadece kemiklerin zayıflamasıyla ateş basmasını önlemeye yarıyor. Kadını kalp krizinden koruduğuna ilişkin efsane de boş. Uzun dönemli kullanımda ortaya çıkan bu etkiler yüzünden, son yedi yıldır ABD'de devam eden araştırma geçen hafta yarıda kesildi. Şimdi sadece düşük dozda ve kısa süreli kullanım öneriliyor.Evdeki östrojen bitti, gebe kısrağın idrarından hormon alıp kullansam olur mu? Olur. Takviye dedikleri bu. Gençlik hormonundan mahrum kalırsam kalp krizi geçirir kanser olurum, kemiklerim kırılır ya da bunarım diye mecburen hormonu yutuyorsun. Maksat hayatta kalmak ve yaşam kalitesini korumak. Yıllar yılı hormonu yuttuktan sonra, sadece hapı yuttuğunu anlıyorsun. Takviyenin pek de işe yaramadığını, hatta zararları bile olabileceğini öğreniyorsun. Diğer bir deyişle tıp biliminin menopoz sorununa çare bulamadığı ortaya çıkıyor. Amerika'da geçen hafta, kadınlar üzerinde bazı riskler yaratıyor, daha fazla araştırma yapmak yararlı bulguları ortaya çıkarmaz diye yedi yıllık bir deney ansızın durduruluyor.Bu aşamadan sonra ortaya çıkan çok bilinmeyenli denklem öyle karmaşık ki, hormon alıp almamaya karar vermek neredeyse Mars'a robot göndermek kadar zor. Çünkü ilaç alıp almamak, kadının rahimli ve rahimsizine göre değişiyor.Olayı şöyle özetleyeyim: Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü federal fonlardan finanse edilen bir deneyle menopoz sonrasında kullanılan hormonların yan etkilerini araştırıyor. Bu amaçla yedi yıl önce binlerce kadının katıldığı bir deney başlatılıyor. İlk deneyde Wyeth ilaç firmasının ürettiği Prempro kullanılıyor. Bu ilaç, sentetik hormon projestin ile, gebe kısrağın idrarından alınan östrojen içerikli Premarin'i birleştiriyor. Sadece östrojen takviyesi rahim duvarını inceltip kansere yol açabileceği için projestin takviyesi de yapılıyor. Fakat o da ne! 2002 yılının temmuz ayında şok açıklama geliyor. Östrojen ve projestinli hormon takviyesi deneyi durduruldu, çünkü Prempro'nun beş yıllık kullanımdan sonra kalp krizi, felç ve göğüs kanseri riskini artırdığı ortaya çıktı. Daha ne olsun, hepsi birbirinden berbat. Prempro deneyinin durdurulması üzerine, Kadın Sağlık İnisiyatifi adlı kuruluşun paralel olarak yürüttüğü Premarin (sadece östrojen) araştırmasına katılan kadınlar denek olmaktan cayıyor. Prempro satışları düşüyor. Hatta Premarin satışları da etkileniyor. Tabii bu araştırma Wyeth ilaç firması için bir yıkım oluyor. Premarin ve Prempro'nun satışları geçen yıl yüzde 32'lik düşüşle 1.3 milyar dolara kadar iniyor ve şirketin kazancı yüzde 54 oranında geriliyor. BUNAMAYI ENGELLEMİYOR TAM TERSİ TETİKLİYORAncak Premarin araştırması, 50-79 yaş grubundan 11 bin kadının katılımıyla devam ediyor ve deneyin 2005'te tamamlanması hedefleniyor. Bu arada geçen yılın ortalarında hormonların, Alzheimer de dahil birçok demans türünü tetiklediği tespit ediliyor. Hormon takviyesi sayesinde bunamayacağını düşünenlere ne darbe ama!Derken, geçen hafta Premarin deneyinin de durdurulduğu açıklanıyor. Çünkü uzun dönemli östrojen kullanımının da risk yarattığı anlaşılıyor. Östrojenin rahmi alınmamış kadınlarda kanser tehlikesi yarattığı zaten biliniyor da, üstüne üstlük bir de felç riski ortaya çıkıyor. Hormonun kalp krizi riskini azalttığına ilişkin bir bulguya da rastlanmıyor. Oysa doktorlar yıllar yılı, östrojenin kadını kalp krizinden koruduğuna inanarak reçete yazıp duruyorlar. Neyse ki kolon kanseri ve kemik kırılmasından yırtıyoruz. Çünkü östrojenin her ikisinin risk oranını da düşürdüğü kesin bir şekilde tespit ediliyor. Ancak bu durum genel kuralı değiştirmiyor: Hormon takviyesinin kadını daha sağlıklı kılacağı teorisi kesinlik taşımamaktadır. KALP KRİZİNE KARŞI KİMSE HORMON ALMASINYaklaşık 30 yıldır büyük iltifatlar alan bir tıp ve ticaret sistemimin çöküşü başlıyor böylece. Östrojen deneyinin yarıda kesilmesinden sonra Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) östrojen ve projestinin menopoz sonrası semptomları ortadan kaldırmak üzere dünya çapında bilinen tek yöntem olduğunu, ancak mutlaka kısa süreli ve düşük dozda tutulmasını salık veriyor. Artık hiçbir kadının, kalp krizinden korunmak için hormon almaması gerekiyor. Ancak kemikleri güçlendiren diğer ilaçları kaldıramayan osteoporoz hastaları uzun dönemli hormon kullanımına mecbur. Kimi uzmanlar, deney bir yıl daha devam etseydi belki kalple ilgili olumlu bulgular elde edilebilirdi diyor, ancak araştırmacılar deneklerin hayatını daha fazla tehlikeye atmak istemiyor.2002'deki şok sonrası olanlara bakılırsa, östrojenle ilgili bu yeni verilerin de hormon kullanımını azaltmasını beklemek gerekiyor. Çünkü o tarihten bu yana ABD'deki hormon kullanımı yarı yarıya düştü. Doktorlar ve hastaları hormon tedavisine karar verirken artık iki kere düşünüyor. Türkiye'de uluslararası literatürü takip eden jinekologlar, hastalarını 2002'de yayınlanan kalp krizi, göğüs kanseri ve felç riski konusunda uyarıyorlar.ABD'de iki yıl önce 15 milyon kadın hormon kullanırken bugün bu rakam 8.5 milyona düşmüş durumda. PETA'nın kısrak mücadelesiHayvanlara kötü muameleye karşı mücadele veren PETA örgütü, hormon takviyesi uğruna gebe atların idrarının kullanılmasına da karşı çıkıyor. Dünyada milyonlarca satan Premarin'in üretimi uğruna ABD ve Kanada'da 75 bin kısrağın gebeliklerinin altı ayını, kıpırdayamayacakları kadar küçük ahır bölmelerinde altlarına torba bağlı şekilde geçirip zulme uğradığını söyleyen örgüt bu ilanla kadınları hormon kullanmamaya çağırıyor.ALTERNATİF YÖNTEMLERABD'deki kriterlere göre 51 yaşında ve iki senedir hormon alan bir kadın, bu ilaçların ortalama kullanıcısı olarak kabul ediliyor. Peki bu kullanıcılar şimdi ne yapsın? Ateş basmalarına karşı sadece kısa süreli kullanım öneren hekimler şimdi alternatif yöntemleri araştırıyor. Küçük çaplı araştırmalara göre Prozac ve Effexor gibi antidepresanlar bazı kadınlarda ateş basmasını yüzde 60 oranında önlüyor. Ancak kesin bir tedavi şekli olarak tavsiye edilmiyor. Uyku bozukluklarına karşı kullanılan Trazodone da ateş basma problemi geceleri artan kadınlara yardımcı olabilir diye düşünülüyor. Tansiyon ilacı Clonidine de düşünülen alternatifler arasında. En önemli yan etkisi ise kan basıncını fazlasıyla düşürmesi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!