Güncelleme Tarihi:
Yetişkinlerin hastalıklarının kökünü bebekliğe bağlıyorsunuz...
- Evet. Birçok araştırma gösteriyor ki, kanserden sırt problemlerine, yorgunluk sendromuna ve sinir sistemindeki sorunlara kadar her şeyin geçmişi çocuklukta. Son olarak Union Pasific Demiryolu şirketinde bu araştırma yapıldı. Oradaki işçilerin son zamanlardaki sırt yaralanmaları incelendi. Bu sorunu yaşayan ve iyileşmeyen işçilerin büyük kısmı çocukken istasmara uğramış. Bir sigorta şirketi de uzun yıllar istismara uğramış çocukları izledi. Sık sık çocuk doktoruna gittikleri, gribal enfeksiyona yakalandıkları, ortopedik rahatsızlık geçirdikleri görüldü. Sağlıklı ortamda yetişen çocuklara kıyasla, istismar mağduru çocukların ileriki yaşamlarında çok daha fazla tıbbi desteğe ve yardıma ihtiyacı oluyor.
Yani istismara uğrayan çocuk, yetişkinken mutlaka hastalanıyor...
- 200’e yakın hastalıkta bunu rahatlıkla görüyoruz. Özellikle 0-2 yaşta ilgi eksikliği, ihmal, duygusal, sözel, fiziksel ya da cinsel şiddet gelecekte bedeni hasta ediyor. Bu istismarlar arasında en yoğunu ilgisizlik. Hastalananların yüzde 70’inde bebekken yaşadığı ilgisizlik yatıyor. Bu çocuklar, daha sonraki kuşakta şiddet gösteriyor, cinsel tacizde bulunuyor ya da yakınlarını ihmal ediyor.
Fiziksel belirtiler dışında neler oluyor?
- Saldırgan ve suçlu yetişkinler oluyor. Bağımlı kişilik geliştirme olasılıkları daha da yüksek: Kumar, cinsel bağımlılık, sürekli sevişme ihtiyacı, madde veya alkol... İlişki sürdürmede, çocuk sahibi olunca da ebeveyn olarak sorun yaşanıyor. Acı olan, istismarın kuşaktan kuşağa aktarılması. Çünkü bunu öğrendiği ve model aldığı için, kendi çocuğuna da bu uygunsuz davranışı aktarıyor.
Başlangıçtaki travmayı çözmezsek sorun büyüyor mu?
- Evet. Kartopu gibi. Hedefimiz çok erken
yaşlarda fark etmek ve büyümeden, başka hastalıklara neden olmadan ortadan kaldırmak, çocuktan çıkarıp atmak.
MUTLAKA YAPILMASI GEREKENLER
· Çocuğunuza tepki verin, bakın, ilgilenin ve ihtiyaç duyduğunda yanında olun.
· Çocukların ilk yaşlarda her şeyi kaydettikleri yer bedenleri. Annelerin çocuklarıyla dans etmesi, şarkı söylemesi, bakması çocuğun bedeninde kaydediliyor.
· Bebeğin kendini sakinleştirebilme becerisi yok. O yüzden sakin ve huzurlu bir anneyle etkileşim içinde olmalı.
· Annenin çocuğu istiyor olması da şart. Çocuğu kendisini kısıtlayan bir şey olarak gören annenin tavırları son derece olumsuz oluyor. Çocuklarını mutluluk kaynağı olarak gören anneler mutlu çocuklar yetiştiriyor.
· Başrol annede ama her şeyin yolunda gidebilmesi için uygun yardımcılara yani babalara da ihtiyaç var. Anne sevgi ve şefkat gibi hisleri verebilmek için aynı hisleri kendisi de yaşamalı.