Türkiye’de bu anlamda aydınlatılan ilk eser Dolmabahçe Sarayı oldu. Sarayın aydınlatılması ve ısıtılması için 1856’da Dolmabahçe Gazhanesi kuruldu. Anıtkabir ise inşa edildiği tarihten itibaren modern teknikle, projektörlerle aydınlatılan ilk eser oldu. Son yıllarda Anadolu kentleri, bu konuda İstanbul’u geçti. Mardin’den Antalya’ya, Amasya’dan Gümüşhane’ye kadar birçok kent, eserlerini gecenin karanlığına mahkum olmaktan kurtardı. Büyük jürimiz de bu şehirlerin hakkını verdi ve ilk sıraya Amasya’yı, ikincisine Mardin’i yerleştirdi. Bu arada jüri üyelerimizin önemli bir bölümünün onayıyla bir doğa mirası olan Gümüşhane Karaca Mağarası da dereceye girdi. ‘Ama o tarihi bir mekan değil, doğa mirası’ diye itiraz ettiğimizde, ‘Geçmişi milyonlarca yıla kadar uzanan hem tarih hem de kültür mirasıdır’ cevabıyla karşılaştık ve sayfamıza ona da bir yer açtık.
EN İYİ 101. Yalıboyu Evleri - AMASYA
2. Mardin Kalesi - MARDİN
3. Dolmabahçe Sarayı - İSTANBUL
4. Topkapı Sarayı - İSTANBUL
5. Anıtkabir - ANKARA
6. Kız Kulesi - İSTANBUL
7. Ayasofya - İSTANBUL
8. Karaca Mağarası - GÜMÜŞHANE
9. Bodrum Kalesi - MUĞLA
10. Bulgar Kilisesi - İSTANBULYALIBOYU EVLERİ
Tarihi mirası en iyi koruyan kent
Kentte bulunan Kral Kaya Mezarları, Kale ve Yalıboyu Evleri ışıklandırılıyor. Yalıboyu’ndaki yerleşimin geçmişi bin yıl öncesine uzanıyor ama mevcut evler 19. yüzyıldan kalma. Tarihi mirası en iyi koruyan kent olan Amasya, geçtiğimiz yıl Uluslararası Mimarlar Birlği’nin koruma büyük ödülünü aldı. Işıklandırması ilk olarak 1995’te dönemin Belediye Başkanı Ahmet Çekin tarafından yaptırıldı. 1997’de dönemin Valisi Kemal Nehrozoğlu tarafından değiştirilerek mezarlar ve sokak dokusu da aydınlatıldı. 2000’de dönemin Valisi Hüseyin Poroy ve Belediye Başkanı Hüseyin Baş tarafından Philips’e şehrin dokusuna uygun bir proje hazırlattırılarak, sokak lambaları değiştirilip gece Yalıboyu ayrı bir güzelliğe büründürüldü.
MARDİN KALESİDünya markası olmaya aday
Diğer adı Kartal Yuvası olan Mardin Kalesi; Subari, Sümer, Babil, Mitani, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdani, Selçuklu, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi ve Osmanlı dönemlerini, kimi zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını yaşamış çok önemli bir kale. MS 330 yılında ateşe ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral tarafından yapıldı. Kalenin ovadan yüksekliği bin metre kadar. Bir kısmı sarp kayaların üzerine oturuyor. Kale, Mardin’in bir dünya markası olması için büyük emekler veren Vali Temel Koçaklar tarafından ışıklandırıldı. Işıklandırma sonrasında kale bir mücevher gibi ortaya çıktı ve Koçaklar’ın deyimiyle ‘Gündüz seyranlık, gece gerdanlık’ oldu.
DOLMABAHÇE SARAYIİstanbul’da aydınlatılan ilk bina
Sarayın yapıldığı tarihte Dolmabahçe’nin ışıklandırılması ve aydınlatılması için, şu anda Maçka Parkı’nın altında yer alan gazhane inşa edildi. Sarayın dışında yer alan fenerler vasıtasıyla dış cephe de aydınlatılıyordu. Dolmabahçe, İstanbul’da dış cephesi ışıklandırılan ilk bina oldu. Sarayın modern sistemle ışıklandırılmasına yönelik ilk girişim 1968’de yapıldı. O dönem İstanbul’unda elektrikler sık sık kesildiğinden sistem bu şoklara beş-altı yıl dayanabildi. Bugüne kadar gelen aydınlatma sisteminin temelleri ise 1985-1986 döneminde Yıldız Üniversitesi’yle ortaklaşa atıldı. 2004’te Milli Saraylar Daire Başkanı Cemal Öztaş tarafından yenilenen sistem en son aydınlatma teknolojisiyle zenginleştirildi.
TOPKAPI SARAYIHer yerden görünüyor
1470’te 700 bin metrekarelik alanda kuruldu. O çağdan itibaren yapılan değişiklik ve eklemelerle sürekli gelişti. Sultanların Dolmabahçe Sarayı’na taşınmaları ile resmi saraylıktan çıktı ve hızla harap olmaya yüz tuttu. Cumhuriyet döneminde restore edilerek eski görkemine kavuştu ve müze olarak hizmet vermeye başladı. Osmanlı hazinelerinin en önemli parçalarını bünyesinde barındıran müzenin çevresi güvenlik sorunu yaşanmasın diye 1950’de projektörlerle ışıklandırıldı. Bu ışıklandırma sayesinde saray, İstanbul’un her yanından görülür hale geldi. 1972, 1983 ve 1997’de ışıklandırma sistemine eklemeler yapıldı. Müze Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı, sarayın ışıklandırma tarzının iyi olduğunu birkaç kulenin daha ışıklandırılmasıyla daha güzel bir görünüme kavuşacağını söylüyor.
ANITKABİRTürk Philips ışıklandırıyor
Atatürk’ün naaşının bulunduğu Anıtkabir, bugünkü adı Anıttepe‘de 15 bin metrekarelik bir alanda. Bu önemli yapıtı, Boğaziçi Köprüsü, TBMM, Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii, İnönü Stadı, Bodrum Kalesi, Atatürk Havalimanı, Çanakkale Şehitler Abidesi, İzmir Saat Kulesi ve Merkez Bankası’nın da ışıklandırmasını yapan Türk Philips şirketi ışıklandırıyor. Ankara’nın kente egemen bir tepesinde, eski adıyla Rasattepe’de konumlanan Anıtkabir, havanın kararmasıyla birlikte yanan ışıklarıyla başkentin pek çok noktasından görülebiliyor. Başlangıç noktasındaki İstiklal ve Hürriyet Kuleleri, iki yanında Hüseyin Özkan’ın 24 Hitit aslanının yer aldığı Aslanlı Yol, Mehmetçik, Müdafaa-i Hukuk, Cumhuriyet, Zafer, İnkılap, Misak-ı Milli, Barış ve 23 Nisan Kuleleri’nin çepeçevre sarmaladığı Zafer Alanı, kısacası her nokta, özel lambalarla aydınlatılıyor.
KIZ KULESİYılın her günü aydınlık
Bir zamanlar Salacak açıklarında küçük bir adaydı. Buradaki ilk yapılanma MÖ 341 yılına uzanıyor. Kulenin 1509’da fener olmasıyla Boğaziçi’nin girişindeki ilk sabit ışık ortaya çıktı. 1719’da fenerden çıkan alevle yanan Kız Kulesi, 1725’te şehrin başmimarı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından onarıldı. İstanbul’da çıkan kolera salgınları sırasında bir dönem karantina hastanesi olarak kullanılan bina, 1857’de tekrar fener olup ışığına kavuştu. Uzun yıllar Denizcilik İşletmeleri’ne ait olan Kız Kulesi, 1997’de 49 yıllığına Hamoğlu Holding’e kiralandı. Mimar Mehmet Alper tarafından restorasyonu yapılan kule 2000’de turistik işletme olarak turizme açıldı. Yılın 365 günü ışıklandırılan kulenin ışık sisteminin tasarımını da Mehmet Alper yaptı.
AYASOFYAİki ay önce yenilendi
Dünya kültür mirasının en önemli eserlerinden Ayasofya’nın temelleri 4. yüzyılda atıldı. Çıkan yangınlarda birkaç kez harap oldu. 532’de çıkan bir isyandan da nasibini aldı ve yangınla yerle bir oldu. İmparator Justinyen ‘Adem’den beri hiçbir devirde görülmemiş ve görülmeyecek’ bir ibadethane yapmak için harekete geçti. Hıristiyanlık áleminin bu en büyük kilisesi beş yılda tamamlanarak, 537’de açıldı. İstanbul’un fethinden sonra Fatih’in emriyle camiye, Cumhuriyet’ten sonra müzeye dönüştürüldü. Ayasofya Müzesi eski Müdürü Erdem Yücel’in girişimiyle 1982’de ışıklandırıldı. Son beş yılda sık sık teknik arızalarla karşılaşan ışık sistemi, Doğan Hızlan’ın olayı gündeme taşımasıyla bundan iki ay önce yenilendi.
KARACA MAĞARASIIsıyı değiştirmeyen aydınlatma
Gümüşhane’nin Torul İlçesi’ne bağlı Cebeli Köyü sınırları içerisinde. 2002’de Turizm Bakanlığı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden gelen uzman ekiplerle, ışıklandırma sırasında mevcut dokunun bozulmaması için çalışma yapıldı. Yürüyüş platformunun ve ışıklandırmanın hangi bölgelerde yapılacağı konusunda büyük titizlik gösterildi. Mağara içi ısısını ve nem oranını değiştirmeyecek, ısı vermeyecek fakat aydınlatması yüksek olacak ışıklandırma sistemi uygulandı. Görüntünün bozulmaması konusunda da çok dikkatli davranıldı. Dikit ve sarkıtların görünümünün ön plana çıkabilmesi için öncelikle uygun açılar tespit edildi.
BODRUM KALESİDünya çapında şöhretli
Yaklaşık 900 yıl önce, Saint John ve Rodos Şövalyeleri tarafından yapıldı. Avrupa’nın en iyi sekiz müzesi arasında yer alan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin bulunduğu Bodrum Kalesi, her gün binlerce ziyaretçi ağırlıyor. İlk kez 1983 yılında ışıklandırılan Bodrum Kalesi, günümüzde teknolojinin en son yenilikleri kullanılarak aydınlatılıyor. İki liman arasında üç tarafı denizle çevrili ve kayalık bir yarımada üzerinde kurulu. Yapılan ışıklandırma sistemiyle gerek Bodrum Yarımadası, gerekse Gökova Körfezi ile Yunanistan’ın İstanköy Adası’ndan çok rahatlıkla görülebiliyor. Yılın on iki ayı boyunca ışıklandırılan kalenin görünümü şimdiye kadar birçok yerli ve yabancı dergi, gazete, belgesel ve
sinema filminde kullanıldı.
BULGAR KİLİSESİYeni sistem kuruluyor
Haliç kıyısında kalmış en zarif tarihi eserlerden biri olan Bulgar Ortodoks cemaatine ait Sveti Stefan Kilisesi Mürselpaşa Caddesi üzerinde. Projesi 1990’da İstanbullu Ermeni mimar Hovsep Aznavur’a yaptırıldı. Kilisenin uygulama projesinin yapılması ve prefabrik yapı parçalarının üretilmesi için 1892’de uluslararası bir yarışma açıldı. Yarışmayı Avusturya firması R. Ph. Waagner kazandı. 1898’de kutsanarak törenle açıldı. İstanbul’da Saint Antoine’la birlikte, aydınlatılan iki kiliseden biri. İlk kez 2003’te ışıklandırıldı. Şu anda restorasyonu yapılan kiliseye yeni bir aydınlatma sistemi kurulacak.