Sibel ARNA İLE MODA GÜNDEMİ
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2007 00:00
Paris, İspanya, İstanbul gibi metropollerde kendi kadınını yaratan, dünyanın 90 ülkesinde satılan Mango hafta içinde İstanbul’da 2007 ilkbahar-yaz koleksiyonunu tanıttı. Markanın baş tasarımcısı Damion Sanchez Carillo defile için İstanbul’a geldi. 120 kişilik bir tasarım ekibini yöneten Carillo, Mango kadınının tek tip olduğunu düşünüyor. "Fransa’da, İstanbul’da ya da Barcelona’da doğması, yaşaması bir şeyi değiştirmez. Mango giyen kadınların hepsi birbirine benzer" diyor.
"Mango 25 yıl önce kuruldu. 25 yıldır yaptığımız tek bir şey var. Dünyanın en önemli şehirlerinin modasını sentezliyoruz. Tüm bu şehirler bir şehirmiş gibi hayal edip, o şehir kadınları için tasarım yapıyoruz." 14 yıldır Mango’nun Baş Tasarımcılığını yapan Domion Sanchez Carillo, Mango başarısını böyle açıklıyor.
120 kişilik ekibin merkezi İspanya’da. Ama 120 kişilik ekipte her milletten tasarımcı var: "Bir moda ajanı gibi çalışıyorlar. Hepsi boyunlarında bir fotoğraf makinesi ile dolaşıyor. Ona bağımlılar. Makineyle yatanlar bile var. Sokaktan besleniyorlar. Sinemadan, müzikten ve sanattan da çok etkileniyorlar."
Mango’da spor, abiye her koleksiyonu farklı ekipler hazırlıyor. Ortaya çıkan tasarımları Carillo önderliğindeki bir grup değerlendiriyor, Mango kadınına uygunluğu tartılıyor, sonra markanın hedeflerini belirleyen grubun onayı alınıyor.
Carillo, Mango kadınını şöyle tarif ediyor: "Her şeyden önce şehir kadınıdır. Hayatı çok hızlı akar. Rahatlığı ve şıklığı aynı oranda önemser. Çok kültürlü ve çok zevklidir. Ve birbirlerine benzer."
Benzeme lafına takılıyorum. Bir İspanyol kadını ile bir Fransız kadını nasıl birbirine benzer? Şöyle açıklıyor: "Kültürel açıdan tabii farklılar. Bedenleri de değişiyor. Ama Mango’nun müşterisi nereli olursa olsun tipi aynıdır. İspanya’da Mango’ya gelen kadınla, Türkiye’de Mango’ya gelen kadın birbirlerine çok benziyorlar. Biz 15 günde bir tüm mağazalarımızda bir test yapıyoruz. En çok satan 10 ürünü belirliyoruz. İnanır mısınız birinci ürün bütün ülkelerde hep aynı şey oluyor."
Malum, Mango lüks marka olmaya çalışmadı. Her zaman orta sınıfı hedefledi. Damion Sanchez’e, "Mango’nun sezonluk bir marka olması, giysilerin uzun ömürlü olmaması sizi rahatsız etmiyor mu?" diye soruyorum. Cevabı çok net: "Mango kalitesini her yıl arttırıyor. Daha kaliteli kumaşlar kullanıyoruz. Son olarak sınırlı sayıda üretilen bir koleksiyon çıkardık. Bu koleksiyonda tasarım ve kalite ön sırada. Kaşmir ve yüzde yüz yün kumaşlarla hazırlanıyor. Bir parça daha pahalı satılıyor."
TÜRKİYE’Yİ ÖRNEK GÖSTERİYORUZ
Mango için Türkiye çok önemli. Koleksiyonumuzun bir bölümü burada hazırlanıyor ve üretiliyor. Üretim kalitenizden çok memnunuz. Mağazacılık anlamında da çok mutluyuz. Özellikle İstanbul’da çok iyi satış yapıyoruz. Mango’nun çalıştığı diğer ülkelere Türkiye’yi örnek olarak veriyoruz.
Yazın yıldızı mini elbiseler 2007 ilkbahar ve yazının yıldız ürünü mini elbiseler. Desenlisi, düzü; siyah beyaz, mor, yeşil olanı. Aksesuvar bizim için çok önemli. Biz kadınımızı baştan aşağı giydirmeyi hedefliyoruz. Bütün olarak hayal ediyoruz. Ayakkabısı, çantası, kemeri, iç çamaşırı hatta gözlüğü bile Mango olmalı. Zaten kıyafetlerle aksesuvarlar birlikte tasarlanıyor.