Güncelleme Tarihi:
Bay Luke, nasılsınız?
- Beş dakika geç aradığın için biraz kısa kesmem gerekecek Barış, üzgünüm.
Gecikmemin sebebi ben olmasam da özür dilerim...
- Evet ne öğrenmek istiyorsun, sor bakalım.
Quincy Jones için yapılan tribute konserden bahseder misiniz?
- Ah evet Türkiye, pek çok arkadaşımdan duydum ülkenizdeki rock hayranlığını fakat hiç gelemedim. Ve çok merak ediyordum.
(Zorla araya girerek) Ben, Quincy Jones Tribute konserinden bahsetmiştim ama ülkemiz hakkında söyledikleriniz de hoşuma gitti. Konserinde herkes haklı olarak Toto duymak isteyecek. Playlist’i hangi dönemlerinizden seçiyorsunuz?
- Çok albümde çaldım ve şimdiye kadar da pek fazla önemli müzisyenle çalıştım. Konserlerimde her şeye yer vermeye çalışsam da bu mümkün değil. Hem kendi albümlerimden, hem de birlikte çalıştıklarımın şarkılarını çalıyorum.
Açıkçası sadece Candyman albümünü dinlesem bana yeter...
- Onların hepsi olacak zaten. Tamam Toto’yla çok iyi işler yaptık ama solo kariyerimin mirasıyla da gurur duyuyorum. Konserlerime gelecek insanlardan tek istediğim beni “Toto’nun arkasına sığınan adam” olarak görmemeleri. Zaten pek Toto çalmayıp solo işlerime ağırlık vereceğim. Bunu yapmaya hakkım var değil mi...
Elbette var. Neredeyse 17 yaşından beri profesyonel olarak çalıyorsunuz. O zamandan bu zamana neler değişti?
- Her zaman çok çalıştım. Mesela, artık hızlı çalmakla ilgilenmiyorum. Daha çok, gitarı amfiye takıp gözlerimi kapatıp çalmayı seviyorum. Dijital işler de beni boğuyor, ne kadar basit o kadar duygusal... 20 yaşındaki gitaristler gibi hız manyağı değilim. Bu bir doygunluk sanırım. Artık daha çok duygu ve melodiyle ilgileniyorum.
Son albümünüz All’s Well That Ends Well için Wikipedia’da üvey annenize ithaf ettiğiniz yazıyor. Bu doğru mu?
- Ne? Ben hiç böyle bir şey söylemedim. Kim yazıyor bunları internete anlamıyorum. Sen bir iş yapıyorsun ve hiç tanımadığın birisi Wikipedia’ya senin hakkında asılsız bir şey yazıyor. Sen de onunla uğraşırken vakit kaybediyorsun.
Wikipedia sizce yalan yanlış bilgilerle mi dolu?
- Ah! Bunu sorman bile gereksiz. Wikipedia şimdiye kadar duyduğum en büyük şaka. Kim olduğunu bilmediğin insanlar saçma sapan bilgilerle dolduruyorlar orayı. Söylemediğin, hatta fikrinin bile olmadığı şeyler yapmışsın gibi yazılıyor. Ve benim onu değiştirme yetkim yok. Yani hakkında bir şey yazılmış kişilere danışılmadan yayınlanmaması gerekirken senin haberin bile olmuyor. Wikipedia’nın tepesinde kim var kim yok onu bile bilmiyorum ama siteden çok rahatsızım.
Kontrol edilemeyen bir şey olduğu için internetten memnun değilsiniz sanırım...
- Her şey kontrolden çıkmış durumda. Özel hayat diye bir şey kalmadı artık. Bir konser sonrası yarı çıplak sahne arkasında dolaşırsın birisi çaktırmadan çeker. Kameralar hep çalışıyor dostum. Hiç bir şeye güvenemiyorsun artık. Artık yaşlı bir adamım. İçki ve uyuşturucudan arındım ama yanlış bir hareketini görsünler hemen internete düşersin. Güvensizlik beni çok yordu, bütün bunlardan çok sıkıldım.
Yaşlandım diyorsunuz ya, peki yaşlı bir gitarist neler yapar? Sizin günlük hayatınız artık nasıl geçiyor?
- Her gün gitar çalıp çocuklarımın büyümelerini seyrediyorum. Onları iyi birer insan gibi yetiştirmeye çalışıyorum.
Eski hayatınızı bilen biri olarak soruyorum. Yaşantınızı nasıl bu kadar basitleştirdiniz?
- Dostum, hakikaten çok acayip bir hayat yaşadım. Rock’n Roll’la bağdaştırılan her şeyi yaptım. Birçoğunu şimdi kimse yaşayamaz. 1970’lerde başladım bu manyak hayata, şimdiyse duruldum. Ben de artık 54 yaşımdayım, biraz büyümem gerekiyor (Kahkaha atmaktan konuşamıyor Steve Lukather).
Hiç pişmanlığınız var mı?
- Uyuşturucu. 17 yaşındayken çok havalı bir şeymiş gibi geliyor ama benim gibi uzun yıllar kullanan birisi sonradan bunun ne büyük bir yalan olduğunu anlıyor.
Kokainden mi yoksa başka bir maddeden mi bahsediyorsunuz?
- Evet, evet kokain. Dünyada daha yalan başka bir şey yok. Yıllarca kullandım. Zaman, para, hayat ve beyin hücresi kaybından başka bir şey değil. Genç müzisyenlere tavsiyem hayatlarını yaşayıp eğlenirken müptela olmamaları. Bizim zamanımızda kokain bir meslek gibiydi, her yerdeydi. Ben de büyük bağımlıydım. Ama uzun dönemde getireceği zararlardan bihaberdik. Artık kafası güzel insanları etrafımda görmek bile istemiyorum, uyuşturucudan nefret ediyorum. Bir diğer pişmanlığım da kırmış olduğum insanlar. Bilerek yapmamışımdır ama elbette olmuştur.
Son albümünüzün adı Shakespeare’in bir oyunu olan ‘All’s Well That Ends Well’. Eleştirmenler oyunun türünün komedi mi yoksa trajedi mi olduğunu açıklayamıyor. Albümünüzde de böyle bir detay var mı?
- Evet doğru diyorsun. İsmini bilerek böyle koydum çünkü hayatımın da trajedi mi komedi mi olduğunu çözemiyorum. Önce boşandım, sonra annemi kaybettim, 25 yıllık menajerimi kovmak zorunda kaldım, boşanmamın ortasında bir çocuğumun daha olacağını öğrendim. Hayatım dağıldı resmen fakat sonra acıya alıştım. Albüme bilerek bu oyunun adını verdim.
Peki röportajımızın en klişe sorusu geliyor. İstanbul’daki hayranlarınız için ne söylemek istersiniz?
- Dostum, beni gelip izleyin. Eğlenceli herifimdir. Ayrıca ortalığı dağıtabilecek bir grubum var. Çok eğleneceksiniz.
MICHAEL JACKSON’IN YÜZÜNE TELEFON KAPATTIM
Quincy Jones çok cesurdu. Onu olduğu gibi kabul edersen çok şey kazanırsın. 18’imde bizi Quincy’yle tanıştırdılar. Ve ertesi gün çalışmaya başladık. Bir gün Michael Jackson beni arayıp onunla çalışmamı istediğini söyleyip evine davet etti. ‘Sen kimsin lan neden Quincy’nin ofisi değil de sen arıyosun? Dalga geçmeyin benimle, s*ktirin!’ filan deyip telefonu kapattım. Ardından Quincy arayıp ‘Az önce seni arayan gerçekten Michael’dı bence onu geri araman gerek’ dediğinde dondum kaldım. Hemen Michael’ı geri arayıp ‘Çok özür dilerim, biri dalga geçiyor sandım’ filan deyip durumu toparladım. İşte sonra Thriller albümünde çaldım. Neyse ki böyle efsanelerle çalışma fırsatı buldum.
ARTIK SAĞLIKLI YAŞIYORUM
Fast-food yemiyorum, içki içmiyorum, uyuşturucuyu bırakalı çok oldu. Sağlığımı, çocuklarımı düşünerek korumalıyım. Günde 3 mil koşuyorum. Organik gıdalarla besleniyorum. Şeker kullanıyorum. Sigarayı bıraktım. Resmen tam olarak sağlıklıyım.