İstanbul’da doğup büyümese de İstanbul’da yaşayan herkese bu şehre ait olduğu hissettirilmek isteniyordu. Aldığı göçlerle yerlisinin iyice azaldığı bu dev metropole aidiyet yaratmak öyle kolay iş değil. İşte alın hemşeri derneklerinin katlanarak çoğalmasını: 1989’da 416 olan hemşeri derneği sayısı, 2001’de 2 bin 228’e, 2004’ün başında da 3 bin 325’e yükseldi.
Varlık nedenleri de ortada: Çünkü dernekler üyelerine iş, aş, hatta gerektiğinde oy buluyor.
Bina büyüklüğündeki tabela, Mecidiyeköy’ü geçip TEM otoyolundan Okmeydanı yönüne girdiğinizde birden dağ gibi dikiliyor karşınıza. Öylesine büyük ki, görmemek, okumamak elde değil: Şebinkarahisarlılar Yardımlaşma Dernekleri Birliği...
40 BİN NÜFUSLU İLÇENİN 65 DERNEĞİ
Giresun’un 40 bin nüfuslu ilçesinden gelenler bugüne kadar İstanbul’da tam 65 dernek kurdu. Ardından bu dernekleri birlik çatısı altında topladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaklaşık bir yıldır ‘Ben İstanbulluyum’ kampanyasıyla vatandaşların şehre sahip çıkmasını sağlamaya çalışsa da şehrin sokaklarındaki Anadolu il ve ilçe derneklerinin sadece tabelaları bu bilboard sayısını katlar.
Sadece Sivaslıların kurduğu hemşeri derneklerinin sayısı 588. Emniyet Müdürlüğü Dernekler Bürosu’na kayıtlı 3 bin 325 dernekten önemli bölümü hemşeri organizasyonları.
EN AKTİF HEMŞERİLER KARADENİZLİLER
Bölgeler açısından bakıldığında İstanbul’daki en aktif dernekçiler Karadeniz’den çıkıyor. İki dernekten birini onlar kuruyor.
Yaygın kanı hemşeri derneklerinde kumar oynandığına ilişkin. Kumarhaneler kapandıktan sonra sayılarının hızla artmasının ardında da bu aranıyor. Ama İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri bunu doğrulamıyor. Dernekler Bürosu’na göre hemşeri dernekleri, ‘en sorunsuz dernekler’. Öyle kumarhane filan da yok. Bazıları kahvehane gibi kullanılıyor ama genellikle yardım amacı daha ön planda. Ara sıra genel kurullarında kavga dövüş çıksa da kol kırılıp yen içinde kalıyor ve olaylar genelde polise yansımıyor.
Sivaslılar Vakfı Başkanı Muhsin Kaya, bu durumun nedenini çok net ifade ediyor: ‘Hemşericilik Türk milletinin genlerinde var...’
FİNGOV GİYİP MADIMAK YİYORLAR
Şebinkarahisarlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kapısını çalıyoruz. Günlerden pazar. Kadınlı erkekli cıvıl cıvıl bir grup karşılıyor bizi. 1964 yılında Şebinkarahisar’ın il yapılmasına yönelik çalışmalara ivme kazandırmak amacıyla kurulan dernek, İstanbul’da yaşayan hemşeriler arasında ‘merkez dernek’ olarak biliniyor. Çünkü değişik köylerin kentte kurduğu 65 dernek de bu derneğin çatısı altında alınan kararlara katılıyor. Artık perspektif genişlemiş. Dernek üyeleri yardımlaşmanın yanı sıra yörelerine hizmet götürmenin derdinde. Kadınlar pestil, fırın kurusu, yaprak sarması, madımak yemeği yapıp yanına da Şebin cevizlerini ve dut pekmezlerini dizmişler. Bir bölümü üzerlerinde fingov denilen üstlük ve peştamallarıyla yerel giysiler içinde. Gençler kemençeyle coşmuş. Şebinkarahisarlılar burada kadınlı erkekli, yöre geleneklerini sürdürüyorlar.
MUHSİN KAYA (SİVASLILAR VAKFI BAŞKANI)
Hemşericilik Türk milletinin genlerinde var
Hepimiz İstanbulluyuz ama insanlar geldikleri, doğdukları toprakları unutamıyor. Hemşericilik Türk milletinin genlerinde var. Dernekler ve vakıflar hemşericilik yapıyor. İstanbul’da 1.5 milyonu aşkın Sivaslının 588 derneği var. Sivas’taki 17 ilçenin dokuzuna bağlı yaklaşık 350 dernek vakfımızla birlikte hareket ediyor. Kadınlar da dernek ve vakıflarımızda aktif biçimde çalışıyor. Sivas’a destek veriyoruz. Tanıtıcı kitaplar yayınlıyoruz. Hemşerilerimizi yaz tatillerinde Sivas’a yönlendirerek, il ekonomisine katkıda bulunuyoruz. İş bulma konusunda yardımlaşıyoruz.
SİVASLI SİVASLIYLA ÇALIŞIYOR
Zeki gençlerimiz, işadamlarımızın yardımlarıyla okuyup, siyasetçi, bürokrat, belediyeci oldular. Üniversiteyi bitirenler bize başvuruyor. Biz de bu hemşerilerimize yönlendirip iş bulmalarını sağlıyoruz. En başta gelenler, yeğenleri, komşuları ile çalışmışlar. Bu gelenek hálá sürüyor.
Sivaslı, Sivaslıyla çalışıyor. Avrupa Yakası’ndaki taksicilerin yüzde 80’i Sivaslı, Yeşildirek’te çoğunluktayız. İnşaat sektöründe de çok hemşerimiz var.
Sivas’ın yumuşak karnı Alevi-Sünni meselesi. Geçmişte bazı partiler de bunu kaşıyorlardı. Ama artık bu sorunları aştık. Vakıfta, Alevi-Sünni elele çalışıyoruz. İstanbul’da doğanlarla birlikte 600 bine yakın seçmenimiz var. Ancak başta AKP tüm partiler bu yoğunluğu dikkate almıyorlar. Başbakan Tayyip Erdoğan Karadenizli olduğu için adayların çoğunluğu Karadenizli. Oysa Sivaslı adaylar, Kağıthane, Bağcılar, Esenler, Şişli, Kadıköy, Maltepe, Sultanbeyli ve Ümraniye gibi Sivaslıların yoğunlukta olduğu yerlerde işe bir adım önde başlıyor.
Kastamonulu garsonlar derneği
Kumkapı’da meyhanelerin arasında bir tabela: Kastamonu Dayanışma Derneği. Bir binanın merdivenlerinin tam üstünde. Yanında da Doyuran
Yemek ve Izgara Salonu. Lokanta Kastamonuluların uğrak yeri. Yöre mutfağının ünlü yemeklerinden, sac üzerinde pişirilen gözleme benzeri ‘etli ekmek’ yapılıyor burada. Gerçekten de çok leziz. Yönetim Kurulu üyesi Şaban Şen, Kumkapı’daki garsonların çoğunun Kastamonulu ve Tokatlı olduğunu anlatıyor.
Sabah işyerlerine gelip akşam hazırlığı yapan garson, aşçı ve şeflerin işi 13.00’te bitiyor. Tek tük öğle yemeği müşterisini saymazsak, restoranların servisi 18.30’da açılıyor. Yani 5.5 saat boş zamanı var personelin. Kastamonulular, Tokatlı dostlarını da yanlarına katıp soluğu dernekte alıyor. Kimi kağıt oynuyor, kimi sohbet ediyor.
OYLAR HEMŞERİ KİMSE ONA GİDECEK
Bu sıralar sohbetlerin konusu politika. Seçimde hangi parti Kastamonulu aday gösterirse dernek ahalisinin oyları ona gidecek. CHP’li, AKP’li, MHP’li ya da bir başka partili olması hiç önemli değil. Burada ideoloji ‘hemşeriye kayıtsız destek’ ideolojisi. En çok da Eminönü Belediye Meclis üyeleri önemli onlar için. İş bulmalarında ve diğer problemlerinde ilçe belediyesinde yardımcı olacak hemşerilere ihtiyaç var.
KASDER’e (Kastamonulular Derneği) üye 18 şubeden biri burası. Şaban Şen, İstanbul’da toplam 123 dernekleri olduğunu söylüyor. 12 yıl önce kurulan Eminönü şubesinin ise 675 üyesi var, yaklaşık 400’ü Kumkapı’da komi, garson, aşçı ya da işletme müdürü. 32 ilçede örgütlenmek istiyorlar. Şen, İstanbul’da 1.5 milyon Kastamonulu olduğunu söylüyor. Birinci Sivaslılar, ikinci biz diyor. Sivaslılar Vakfı da 1.5 milyonuz demişti ama...
DURSUN KARAYILAN
(ŞEBİNKARAHİSARLILAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BAŞKANI)
Aylık haber bülteninin yönetimi tamamen kadınlarda
En çok eğitim ve sağlığa önem veriyoruz. Artık lokalimizde kağıt oynayanlar yok. Kütüphane kuruluyor, bilgisayarlar gelmek üzere. Gençler eğitim için çalışacaklar. Kira gelirini aldığımız Kumkapı’daki otel ve altındaki fırın ile bağışlar sayesinde Şebinkarahisar’a bir meslek yüksekokulu yaptırdık. Cumhuriyet Meslek Yüksekokulu’nu bitirenlerin İstanbul’da iş bulmasına yardım ediyoruz. İlçemizdeki devlet hastanesinin cerrahi ve diyaliz üniteleri de derneğin bağışlarıyla yapıldı.
Kadınlar da bizim için önemli. Bazı günlerde dernek binasını onlara bırakıyoruz. Buraya gelen psikolog, jinekolog gibi bir uzman hemşerimiz, kadınların sorunlarını dinleyip, sağlıklı yaşamın şartlarını anlatıyor. Derneğin yayınladığı ‘Şebinkarahisar’ aylık haber bülteninin de Yayın Kurulu tamamen kadınlardan oluşuyor. Hemşeri çocuklarına da ayda 100 milyon lira burs veriyoruz.
DERNEK ETKİNLİĞİNDE TANIŞIP EVLENDİLER
Şebinkarahisarlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin Pınar ve Yıldırım Akın çiftine büyük faydası olmuş. Ne de olsa derneğin etkinlikleri sayesinde tanışmışlar. Pınar derneğin 18 Ağustos 2002’de düzenlediği futbol turnuvasında Yeniyol takımında oynayan kardeşini izlemeye gitmiş. Aynı takımda oynayan Yıldırım’la karşılaşmış. Bir hafta sonraki dernek pikniğinde aileler de birbirlerini tanımış. Yıldırım’ın ailesi Pınar’ı beğenince istemeye gitmişler ve 14 Eylül’de nişanlanmışlar. Çift 31 Mayıs 2003’te de evlenmiş.
CELAL ALÇINKAYA
(ERZİNCAN SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BAŞKANI)
Erzincan’da 114 bin, İstanbul’da 700 bin Erzincanlı var
Erzincan ilinin nüfusu 114 bin. Buna karşılık İstanbul’da 700 bine yakın Erzincanlı ve bunların arasında yüzlerce sanayici, on binlerce işadamı var. Bu nedenle 1989’da kurulan derneğin merkezi İstanbul. İnsanlar, özellikle depremler nedeniyle Erzincan’ı terk etmek zorunda kaldı. Şimdi orada 3-4 orta ölçekli fabrikanın faaliyet gösterdiği bir organize sanayi bölgesi var. Dernek olarak bu bölgeyi kalkındırmak istiyoruz. Buradaki işadamlarımızdan bazılarının birtakım üretimlerini oraya kaydırmasını düşünüyoruz.
Siyaset konusunda ise Erzincanlılar hemşericilik yapmaz. Dürüst ve çalışkandırlar. Bunun en iyi örneği merhum Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün ziyaretine giden Erzincanlılara, ‘Ben Erzincanlıların değil Türkiye’nin cumhurbaşkanıyım’ demesidir. Sadece dürüst bulduğumuz Erzincanlı adayları, etkinliklerimizde hemşerilerimizle tanıştırırız.
İstanbul’daki işadamı hemşerilerimizi de buluşturuyoruz. Erzincanlı, hemşerisiyle alışveriş ettiğinde daha rahat oluyor. Çünkü birbirlerini tanıyorlar. Ayrıca bunun derneğimiz aracılığıyla olması, bölgemize katkıda da bulunuyor. Örneğin bu işadamlarımızdan rica ediyor ve işsiz hemşerilerimize istihdam sağlıyoruz. İstanbul’da Erzincan’ın 8 ilçe, 327 köy derneği ve 11 vakfı var.
İki dernekten biri Karadenizlilerin
Akademisyen Ulaş Bayraktar’ın Toplum Bilim Dergisi’nin Aralık 2003 tarihli sayısında yer alan yazısında 1989 ile 2001 yıllarını karşılaştıran verilere göre İstanbul’da en çok Karadeniz illerinin dernekleri var.
1989’da 187 dernekle toplamın yüzde 45’ini oluşturan Karadeniz dernekleri 2001’de 1070 dernekle yüzdelerini 48’e yükseltmişler.
Doğu Anadolu illeri derneklerinin sayısı 24’ten 493’e yükselse de toplam içindeki payları yüzde 27’den yüzde 22’ye inmiş.
İç Anadolu illerinin dernekleri yüzde 20 payla 18 tane iken 2001’de yüzde 19 payla 429 tane olmuş.
Akdeniz dernekleri iki dernekle yüzde 3’ten 14 dernekle yüzde 1’lik paya düşmüş.
Ege’nin 1989’da bir olan dernek sayısı, 2001’de 14’e yükselmiş. Toplam içindeki yüzde birlik payı ise değişmemiş.
Marmara dernekleri ise yüzde 2’den yüzde 7’ye çıkmış. Marmara Bölgesi’nin iki olan dernek sayısı 162’ye yükselmiş.
HASAN EKŞİ
(RİDEVA-RİZE DERNEK VE VAKIFLARI BİRLİĞİ BAŞKANI)
Eskiden lüks geceler düzenlerdik, artık
yöresel özellikleri ön plana çıkarıyoruz
Toplam 88 dernek ve vakıfın yarısından çoğu Rideva’nın kararlarına ortak oluyor. Avrupa’daki STK örgütlenmelerini inceleyerek, yenileniyoruz. Siyasette hemşericilik yapmıyoruz. Profesyonelliklerine göre ağabeylerimizin yanında oluruz ama biz şovenist milliyetçi değiliz. Önceliğimiz daima Türkiye’nin yararıdır.
İş bulma ve iş verme konusunda ise hemşeriler, yeterlilikleri var ise öncelikli. Muhtaç ve evli olanlar ilk tercih edilenler.
Eskiden devlet erkanının da katıldığı lüks geceler düzenleniyordu ama artık yöresel özellikleri ön plana çıkarıyoruz. Kadınlarımızın da toplantılara katılması için karar aldık.
RİZELİ ÖĞRENCİLERE BURS
Rize’de istihdama yönelik çalışmalar da yapıyoruz. Sayıları 500’ü aşan Rizeli üniversite öğrencisine ayda 40 milyon lira burs veriyoruz. Ancak öğrencinin ailesinin durumu çok yetersizse daha çok destek sağlıyoruz. Karadeniz birlik ve vakıflarını bir araya getiren KASTOB bir karar aldı. Her il derneği, Çocuk Esirgeme Kurumu’nda 18 yaşını doldurmuş bir kız ve bir erkek öğrenci seçerek, onların eğitimini ve iş bulmasını sağlayacak. Seçilen öğrenciler evlenirken de tüm masrafları dernekler üstlenecek.
KÜLTÜRLERİNİ YAŞATIYOR, EVLENİYOR, SİYASET YAPIYORLAR
Ulaş Bayraktar, Toplumbilim Dergisi’nin Aralık 2003 sayısında yayınlanan makalesinde hemşeri derneklerini incelemiş. Gördüklerimiz, onun saptamalarını doğruluyor. Bu derneklerin birçok işlevi var. Gençler ana baba kültürünü öğreniyor.
Düzenlenen etkinliklerde birçok genç müstakbel eşini buluyor. Böylece büyüklerin gözü önünde, modern zamana uyarak tanışan gençler, geleneklere uygun beraberlikleri yaşıyorlar.
MEMLEKETE TURLAR
‘Memleket’ten büyük kente eğitim için gelen gençler de dernekler tarafından kucaklanıyor. Bu gençlere önce yurt ve burs, sonra da iş olanağı sağlanıyor.
Dernekler, İstanbul’da doğan ve ‘memleket’ini görmeyen gençler için de turlar düzenleniyor.
Hemşeriler, kendi ‘memleketler’inden gelenlere iş verip, ‘memleketlileri’ ile ticaret yapıyorlar. Derneklerin kurucularını çoğunlukla esnaf ve sanatkarların oluşturması da bu işlevi destekliyor.
Siyasi partiler için kitlesel üye ve oy demek olan hemşeri dernekleri, kendi aralarından çıkan adaylara oy veriyorlar. Birçok dernek, hangi partiden aday olursa olsun kendi yöresinin insanına oy verilmesini savunuyor.