En azından başkaları yaşasın

Güncelleme Tarihi:

En azından başkaları yaşasın
Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2006 11:50

Kevin Costner, Su Dünyası’ndan (Waterworld) 10 yıl sonra kendini yine sulara bıraktı. Ünlü aktör Koruyucu’da tecrübeli bir sahil güvenlik cankurtaranını canlandırıyor. Eğitmek için zorlamak, üstüne gitmek zorunda kaldığı çaylak ama umut veren cankurtaran adayı rolünde ise Ashton Kutcher var. Film, ilkeleri “en azından başkaları yaşasın” olan cankurtaranların daha önce gözler önüne serilmemiş dünyasını gerçekçi sahneler eşliğinde izleyiciyle buluşturuyor.

Haberin Devamı

THE GUARDIAN

En azından başkaları yaşasın

KORUYUCU
Yön: Andrew Davis
Oyn: Kevin Costner, Ashton Kutcher, Neal McDonough
Tür: Aksiyon-Macera-Dram
Süre: 136 dk.

Onların değerini Amerikalılar da Katrina Kasırgası’ndan sonra anladılar.

Ölümcül sellerden binlerce kişiyi kurtardıklarında fark edildiler.

Ve bir süre manşetlerden inmeyip, baş tacı edildikten sonra bir sonraki fırtınaya kadar tekrar unutulmaya itildiler.
Kurtarma yüzücülerinden, halk arasında bilinen adlarıyla cankurtaranlardan söz ediyorum.
Aslında cankurtaranlık, Amerika, Avustralya gibi ülkelerde ciddi önem taşıyan bir meslek.

İlle de fırtına çıkması, şehirleri sel basması gerekmiyor.

Haberin Devamı

Gün geçmiyor ki okyanusun azgın suları, dev dalgalar bir gemiyi alabora etmesin.
İşte böyle durumlarda ölümle burun buruna gelen denizcilerin imdadına eğitimli cankurtaranlar yetişiyor.

Farkında değiliz belki ama cankurtaranlık özel yetenek, beceri ve eğitim isteyen bir meslek. Amerika’da öyle sadece iyi yüzme bilmekle cankurtaran olunmuyor.

Tohumları Katrina Kasırgası’ndan da önce atılmış olan Koruyucu’nun çıkış noktasında ve de merkezinde işte bu az bilinen meslek yatmakta.

MAAŞI AZ, RİSKİ ÇOK!

Cankurtaranların ezbere bildiği bir paragrafta geçen şu cümleler, meslek hakkında bilgi veriyor aslında: “Fırtınalar tüm limanları kapadığında, kasırgalar gemileri suya gömdüğünde çalışmaya başlarız. Eğer mucize eseri bizden biri olmak için gereken özellikler gerçekten sende varsa, çok düşük bir maaş alacağın ve büyük olasılıkla engin denizin bir yerlerinde yavaşça, titreyerek ve tek başına öleceğin bir hayatı göze almalısın. Tüm bunlara rağmen yine de hayat kurtarma şansın olacak.”

Bunları okuyunca cankurtaranlığın ne kadar kutsal olduğunu anlıyoruz; maaşı az, şartları zor ve son derece tehlikeli olan bu işin tek tatmin edici özelliği hayat kurtarıyor olmak.

Tüm bunları gözler önüne seren bir yapımda yer almaktan bu nedenle gurur duyduğunu söylüyor Kevin Costner. Ve onların nasıl eğitildiklerini, yaşam şartlarını perdeye taşıyan filmde tecrübeli bir cankurtaran olarak çıkıyor karşımıza.

Haberin Devamı

KLİŞELERLE DOLU BİR DRAM

En azından başkaları yaşasın

Koruyucu içinde macera ve aksiyon da barındıran bir dram aslında. Açılış ve kapanışta azgın sularda geçen gerçekten etkileyici sahneleri var filmin.

Kalan kısımda ise yıllarını insanları denizin ortasından alıp, hayata döndürmeye adamış bir cankurtaranın bildik dramını izliyoruz.
Ben Randall (Kevin Costner) korkunç bir fırtınada yaşanan talihsiz olayın ardından kendi iradesi dışında eğitmenlik yapması için ‘A’ Okulu’na gönderiliyor.

Bu, yıllarını görev alanında, tehlikenin, heyecanın ortasında geçirmiş Ben’e vurulan darbelerden sadece biri. Diğer yanda işine ayırdığı zamanı evliliğini düzeltmek için harcamadığını düşünen karısı da onu terk ediyor.
Eşini ve işini ardında bıraktığı için bunalımda olan Ben, tüm zamanını ve kalan enerjisini eğitmenliğe veriyor.
Filmin bundan sonrası ukala yüzme şampiyonu, cankurtaran adayı Jake Fischer (Ashton Kutcher) ile Ben arasındaki eğitmen-ukala çaylak ilişkisine yoğunlaşıyor.

Koruyucu’nun klişelerle dolu, sıradan sahnelerinin çoğu da filmin orta yerine denk gelen bu bölümde.
Ukala ama başarılı öğrenci, idealist öğretmenin dostluğa dönüşen ve zaman içinde meyve veren ilişkilerinin başlangıçta geçtiği dikenli yolların hepsini Koruyucu da birer birer geçiyor.

Haberin Devamı

Bilmem kaç defa Jake’in ukalalıklarını, yanlışlarını ve Ben’in ona verdiği ayarları izliyoruz. Ana konuya ek yapılarak verilmeye çalışılan romantik aşk hikayesiyse gereksiz bir süslemeden öteye gidemiyor.

KUTCHER 8 AY HAZIRLIK YAPMIŞ

Oyunculara diyecek yok ama.

51 yaşındaki Kevin Costner’ın tükenmekte olan bir adamın iniş çıkışlarını başarıyla yansıttığı söylenebilir. 20’li yaşlardaki kurtarıcı adaylarıyla çalışırken çok yorulduğunu söylemiş. Bu yorgunluğunun ve bitkinliğinin filme gerçeklik hissi kattığını ayrıca belirtmek gerek.

Ashton Kutcher ise bu rolü öyle bir ciddiye almış ki hazırlıklara çekimlerden 8 ay önce başlamış. Eğitimin ona getirisi ise 5-7 kg kadar saf kas olmuş.

Haberin Devamı

Yönetmen koltuğunda macera-aksiyon klasiği Kaçak (The Fugitive) filminden hatırlayacağınız Andrew Davis var. Davis birkaç sahne hariç filmin ihtiyacı olan tempoyu bir türlü yakalayamıyor.

Su tankının içinde çekilen kurtarma sahnelerin geçeğe yakınlığı ise Koruyucu’nun en can alıcı özelliği. Bunda Sahil Güvenlik ile işbirliği yapılmış olması ve gerçek cankurtaranlardan hem danışman hem de oyuncu olarak yararlanılmasının da payı büyüktür herhalde.

Üstelik bu kısımda kurtarma yüzücüsü eğitimiyle ilgilenebilecekler için ilginç detaylar da var.

Bir kurtarma yüzücüsünün görevinin gereklerini, kimlerin önce kurtarılacağına nasıl karar verdiğini, 20 metrelik dev dalgalar ve dondurucu soğuğa karşı hayatta kalmak için neler yapması gerektiğini ve iç dünyasında neler yaşadığını görmek isteyenler için Koruyucu iyi bir rehber niteliğinde.

Haberin Devamı

Bu bilgiler dışında çok heyecanlı bir seyir sunmayan filmin 20 yıldır var olan cankurtaran eğitim okullarıyla izleyiciyi tanıştırması da önemli.

Koruyucu, açılış ve finaldeki kurtarma operasyonlarındaki heyecanı genele yayamasa da macera filmlerinden, Kevin Costner-Ashton Kutcher ikilisinden hoşlananların ve kurtarma yüzücülüğünü merak edenlerin seveceği bir film.

ASKERİYENİN EN ZOR BÖLÜMÜ

En azından başkaları yaşasın

Hayat kurtaran meslekler denince akla hemen doktorluk ya da itfaiyecilik vb. geliyor. Oysa dünyanın çeşitli yerlerinden işleri hayat kurtarmak olan pek çok farklı meslek var. Kurtarma yüzücülüğü, yani cankurtaranlık da bunlardan biri. En zor şartlarda her şeylerini hiç tanımadıkları insanların hayatlarını kurtarmak için riske atan bu insanlar helikopterlerden azgın denizlere ya da fırtına taşkınlarına atlayarak, felaketin içindekilere yardım eli uzatıyorlar. Amerika’dan gelen istatistikler Sahil Güvenlik’in yılda ortalama olarak 5 bin kişinin hayatını ve 2,5 milyar dolar değerinde mülk kurtardığını gösteriyor. Katılanların % 50’sinin başaramadığı Kurtarma Yüzücüleri eğitimi programı, tüm askeri eğitim programlarının en zoru olarak görülüyor. Eğitimi başarıyla tamamlayarak takdiri hak edenler, zor durumda kalmış, paniklemiş ve tüm umudunu yitirmiş kişilere yardım etmeye çalışırlarken aynı zamanda yön kaybı, yorgunluk, hipodermi, oksijen yetersizliği gibi sıkıntılarla da savaşmak zorundalar. Sahil Güvenlik Kurtarma Yüzücüsü Programı, henüz 20 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen, tüm askeriyedeki en saygı duyulan kollardan biri olarak görülüyor.

SUNİ DALGALAR BÖYLE YARATILDI

Filmdeki kurtarma sahneleri, 15 metre uzunluğundaki bir mavi ekran duvarın önüne inşa edilmiş, sekiz kompartımandan oluşan, 30 x 25 metre ebatlarında, dolu olduğunda yaklaşık 2800 ton su alabilen su tankının içinde çekildi. Tank, 150 beygir gücündeki üç motor sayesinde yarım metrelik köpüren dalgacıklarla dalgalandırıldı. Çıkan dalgalar, tankın bir kenarına çarpıp geri dönüp yeni gelen dalgayla çarpıştıklarında, ortaya çıkan görüntü; tıpkı okyanustaki sürekli hareket halindeki suyun aynısıydı. Su-dalga tankı hazır olduktan sonra buraya mağara, balıkçı teknesi ve makine dairesi setleri kuruldu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!