Northwoods diyeti ise şu ana kadar Amerikan halkına takdim edilen diyetler içinde en akılcı ve bilimsel olanı. Northwoods diyeti, güncel yaşamda yenen gıdaları ve tat unsurunu içeriyor. Kilo vermek isteyen kişiyi hoşlanmadığı gıdaları
yemek zorunda bırakmıyor. Pizzaya, biraya, çikolataya da izin veriyor ama ölçülü miktarda olmak koşuluyla.
Bu diyetin önemli bir özelliği de, bilinen yanlışları yapmama üzerine kurgulanmış olması. ‘Mutlaka kahvaltı yap’, ‘Öğün atlama ve ara öğünlerde atıştırmayı ihmal etme’, ‘Akşam yemeğini 7’den önce ye ve en hafif yemek haline getir’ cümleleri, bu diyetin temel taşları.
Peki bu diyet, neden bizim savunduğumuz diyetlere yakın? Çünkü bu diyeti hazırlayan Dr. David Bernlohr, çok tanınmış bir obezite merkezinin araştırmacılarından biri ve obeziteyle savaşın içinde yer aldığı için doğruları çok iyi biliyor. Bu diyeti aslında kendisi için hazırlamış. ‘Kilolarımdan nasıl kurtulurum?’ sorusundan yola çıkarak hazırladığı bu diyette, çok basit bir mantık yürütmüş.
‘Ne yiyorsanız onu küçültün’ mantığıyla hazırlanan bu diyet, Dr. Bernlohr’un arkadaşları tarafından internete sızdırılınca, her 6 ayda bir diyet bekleyen Amerikalılar bu diyete saldırdılar ve saldırırken de yanlış yapmaya başladılar.
Bu diyette bir porsiyonun dörtte biri kadar pizza, zaman zaman birkaç parça bitter çikolata ve bir miktar alkol serbest. Aslında bu diyet programının ciddi bir
diyet programı olarak değerlendirilip değerlendiremeyeceği tartışılması gereken bir konu. Bunu hazırlayan doktor, bir diyet programı hazırlamak iddiasında değil.
Northwoods diyeti için olumsuz birşey söylemek mümkün değil. Bu diyetin diyet olmaktan öte şişmanlık sorunuyla uğraşan pekçok insana yol göstereceğine inanıyorum.
Ornisch diyetinin odak noktası kolestrol seviyesini düşürmek
Dr. Dean Ornisch’in hazırladığı Ornisch diyeti ise ileri derecede doymuş yağ ve genelde yağ kısıtlaması yaparak ve kanda kolestrolü çok ciddi düşürerek zayıflanabileceğini savunur.
Dr. Dean Ornisch’e göre doymuş yağ miktarını iyice minimize edebilirseniz, hem kolestrolünüzü çok ciddi azaltırsınız, hem de kilo verirsiniz. Doktor Ornisch, kilo vermekten çok kolestrol seviyesini düşürmeye odaklanmış birçok makale yayınladı ve koroner damarlarda oluşmuş tıkanıkların bile iyi bir diyet programıyla ciddi boyutlarda düzeltilebileceğini ispatladı.
Dr. Ornisch’in diyeti için de söylenecek pek fazla şey yok aslında. Kilo fazlalığı olup da kolestrol seviyesi çok yüksek olan kişilerde kullanıldığı zaman onaylanabilecek bir diyet. Kolestrol sorunu olmayan bir kişinin ise bu diyeti uzun vadeli uygulama şansı yok, çünkü bu diyete uzun vadeli dayanabilmek mümkün değil.
Karbonhidratların çok fazla sınırlandırıldığı, protein ağırlığının bu kadar yüksek olduğu ve yağa bu kadar yüklenen bir diyeti, uzun süre kimseye yediremezsiniz. Bir beslenme tarzında lezzet unsuru yoksa, o beslenme tarzının içine kimseyi çekemezsiniz.
Pritikin diyetine uzun vadede dayanmak çok zor
Dr. Ornisch’in diyetine benzer bir diğer diyet de, Pritikin diyetidir. Daha çok hipertansiyon, şeker hastalığı, kolestrol yüksekliği, kalp damar hastalıkları üzerine odaklanmış bu kliniğin doktor ve beslenme uzmanlarının beraber geliştirdiği,
günlük kalori miktarında kolestrol alımının neredeyse 100 mg gibi çok düşük değerlere indirildiği, toplam yağ alımının en fazla yüzde 20’lere kadar izin verildiği, yani toplam yağın iyice kısıtlandığı bir diyet tipidir. Pritikin diyetini yaptığınız zaman tabii yağı kısıtladığınız için başlangıçta ciddi kilolar verebilirsiniz, ama biraz önce belirttiğim nedenlerle Dr. Ornisch’in diyetine benzeyen bu diyete de orta ve uzun vadede dayanabilmeniz mümkün değil.
Zone diyeti, yüksek protein Omega 3 ve Omega 6 içeriyor
Zone diyeti, Dr. Barry Sears tarafından geliştirilmiş bir diyettir. Günlük alınan toplam kalorinin olağandan biraz farklılaştırılarak yüzde 50’sini karbonhidrat, yüzde 25’ini protein, yüzde 25’ini yağ şeklinde böler. Mantığa yakın bir diyettir aslında. Atkins diyetinin biraz hafifletilmiş şekli gibidir. Özellikle Omega 3, Omega 6 yağ asitlerinin eksikliğini çok önemser. Oldukça popüler olmuş ve uzun süre gündemde kalmış bir diyettir ama eleştirilecek yönleri vardır. Yüksek miktarda protein içermesi eleştirilmesi gereken en önemli noktadır. Omega 3 ve Omega 6 yağ asitlerinin kilo vermedeki önemini gereğinden fazla büyütmesi de öyle.
Paleotik çağa atıfta bulunan şarlatan diyetlerden biri
Yine kendinden çok fazla söz ettiren bir başka diyet de Paleotik çağda insanların beslenme tarzına uygun beslenme tarzı ilettiği öne sürülen Paleotik diyettir. Üzülerek belirtmeliyim ki, bu diyet de bir tıp doktoru tarafından önerilmiştir. Bana göre şarlatan diyetlerden biridir. Bu diyete göre, insanlar avlanarak kırmızı et yiyerek yaşadıkları dönemde böyle kilolu değillerdi. Karbonhidratları, sebzeleri, meyveleri, tahılları kısıtlatarak bol miktarda et ve et ürünleri vererek insanları zayıflatmanın daha kolay olduğunu savunan bir diyettir. Aslında bir yönüyle Atkins diyetinin değiştirilmiş bir şeklidir. Son derece yanlış, vitamin ve mineral eksikliklerine yol açan, yeterli ve dengeli beslenmeyi içermeyen bana göre şarlatan diyetlerden biridir.
Düşük glisemik indeks diyetinde hazır gıda yok
Karbonhidrat seçimlerinde glisemik indeks değeri düşük olan besinleri kullanmanız, glisemik değeri yüksek karbonhidratlardan kaçınmanız halinde ‘düşük glisemik indeks diyeti’ uyguluyorsunuz denilebilir. Bu diyette de yağ, karbonhidrat ve proteinler arasındaki genel dengeyi uygulamanız, toplam günlük kalori tüketiminizde 500-1000 kalori kadar bir kısıtlama yapmanız değişmez bir kuraldır.
Neden tercih edilmeli
n Her ekonomik koşuldaki kişi tarafından, her ortamda uygulanabilecek, yoğun ve sık talep gerektirmeyen, kolay anlaşılabilir bir diyet yaklaşımıdır. Bu diyete katılan pekçok kişi, hem sağlıklı kilolarına inmiş hem de kilolarını korumak bakımından, yani kilo yönetimini başarmakta sorun yaşamamıştır. Ancak uyguluma sırasında kilo vermeye başladıktan bir süre sonra oluşacak kısa duraklama dönemi sizi üzmemelidir. İdeal kilonuza gelinceye kadar bu duraklamaları zaman zaman yaşayacaksınız.
Bu diyette enerjinin yüzde 12-15’i biyolojik değeri yüksek, hücre yenilenmesinde önemli rol oynayan, kaliteli proteinlerden alınmaktadır. Enerjinin yüzde 25-30’u yağlardan gelmekte ve vücut için gerekli olan temel yağ asitlerinde eksiklik oluşmamaktadır. Ayrıca, günlük enerjinin yüzde 55-60’ının kaynağı olan, glisemik indeksi düşük karbonhidratlarda bol miktarda vitamin, mineral ve eser miktarda element, flavonoit, karotenoit ile posa bulunmaktadır. Bu diyette bolca katkı maddesi içeren hazır gıdalara pek yer verilmemektedir.
n Glisemik indeks diyeti hem sağlıklı beslenmek, hem de sağlıklı kalmak amacıyla kullanılabilmektedir. Yani bu diyet sadece kilo kaybı sağlayıcı değil, kilo denetleyeci, kilo yönetimini destekleyici bir beslenme yaklaşımıdır. Yeni ve ayrı bir diyete gerek kalmadan beslenmenizi sağlıklı yaşamın bir parçası yapabilmektedir.
Bu savaşlar bitmezAnlattığımız bu diyetlerin dışında her sene piyasaya yeni diyetler veriliyor. Bu diyetlerin hepsinin ortak noktası tıbbi içerikleri ya da kuralları hiç önemsemiyor olmaları. Birinci kaygıları ticari olmak. Kitapları, cd’leri, zayıflama ürünleri ve sattıkları diyetlerle ciddi bir ekonomik güç elde edip ortadan kayboluyorlar. Zayıflayan sadece diyeti yapanların cüzdanları, şişmanlayan da diyetleri önerenlerin banka hesapları. Tersine işleyen bir sistem söz konusu. Bu diyet savaşları daha çok uzun süre devam edeceğe benziyor.
YARIN: KİLONUZU NASIL YÖNETİRSİNİZ