Emina ile aşkımız yaz tatilinde

Mustafa Sandal, ayrıldığı yönünde dedikodular çıkan Emina’yla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. İki gün önce Göcek’te Emina’nın evinde kahvaltı ettiklerini söyleyen Mustafa Sandal, "Bizim aramızda kavga ve kırgınlık yok, sadece aşkımız tatilde" dedi.

Tekne hayatını mı daha çok seviyorsun, yeni başladığın uçuş hayatını mı?

- Uçmak insanın kafasındaki boyutu değiştiriyor. Denizde doğanın içindesin, hafif sallanan bir teknede uyurken denizin çıpırtıları ninni gibi gelir bana. Başka bir adamın midesi bulanabilir ama ben bundan çok büyük zevk alıyorum. Havacılıkta ise boyut değişiyor. Mesela o 50 bin dolar dediğim uçakla sen sabah kalkabilirsin Bodrum’da öğle yemeğini yiyebilirsin, tatlını gidip Yunanistan’da bir adada yersin, akşam yemeğini de İtalya’da yiyebilirsin. Ve bütün bunların maliyeti sana İtalya’ya gideceğin uçak biletinden daha ucuza gelir.

n Ben çok daha pahalı bir şey diye düşünüyordum uçmayı. 100 bin dolara lüks bir araba yerine uçak alabilir demek ki insanlar. Uçağın bu kadar az yakıt harcaması da şaşırttı beni...

- Herkes pahalı diyor ya uçaklar için bu konuda ciddi bir bilgisizliğimiz var. Bugün 50 bin dolara tertemiz uçak da bulabilirsin. Birçok arabadan daha ucuz fiyata... Avrupa’da kasabalara köylere sivil havacılık için pistler yapmışlar, bu kadar gelişmiş yani.

UÇMAK DA SEVİŞMEK GİBİ MÜZİKSİZ OLMAZ

n Uçağı kullanmak nasıl bir duygu, iniş yaptıktan sonra kendinden geçmiş gibiydin...

- Orgazmik bir şey bu. İyi bir iniş dünyanın en güzel kızını tavlamaktan daha keyiflidir.

n Uçarken de i-pod’unu açıyorsun, müzik yanı başında...

- Müziksiz olmaz yani, uçmak da sevişmek gibi bir şey. İkisi de müziksiz olunca atmosfer doğru yakalanmıyor.

n Senin ilgi alanların farklı, gece hayatında kulüp kulüp gezmek yerine bunları yapıyorsun...

- Hayatta işim olmaz gece kulübünde. Ben kendi hayatımı ekran önünde yaşamam. Üstüne ne verirsen ver, her anımı magazin programları önünde yaşayamam. Öyle yaşamak yerine beni öldür daha iyi...

n En son ne zaman gittin gece kulübüne?

- Bir buçuk sene önce falan... Benim tarzım bu değil. Beni al bin kişilik bir partiye sok 10 dakika sonra karabasanlar gelir üzerime.

n Yurtdışına çıktığında peki, orada da mı gitmiyorsun kulüplere?

- Yurtdışında da benzer hayatı sürüyorum. Mesela Amsterdam’a kaç defa gittim, en ünlü gece kulübünün sahibi arkadaşımdır, bir defa kulübe uğradım. Mesela Londra’da patenlerimi alırım, Hyde Park’a giderim.

EMİNA’YLA KAHVALTIDA SOHBET ETTİK, GÜLDÜK

n Münzevi bir hayat sürmene rağmen Emina’yla ilişkiniz neden bu noktaya geldi?

- Benim hayatta en önem verdiğim şey; huzur, huzur, huzur... Sağlık ve huzur çok önemli. Bazen iki insanın ortak bir huzurda buluşması zaman alır. Çünkü insanların kendi iç meseleleri vardır. O iç meseleri çözmeden, çözemeden, ortak huzur noktasında buluşamazlar. Buluşuyor taklidi yapabilirler ancak. Hele hele arada bir yaş farkı varsa...

n Kaç yaş fark var Emina’yla aranızda...

- 12 yaş... İşte böyle yaş farkı varsa o buluşmayı sabırla beklemen lazım.

n Peki siz ortak bir huzurda buluşamadınız mı?

- Ya... ortak bir huzurda... buluştuk ama... buluşamadık gibi bir şey oldu...

n Görüşüyor musunuz?

- Görüşüyoruz, biz ayrılmadık, bizim aşkımız tatilde... İnsanlar nasıl işe gidiyor, yoruluyor, tatile çıkıyorsa, aşklar da tatile çıkmalı.

n En son ne zaman görüştünüz?

- İki gün önce.

n Nerede?

- Göcek’te, sabah buluşup onun evinde kahvaltı ettik. Bizim aramızda bir kırgınlık, kavga, gürültü, patırtı yok. Aramızda kırıcı herhangi bir şey yok...

n Ama bir problem var, uçağına bile binmemiş daha.

- Uçağı geç teslim aldım, 20 gün gümrük işleri sürdü, daha 1 aydır da bende uçak. Ben bile çok fazla binmedim kendi uçağıma... Hep başka uçaklarla çalıştım.

n Kahvaltı buluşmasından bir sonuç çıktı mı?

- Sohbet ettik, muhabbet ettik, güldük...

SERDAR, DEMET VE KENAN’IN ŞARKILARI

n Tam ayrılık dedikoduları üzerine Bodrum’a tek başına tatile gitmesi niye peki? Bir de bikinili resimleri çekildi...

- Emina’nın Bodrum’a tatile gideceği 15 gün öncesinden bilgim dahilindeydi... Bikinili fotoğrafları çıkması da normal. Denize neyle girecekti? Bu dedikodular hep olacak. Ben kalbimde yaşadığım şeylerin her aşamasını insanlara anlatmaya çalışırsam işin içinden çıkamam. Evet aramızda bir huzur sorunu vardı ve ben bizim ilişkimizin bir tatile ihtiyacı var dedim.

n Tatil sonrası için ne düşünüyorsun. İlişkide, ’biraz ara verelim hayatım’ teklifleri genelde ayrılıkla biter de...

- Bizimkisi ’ara verelim’ değil, biz bağlantımızı koparmadık. Sessiz bir mood’a geçmedik yani... Tatil sonrasını bilemiyorum, Allah kerim... Ama şunu söyleyebilirim, ben Eminam’ı çok seviyorum. İnsan olarak, onun kalbini, kişiliğini, onun insanlığını, onun beni sevmesini... Ben onu seviyorum.

n Bu kadarını söylüyorsan evlen o zaman. Neden evlenmiyorsun?..

- Evlen kelimesi ne kadar kolay bir şey değil mi?.. Emina’nın zaten bendeki yeri bende... Benim ona olan sevgim bitmez. Evlilik dediğin şey, demin sözünü ettiğim ortak huzur alanının resmileşmesi. O ortak alanın duvarlarını çok sağlam örmediğin zaman evlilik de yürümez. Ben adımları sağlam ve düşünerek atmak istiyorum. Karşımdaki insanın da evlilik noktasına gelmiş olduğunu görmem lazım. Sabırlıyımdır, benim sevgimin sabrı boldur. Ben insanlara çabuk küsmem darılmam.

n Yeni albümü kimle çıkaracaksın?

- Allah büyük, bakacağız. Daha kesin bir şey yok.

n DMC falan deniyor?..

- Yok, şu anda belli başlı bir yer yok. Ama sözlü olarak, gönül olarak tamam dediğimiz biri var.

n Bu yazın albümlerini nasıl değerlendiriyorsun peki?..

- Güzel, çok eğlenceli şarkılar çıktı. Bu yaz böyle eğlenceli üç-dört tane şarkı çıktı. Albümleri bütünüyle dinlemedim ama Kenan Doğulu’nun Çakkıdı’sı, Serdar Ortaç’ın Dansöz’ü, Demet Akalın’ın şarkısı çok eğlenceli, çok keyifli şarkılar. İnsanlar onlarla eğleniyorlar... Önemli olan da budur.

n Yıllardır Tarkan’la kıyaslanmayı nasıl buluyorsun?

- Sıkıcı buluyorum, artık tahammül edemiyorum. Hadi artık geçin buraları demek istiyorum.

12 saat karakolda kaldım

n Seninle ilgili bilinmeyen bir hikaye duydum. Geçmişte karakola düşmüşsün ve 12 saat kalmışsın, bu doğru mu?

- Hiç sorma ya... O hayatımın hikayelerinden biridir benim. 19 yaşındaydım. Sana bahsettiğim hızlı gecelerimizden birinde diskoya gitmişiz, gece çorba içiyoruz... Bir polis memuru geldi. Çorbacıda kızlar falan da var... "Aranızda İngilizce bilen var mı" dedi polis... Ben de hava atacağım ya ’Ben’ diye elimi kaldırdım. Arkadaşlarıma hemen geliyorum diyerek, karakola gittik. Meğer Amerikalılar’la bizim Türkler kavga etmişler. Bir de kalabalık bir grup... 15-20 kişiler... Her birinin ifadesi alınıyor. Ben saatlerce tercümanlık yaptım. Bitmek bilmiyor. Gece girdiğim karakoldan ayrıldığımda gündüz 2 falandı. Ne o, kahramanlık yaptık! Kızlara hava atmak pahalıya patladı bana...

Ne Erol Köse’ye kırgınım, ne de Pazar Keyfi’ne...

n İş hayatında da kırgınlıkların olmaz mı? Mesela prodüktörün Erol Köse’yle kırgın ayrılmadın mı?

- Evet Erol Köse’yle ayrıldım. Erol’a da kırgınlığım yok. Onunla aşkımız bitti!

n Senin aşkların da ya tatilde ya bitmiş durumda.

- Hayır Erol’la aşkımız tatile çıkmadı, bitti. Onun konsantrasyonu başka yerlere kaydı.

n Ne gibi?..

- Gibisi bende kalsın. Konsantrasyonu başka alanlara yöneldi ve duygusal bütünlüğünde parazitler olduğunu görmeye başladım. Sağlıklı düşünemediğini, sağlıklı kararlar veremediğini ve veremeyeceğini hissettim. Biz Erol’la ayrılalı bir sene falan oluyor, bugün onu da seviyorum...

n Magazin programlarına mesafeli olmana rağmen, Pazar Keyfi gibi programların sana ambargo koyduğu dönemler oldu, neden?

- Duygusal hareket ediyorlar. Bizde işler ne kadar kurumsal olursa olsun, insan faktörü işin içine girdiği zaman böyle duygusalıklar olabiliyor. Yanlış yapmışlardır ama onlara da kırgın değilim. Büyük yanlıştır çünkü biz ekmeğimizi bu işten kazanıyoruz. Bana zamanında ambargo koymuş bir kişiye bile dargın değilim. O ambargo bile bana fayda sağlamıştır, öyle bakıyorum.