Güncelleme Tarihi:
“Küçük Ağa” başladığı günden bu yana çok ilgi görüyor, her hafta reyting rekorları kırıyor. Neler söyleyeceksiniz bu başarıyla ilgili?
- İnsanın hoşuna gidiyor tabii. İşin mutfağı çok önemli. Bir defa son derece güzel, dostane bir ekibimiz var. Ekipteki dostları çok seviyorum. Bana büyük mutluluk veriyor onlarla çalışmak. Böyle olduğu zaman da zaten başarıya büyük bir adım atılmış oluyor. Türker İnanoğlu farkıdır bu da.
Peki, dizinin bu kadar başarılı olacağını tahmin ediyor muydunuz?
- Ben tahmin ediyordum. Türker Bey bu işi iyi bilen bir adam. Türk toplumunu da iyi tanıyor. Nereden ne vereceğini çok iyi biliyor.
Hikâyenin bir çocuk üzerine kurgulanmış olması da avantaj mı sizce?
- Hayır, değil. Çocuk ya da büyük fark etmez, bu işte senaryo önemli. Kadro ve yönetmen de öyle. Bunlar iyiyse, iş her zaman başarılı olur.
YAŞITLARIM ÇOK MIYMIY
Emir Berke Zincidi’yle aranız nasıl?
- Bayılıyorum ona! Çok seviyorum. Yaşının üstünde, çok zeki bir çocuk. O da beni seviyor. Çok iyi anlaşıyoruz, iyi dost olduk. Eğlenceli geçiyor setimiz.
Bilmeyenler için canlandırdığınız karakteri de dinleyelim mi sizden?
- 80 yaşında, emekli bir büyükelçiyi canlandırıyorum. Soylu bir İstanbul beyefendisi. Ancak artık yaşının getirdiği bir unutkanlık, bunama sorunu var. Geçmişle bugünü birbirine karıştırıyor. Bu karakteri iyi oynadığımı düşünüyorum. Sokakta görenler de “Kayhan Bey sizi izledik, bayıldık” diyorlar. Benim için en büyük ödül bu. Bir yerden ödül almak benim için önemli değil, toplumun tanıması, sevmesi yeter bana.
Bu karakteri canlandırırken zorlanıyor musunuz?
- Yok, benim yaşım da 80 olduğu için zorlanmıyorum. (Gülüyor) Benim kafam aynı anda beş şey düşünür. Yaşıtlarıma bakıyorum da çok mıymıylar. Bense bütün dünyada ne olup biter, hepsini bilirim. Beynim o yüzden sağlam kaldı.
EVDE DE HİÇ OTURMAM
Maşallah çok sağlıklı görünüyorsunuz. Kendinize nasıl bakıyorsunuz?
- İki sırrım var. Birincisi; kıskançlık, kin, nefret, dargınlık gibi hisler bilmem. İntikam gibi şeyler de bilmem. Dostlarımın başarısıyla mutlu olurum. Kendi başarım beni tek başıma katiyen mutlu etmez. Böyle olunca ruh pozitif oluyor. İkincisi de; benim ihtiraslarım yok. Evim, arabam olsun diye düşünmem. Ben ölünce hepsi dünyada kalacak zaten. Buradan götüreceğimiz tek şey sevgi, dostluklar, merhametler, yaptığımız yardımlar. Böyle olunca sağlık da korunmuş oluyor. Öte yandan yemekle aram hiç iyi değildir. İçki de kullanmam. Ayrıca klasik müzik dinlerim.
Genç yaşınızdan bu yana çalışıyorsunuz, emekli olmayı hiç düşünmediniz mi?
- Aaa ben emekli olsam ölürüm! Ben evde de hiç oturmam. Her dakika iş yaparım. Kendi gömleklerimi kendim ütülerim mesela. Çok tertipliyimdir. Yan gelip yatarak kaplumbağa gibi yaşarsam benim hayatım ne olur? Tiyatro provası yapıyorum, okulda ders veriyorum ve dizide çalışıyorum, hiç yorgunluk hissetmiyorum.
Bu kadar çok şey yaparken kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?
- Bu yaşta ne kendime zaman ayıracağım? Sadece sinemaya gidiyorum, yeni yönetmenlerin filmlerini izliyorum.
Peki, sette size iyi bakıyorlar mı?
- Çok iyi bakıyorlar hem de. Size anlatamam, görmeniz lazım. Artık ben duayenim. Kapıda karşılıyorlar beni.
Oyuncular gelip size danışıyorlar mı, destek oluyor musunuz onlara?
- Tabii, haddime düşen ölçüde destek oluyorum.
YASEMİN’İ TAKİP EDİYORUM ÇOK GÜZEL OYNUYOR
Gençlere ders veriyorsunuz, oyuncu yetiştiriyorsunuz. Şimdiki gençleri nasıl buluyorsunuz?
- Bazı kızlar artist olmak istiyor, zengin birini kapmak için. Bazı delikanlılar da artist olmak istiyor, çapkınlık yapmak için. Bunlardan bir şey olmaz. Bazıları da hemen para kazanmak istiyor. Evvela bu işin mutfağından geleceksin. Öğreneceksin, ustalaşacaksın. Emek vermeden hiçbir şey olmaz. Kültür de çok önemli. Sanat bir bütündür.
Eski eşiniz Suna Yıldızoğlu’nun kızı Yasemin Allen da oyunculuk yapıyor, onu nasıl buluyorsunuz?
- Takip ediyorum, çok güzel oynuyor. Başarılı da oluyor. Ben ayrıldığım bütün hanımlarımla dostumdur. Hepsine iyilik yaptım. Hoşuma gidiyor bu. Hak eden, ekmeğini kazansın. Allah nasibini verir.
KERTENKELE DE SEKS YAPIYOR ÖNEMLİ OLAN AŞK
İnsan yaşlandığı zaman yanında biri olsun ister, sizin hayatınızda böyle biri yok mu?
- Ben 15 seneden fazladır halalar sınıfına geçtim! (Gülüyor) 80 yaşındayım artık... Ben gençliğimde de bir hanımı seks objesi olarak görmezdim. Aşk çok önemli. Diğer şeyi kertenkele de yapıyor.
Aşk nasıl bir duygudur sizce?
- Aşk bir defa estetik bir duygudur. Karşınızdakine ruhunuzla süslenip güzel görünmelisiniz. Onun içine sindirebilme duygusudur.
DAMADA BAĞIRINCA İÇİM CIZ EDİYOR
Dizide kızınızın eşiyle çok atışıyorsunuz. Damadı pek sevmiyorsunuz galiba?
- Evet, damadı sevmiyoruz. (Gülüyor) Özel hayatta kendisini (Şükrü Türen) çok seviyorum ama. Dizide ona bağırdığım zaman içim cız ediyor. Rol olsa bile içim pek razı olmuyor.
Siz damadınızla uğraşıyorsunuz ama sizin kızınız da (Ruhsar Öcal) kendi damadıyla (Sarp Levendoğlu) uğraşıyor...
- Bu uğraşmalar olmasa dizi olmaz. İtişmeler kakışmalar olacak. Ama ben dizide torunumun eşini çok seviyorum. Onun içindeki dramayı anlıyorum. Benim kızım paragöz olduğu için sosyetik bir damat istiyor. Gösteriş meraklısı.