Arşivi karıştırırken her fotoğrafın hikayesi
film şeridi gibi geçti aklımdan: Bir pazar sabahı 8.00’de Marmaris’ten arayıp, "10.30’da buradasın" deyince İstanbul’un bir ucundaki Erenköy’den havaalanına koşuşumu, kardan İstanbul’un eve kapandığı bir kış günü Şehrazat röportajından dönerken Sarıyer’de buzda kayıp kafamızı kırmadığımıza şükretmemizi, ABD Büyükelçisi Robert
Pearson’ı Harley Davidson’uyla fotoğraflamak için kullandığı ikna yöntemini, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le babaevinde röportaj yapabilmek için Kayseri’de üç gün otelden dışarı adım atmadan randevu bekleyişimizi hatırladım. Cumhurbaşkanlığı döneminde Süleyman Demirel’le Çankaya Köşkü’ndeki kahvaltımızı... "Isparta’nın tulum peyniri mi olurmuş Sayın Cumhurbaşkanım" esprisine Demirel’in kendine has üslubuyla "Niye olmasın" cevabını verişini... Çıkışta Yener Süsoy’un "Fena fırça yedik" deyişini... Rahmetlinin titizliğini bildiğim için, bunları yazarken yanlış yapmamaya gayret ettim. Nur içinde yat Yener Abi.
ŞARKICI GÜLŞEN’E KARATE YAPTIRDIŞarkıcı Gülşen, röportajda siyah kuşak karateci olduğunu söyledi. Yener Abi buna pek inanmadı. Ayağa kalkıp birkaç hareket göstermesi farz olmuştu. Yener Abi "Fazla zorlama, kaza çıkacak" deyince birkaç kare fotoğraf çekip başka konuma geçtik.
DEMİREL’İN ONA HEDİYE ETTİĞİ DÖRDÜNCÜ ŞAPKASüleyman Demirel’le çok uzun zamandır tanıştığını hep anlatırdı Yener Abi. Ne zaman Ankara’ya gitsek Güniz Sokak’a uğrar veya telefonla hatırını sorardı. Süleyman Bey, Süsoy’a hatıra olarak üç şapka vermişti. Fotoğraftaki dördüncüsünü ise Demirel’in Hürriyet’i ziyareti sırasında ne yapıp edip, yine almayı başardı.
GENCE’YE BAKLA PİŞİRTİP GÖTÜRDÜAnkara’da, çok eski dostlarından Durul Gence’nin okulundayız. Yener Abi, baklanın Parkinson’a iyi geldiğini öğrenmiş. Röportaj öncesinde zeytinyağlı bakla hazırlatıp, yanında getirmiş. Parkinson’a karşı mücadele eden Gence’ye sıcak sıcak yedirdi. Sonra kaptı borazanı, Gence de trampeti aldı. Ortalık şenlendi.
EBRU’NUN ETEĞİ KAÇ KARIŞ?
Ebru Akel’le konuşuyoruz. Röportaj bitti, sıra geldi fotoğraflara. Ebru "Sizin için birkaç kıyafet hazırladım, giyinip geleyim" dedi. Birinci etek mini, ikinci etek mini... Yener Abi dayanamadı: "Güzel kızım senin bütün eteklerin bir karış mı?"
GÜNŞIRAY’I AĞLATTIOrhan Günşıray’ın ekonomik durumu iyi değildi. Müjdat Gezen, İstanbul’daki sanat merkezinin misafirhanesinde ona bir yer ayarlamıştı. Yeşilçam’da bir zamanlar kral olan oyuncunun bu haline çok üzüldü Yener Abi. Röportaja gittiğimizde Yener Abi ona saygısını, hayranlığını anlatınca koca Günşıray ağlamaya başladı, kucaklaştılar. Bu fotoğrafta adam dövmenin hilelerini anlatıyor.
ENSESİNE DALIYORErsun Yenal o sırada Türk milli takımı teknik direktörü. Hakan’ı niye oynatmıyorsun, sorusuyla gerilen röportaj sonrası hocanın spor salonuna iniyoruz. Yener Abi’yle kısa bir duvar tenisi maçı yapıyorlar. Ama Yenal toplara öyle sert vuruyor ki sonunda Yener Abi hocanın ensesine dalıyor.
GÜLME KRİZİ GEÇİRMİŞTİK
Kasımpaşalı Cem Davran ile Fatih-Karagümrüklü Yener Abi bir araya gelince sohbet racon kesmekten açıldı. Racon kesmenin, hareket yapmanın ayrıntıları konuşuldu. Ardından konu tiyatroya, kulis hikayelerine geldi. Gülme krizine girdik...
AMMA CİMRİYMİŞ!
Yener Abi internette sörfü çok severdi. Takılmış Petrus şarabına. "Birlikte bir Fransa turu yapalım" derken, Petrus’un patronu Mösyö Christian Moueix’nin İstanbul’a geldiğini öğrendik. Sultanahmet Four Seasons’ta kalıyormuş. Yener Abi durur mu, o gün oteldeyiz! Mösyö, kral süitinde üç saat bize bağları, üzümü, şarabı anlattı. Gözümüz masanın üstündeki 24 şişede. Tadını çok merak ediyoruz. Röportaj bitti, gidiyoruz, mösyöde hareket yok. Yalanarak çıktık kapıdan. Yener Abi, "Amma cimriymiş" dedi.
SAYIN BAKAN CEBİNİZDE KAÇ PARA VAR?Abdullah Gül başbakan ve ilk röportajı Yener Süsoy’la yapıyor. Ankara’da, TBMM’nin eski lojmanlarındayız. Abdullah Bey, Kayserili olduğu için Yener Abi sözü döndürüp dolaştırıp tutumluluğa getiriyor: "Sayın Başbakan cebinizde kaç para var?" Cebindekileri gösterdi başbakan, bastım deklanşöre.
NÜKHET HADİ GÖSTER PAZULARINI
Nükhet Duru ile Cenk Eren o sıralarda birlikte çalışıyor. Herkes onları konuşuyor. Röportajda bir ara söz kuvvetten açıldı. Yener Abi "Kalk bakayım, göreyim şu pazularını" dedi Nükhet Duru’ya. İngilizler gibi ciddi bir yüz ifadesiyle yaptı esprisini: "Vallahi Cenk’inkinden iyi!"
CEM YILMAZ: AMAN ABİ YAKARSIN BENİ!Cem Yılmaz’la askerliği sırasında ilk ve tek röportajı yaptık. "Aman abi beni yakarsınız, ne olur teskereyi aldıktan sonra yapalım şu işi" demişti. Yener Abi, gerekli yerlerden izin aldığını, merak etmemesini söyledi. Cem Yılmaz röportajda, optik kalemle bilgisayarda karikatürünü çizip Yener Abi’ye hediye etti. Askerden sonra karşılaştıklarında "Abi az daha beni yakıyordun" demiş.
ERTEGÜN’E ELİYLE YEMEK YEDİRDİ
İki günlük röportaj için Ahmet Ertegün’ün Bodrum’daki evine gittik. Hava müthiş sıcak. Şort giymeyi önerdim. "Olmaz, koskoca Ahmet Ertegün’e gidiyoruz, ayıp olur" dedi. Lacileri çektik, yola düştük. Eve buyur edildik. Salona Ahmet Bey girdi. Üstünde şort ve tişört. Yener Abi’yle göz göze geldik. Ve tabii bu fotoğraflar ikinci gün çekilenler. Uygun açıyı bulmaya çalışırken çok değerli bir antik heykele çarptım. Korumalar havada yakalamasaydı, fotoğraftaki yüz ifadeleri çok farklı olabilirdi...
KOÇ’LA UNUTULMAYAN POZAntalya’daki Talya Oteli’ndeyiz. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’le randevumuz var. Lobideki serginin açılışına Kültür Bakanı Atilla Koç’un geleceğini öğrenen Yener Abi anında kral dairesini hazırlattı. Bakanla bir saat söyleşi yaptı. Aşağıda herkes bakanı bekliyor. Röportaj bitti, aşağı indik, seremoni başladı. Bir fotoğraf daha çekmem lazım. Gözüme salıncak ilişti. Bakan ve Yener Abi’ye, buyrun, dedim...
HOCA’NIN ENERJİSİNE HAYRANDIKalp cerrahı Bingür Sönmez Hoca’nın enerjisine hayrandı Süsoy. Bu röportaj sırasında yaklaşık altı saat beraberdik. İki acil hasta geldi. Sönmez o gün, üç ayrı ekiple, üç ayrı bölümde ameliyata girdi. Tüm operasyonları takip ettik.
GATA’YA GİRİŞ HAZIRLIĞIAnkara GATA’yı ziyaret ediyoruz. Öyle elinizi sallayarak gezemezsiniz, bu hastanede kurallar var. Steril olmak lazım. Zahmetli ama zorunlu. Uzay üssünü andıran bu bölümde Yener Abi’yle astronotlara benzer kıyafetler giyeceğiz. Gözüm çevrede. Bana uygun XXL kıyafet bulunamazsa fotoğraf işi suya düşecek. Neyse ki elbise hazır. Tulumu giyip, maskeyi takıp yola devam ediyoruz.
HER PASTANIN TADINA BAKTIKNedim Saban’ın pasta fabrikası açtığını öğrenince atladık gittik. Personel harıl harıl çalışıyor, aynı anda yüzlerce şekerleme üretiliyordu. Tabii röportaj sırasında Nedim Bey’in ikram ettiği her pastanın tadına baktık. Hatta birkaçının son kremasını Yener Abi koydu.