Güncelleme Tarihi:
Geçen mart ayında, 79 yaşında hayata veda eden aktris Elizabeth Taylor, üç Oscar ödülü, yedi kocası ve sekiz evliliğiyle nam salmıştı. Taylor, alışverişi, özellikle de pahalı alışverişi, iddialı mücevherleri ve sanat eserlerini severdi. Mücevherler aşkı öyle bir boyuttaydı ki, az bulunur sanat koleksiyonunu neredeyse gölgede bırakıyordu. Taylor’ın tüm özel koleksiyonunun değeri, öldüğü sırada 1 milyar dolar civarında ediyordu.
Şimdi Taylor’ın sanat, mücevher ve giyim koleksiyonları için Christie’s yıl sonunda bir müzayede düzenleyecek. Müzayede öncesinde tüm koleksiyon Moskova, Londra, Dubai, Cenevre, Paris, Hong Kong ve Los Angeles’ı gezecek.
Koleksiyonun, mücevher ve giysileri aralık ayının ortasında New York’ta, sanat eserleri de şubatta Londra’da satışa sunulacak. Taylor’a koleksiyonu için 20 yıl danışmanlık veren Christie’s’in başkanı Marc Porter, bu turnenin uluslararası bir sinema ve moda starı, gerçek bir ikon, anne ve hümanist Taylor’ın dünyasına açılan bir pencere olduğunu söylüyor.
GALERİCİ BABANIN KIZI
Taylor’ın babası Francis Taylor, Londra’da, Bond Street’te bir galeri sahibiydi. İkinci Dünya Savaşı başlayınca ailesini ABD’ye, Kaliforniya’ya taşıdı ve önce Château Elysée’de, hemen sonra daha prestijli Beverly Hills Oteli’nde ikinci sanat galerisini açtı.
Baba Taylor’ın müşterileri arasında, Howard Duff, Vincent Price, James Mason, Alan Ladd ve Hedda Hopper gibi birçok ünlü vardı. Bir galericinin kızı olarak Elizabeth Taylor’ın sanat eserlerine ilgisi kaçınılmazdı.
Taylor’ın sanat koleksiyonunda Camille Pissarro’dan, Edgar Degas’ya, Pierre-Auguste Renoir’dan Vincent Van Gogh’a, empresyonist sanatçıların eserlerinin yanı sıra David Hockney’nin natürmortları ve elbette Warhol’un meşhur serigraf portresi ‘Liz’ de yer alıyor. Hatta Taylor’ın vefatından hemen sonra mayıs ayında bu serigraf portrelerden ‘Liz #5’in sahibi Stephen Cohen, Philips de Pury & Co.’nun düzenlediği müzayedede eseri 26.9 milyon dolara ismi açıklanmayan bir alıcıya sattı.
KENARDA KÖŞEDEKİ RENOIR’LAR
Evinden bahsederken “Samimi ve tatlı bir ortam, ıvır zıvır, kenarda köşede birkaç Renoir... Bir evi, ev yapan detaylar işte” diyen Taylor’ın koleksiyonundaki en önemli eserlerden biri babasının ona Nicky Hilton’la evlenirken hediye ettiği Frans Hals eseri ‘Portrait of a Man’ (Bir Adam Portresi).
Tıpkı mücevher koleksiyonu gibi Taylor’ın sanat koleksiyonunun da büyük bir kısmı Mike Todd ile kısa evliliği sırasında oluşmuş. Taylor’ın hastaneye kaldırıldığı bir dönem Todd, odasını Renoir, Pissarro ve Monet’nin eserleriyle dekore etmiş.
Kendisi de önemli bir sanatsever olan Todd, evlilikleri sırasında pek çok eser almış ve bunların hepsini Taylor’a hediye etmiş. Cömert çift koleksiyonlarından pek çok eseri Los Angeles County Sanat Müzesi’nde (LACMA) sergilenmek üzere ödünç vermiş.
Taylor, Todd’dan ayrıldıktan sonra iki kez evlenip boşandığı Richard Burton’la birlikteyken de eser toplamaya devam etmiş. Bu dönemde babası Francis, Sotheby’s müzayedelerinden birinde Van Gogh’un ‘Lunatic Asylum, St. Remy’sini (St. Remy Akıl Hastanesi) Alfred Woolf koleksiyonundan 92 bin Sterlin’e satın almış. Taylor, daha sonra bu eseri 20 milyon dolara satmaya çalıştıysa da başarılı olamamıştı.
MÜCEVHERLERİ DE EŞSİZDİ
2002’de sadece mücevherlerinin 150 milyon dolar değerinde olduğu tahmin edilen Taylor’ın en önemli mücevheri ‘La Peregrina İncisi’ daha önce İngiliz Kraliçesi Mary’ye aitti. Bu inci ona eşi Richard
Burton tarafından ilk evlilikleri sırasında hediye edilmişti.
Mücevher koleksiyonunun öne çıkan diğer iki parçası da yine Burton’ın hediye ettiği 33 kıratlık Krupp pırlantası ve üçüncü eşi Mike Todd’un hediye ettiği Cartier pırlanta kolyeydi.