Elinde voleybol topu, üzerinde milli forma, umurunda mı dünya

Güncelleme Tarihi:

Elinde voleybol topu, üzerinde milli forma, umurunda mı dünya
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 19, 2004 00:00

Olimpiyat’ın ardından kadın haltercilerimiz arasında yaÅŸanan söz dalaşı, fena hálde aÄŸzımızın tadını kaçırmış. Gönlümüz, güzel, temiz zaferler görmeye acıkmış... A Milli Bayan Voleybol Takımı’nın hazırlık kampına ‘izlengeç’ olarak katılma fikri, yüzümüze fiyonk gibi bir gülücük kondurdu.Türkiye, 21-26 Eylül tarihleri arasında, Ankara ASKÄ° Salonu’nda, 2004 Dünya Grand Prix Avrupa Kıtası Eleme Grubu Maçları’na evsahipliÄŸi yapacak. GeçtiÄŸimiz yıl Avrupa 2.’si olan Türkiye A Milli Bayan Voleybol Takımı, nam-ı diÄŸer Filenin Sultanları’nın ve yine nam-ı diÄŸer Ankara Kedileri’nin Ankara’daki hazırlık kampına bir günlüğüne misafir olduk. Filenin Sultanları, geçtiÄŸimiz yıl dünya sıralamasında 46.’lıktan 11.’liÄŸe yükseldiler málûmunuz. Ãœstelik bunu, voleybolda iddialı birçok takımın yanı sıra Dünya Åžampiyonu Rusya’yı da yenerek baÅŸardılar. Ayrıca Dünya Kupası’nda 7., 2004 Atina Olimpiyat Elemeleri’nde de 2. oldular. Ve tüm bunları sus-pus bir vakarla, tevazuyla yaptılar; baÅŸarıyı üzerlerinde şık bir kıyafet gibi taşıdılar.Hazırlık kampları, genelde insan zihninde bir nev’i demir perde ülkesi disiplini çaÄŸrıştırır. Hiç öyle deÄŸilmiÅŸ meÄŸer...Neticede kızlar -ki kendilerini böyle andığımız için alınmasınlar, hemen hepsi 20’lerinin baÅŸlarındalar- aşılamaz duvarlar ardında, tecrit hálinde filan deÄŸiller. Ankara Hilton Oteli’nde kalıyor, antrenman ve istirahat saatleri haricinde, çarşı-pazar dolanıyorlar.Yine de tecrit dediÄŸiniz ille ki kilit altında tutulmayı gerektirmiyor. Öyle bir konsantrasyonları var ki tek konuları bu ÅŸampiyona. ‘Bir elinde voleybol topu, üzerinde milli forma; umurunda mı dünya?’ modeli...Galibiyet uÄŸruna yapılması gerekenlerden baÅŸka ÅŸey konuÅŸmuyorlar.Biz oradayken, Rusya’nın aldığı cezadan dolayı Grand Prix’ye katılmayacağı belli olmuÅŸtu.Bu durum kızların hayatında bir fark yarattı mı? Hayır...KAPILARA ASILAN KİŞİYE ÖZEL NOTLARAvrupa Åžampiyonası’nda Rusya ile karşılaÅŸmadan önceki gece ReÅŸat YazıcıoÄŸulları, bütün kızların odasının kapısına yapılması gerekip de yapılmayanlara dair meydan okuyan, kiÅŸiye özel notlar asmış.Ve ertesi sabah kalkıp da bütün notların kendisine; ‘Görüşürüz bakalım!’ ÅŸeklinde cevaplarla döndüğünü görünce, maçı alacaklarından emin, rahatlamış.Rusya, Ä°talya, Polonya... A Milli Bayan Voleybol Takımı’nın elemanları, kiminle karşılaÅŸacaklarını çok da iplemiyorlar. Sadece galibiyete kitlenmiÅŸler ki ne kitlenmek... Birbirlerinin ve antrenörlerinin gözbebekleri, top ve filenin dışında hiçbir ÅŸey görmüyorlar.Çünkü hedefleri büyük; çünkü ‘tarih ÅŸerefli yenilgileri yazmaz, zaferleri yazar’ gayet iyi biliyorlar.En büyük eÄŸlenceleri TV’de Bir Ä°stanbul Masalı, Avrupa Yakası gibi dizileri izlemek (Ãœstte; Mesude Kuyan ve Nathalie HanikoÄŸlu). Bu uÄŸurda toplantılar bile kısa kesilebiliyor. Bunun yanında lisana meraklı olduÄŸu için sözlük okuyanlar ve takım arkadaÅŸları tarafından otistik lákabıyla çağırılanlar mı istersiniz (SaÄŸda; Bahar Urcu), manikürdü, pedikürdü, kendilerine bakanlar mı (En solda; Özlem Özçelik), örgü örenler mi (Solda; Aysun Özbek)! Böyle de ‘serseri fırlamalar!’Günün programı, kahvaltıyla baÅŸlıyor ve 08.30’da kondisyon ve halter çalışması için eski TED binasına gidiliyor. Servise biner binmez birbirlerinin aÄŸzından laf kapıyorlar: ‘Abi 106.9’a ayarlar mısın?’ Türkçe pop kanalı... ‘Abi, biraz sesini açar mısın?’ Tüm ÅŸarkılara bir ağızdan eÅŸlik ediyorlar.Dükkanların hemen hepsi voleybolculara hediyeler vermek için kendini paralıyor: ‘Lütfen kabul edin...’ ‘N’olur bize de uÄŸrayın...’ A Milli Bayan Voleybol takımının gözdesi mini kot etekler... Dışarıda bir müşteri, dükkana dair; ‘Hiç girmeyelim; bu güzeller buradayken, bize nasılsa bakmazlar’ diyor.Öğlen, Voleybol Federasyon BaÅŸkanı Hüsnü Can’ın eÅŸi Türkan Hanım’ın davetlisiler: Servi boylarıyla küçücük tabureleri olan köftecide, 7 Cüceler’in kulübesini ziyaret eden birer Pamuk Prenses gibiler. Dükkanın önünde onlara bakmaktan önüne bakmadığı için ayağı takılanlar, turlar atanlar...Antrenmanın ardından istirahat etmek üzere otele dönülüyor. Saat 17.15’te, bu kez de toplu antrenman için ASKİ’ye gidiliyor. Takımın en azından antrenmanda renk vereceÄŸine, bu sayede haber için ‘enteresan’ bir ÅŸey yakalayacağımıza dair ‘uyuz gazeteci hevesi’miz de kursağımızda kalıyor. Zira son derece programlı geçen antrenman boyunca, smaç sırasında kopan, tenis maçlarındaki ‘inleyen nameleri’ andıran haykırışlardan ve ‘Hadi kızlar!’ naralarından baÅŸka bir ÅŸey duyulmuyor. Ne bir kavga, ne bir fırça...Takım kaptanı Özlem Özçelik, takımda herkesin gözünün içine baktığı bir anne gibi. Grubun devinimi, onun kaÅŸ-göz hareketlerine göre ayarlanıyor. Anne dediysek de yanlış anlamayın, takımın en ‘yaÅŸlı’sı Özçelik, henüz 31 yaşında. FotoÄŸrafta solda görülen Elif AÄŸca ise 1984’lü...Bahar Urcu, takımın yegáne annesi. Geçen yıl, oÄŸlu Çınar onları yine böyle bir gün, kampta ziyaret etmiÅŸ. Kazandıkları baÅŸarı, onları takımca Çınar’ın uÄŸur getirdiÄŸine inandırmış. Bu yıl da geçen yılki programı birebir uygulama niyetindeler: Aynı ziyaret, aynı yerde yemek yemek...Takımın yıldızlarından, ‘voleybol oynamak için doÄŸmuÅŸ doÄŸal yetenek’ Neslihan (Demir), sakatlığından dolayı, antrenmanlara full randıman katılamıyor. Ancak, müsabakalarda yer alması umuluyor.Deniz Hakyemez (Solda) ve takımın ‘küçümeni’ olduÄŸu için habire buz kovası filan taşımak zorunda kalan 1985 doÄŸumlu Gözde Kırdar (SaÄŸda) bir yandan özel bir egzersizle ‘kamburlarını doÄŸrultup’ bir yandan da dedikodu yapıyorlar. Sonra da yatak... Bugün olaÄŸan, zor bir gündü...Her gün gibi...Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!