Elinde değil kaçırıyor

Güncelleme Tarihi:

Elinde değil kaçırıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 1998 00:00

Haberin Devamı

Nokturnal enürezis, yani yatak ıslatma, pek çok insanın tahmin ettiğinden çok daha sık rastlanan bir hastalık. Örneğin beş altı yaşlarındaki yedi çocuktan biri geceleri yatağını ıslatıyor. Sekiz dokuz yaşlarındaki her 15 çocuktan biri de geceleri yatağını ıslatmakta. Yatak ıslatma, çocukları bluğ çağının sonuna kadar bırakmayabiliyor. Örneğin ABD'de yaklaşık 1.5 ila üç milyon kişi yatağını ıslatıyor. Bazı uzmanlara göre ise gerçek rakamlar daha yüksek. Hastalık, kızlara oranla erkek çocuklarda iki kat fazla görülüyor. Son araştırmalar gece yatak ıslatmalarının kalıtsal olduğunu belirlemiş. Ebeveynlerden birisinin böyle bir problemi yaşamış olması çocukların da benzer problemleri yaşayabileceği anlamına geliyor.

Tıptaki adıyla nokturnal enürezis'in (yatak ıslatma) sebebini belirlemek çoğunlukla güç. Psikolojik etkenler sebep olarak düşünülse de bilimsel bulgular bu teoriyi desteklemekte yetersiz kalıyor. Yatak ıslatmanın, uykunun derin ya da uykunun gürültü olmasıyla bir ilgisi yok. İdrar hacminin artışını kontrol edebilme yeteğine kavuşmak, bazı çocuklarda daha uzun süre alıyor. Şayet yatak ıslatma yedi yaşından sonra başlarsa sebep psikolojik olabiliyor.

Yatak ıslatmanın fizyolojik sebepleri ise şöyle açıklanıyor: Vücuttaki suyun tutulması sırasında vücut bir hormon salgılıyor. Bu hormon gün boyunca belli bir seviyede kalıyor. Geceleri fazla salınarak idrar üremesini azaltıyor ve uyku boyunca idrar kesesi doluluğunun düşük kalmasına yardımcı oluyor. Eğer bu hormon vücutta düşük oranda ise böbrek daha az su tutuyor ve idrar kesesi daha çok doluyor.

Son yıllardaki çalışmalar, yatak ıslatan çocuklarda gece boyunca bu hormon seviyesinin, yatak ıslatmayan çocukların aksine artmadığını ortaya çıkarmış. Bu da yatak ıslatan çocukların idrar keselerinin tutabileceğinden daha çok idrar ürettiği anlamına geliyor.

ENÜREZİS YETİŞKİN

Enürezis (yatak ıslatma) yetişkinlerde görülse de daha çok bir çocukluk çağı hastalığı. Hastalık, çocuğun sürekli yatağını ıslatması (primer enürezis) ya da altı aylık kuru bir dönemden sonra tekrarlaması (segonder enürezis) şeklinde görülebiliyor. Ayrıca, gün içinde altını ıslatma (diürnal enürezis) ve gece uykuda altını ıslatma (nokturnal enürezis) diye de iki gruba ayrılabiliyor.

Hastalık beş yaşındaki çocukların yüzde 15-20'sinde mevcut. Özellikle de erkek çocuklarda daha yaygın. Altı yaş çocuklarda ise bu oran yüzde 10. Genelde olarak ise beş yaşındaki erkeklerin yüzde yedisi, kız çocuklarının ise yüzde üçünde enürezise rastlanıyor. 20 yaşa gelindiğinde enüretiklerin yüzde birinde hala gece yatak ıslatma görülüyor. Kendiliğinden iyileşme oranı ise yüzde 15. Halk arasında doktora gitmeden iyileşileceği inancı çok yaygın. Gerçi yılda yüzde 15 civarında bir kendiliğinden iyileşme görülüyor ama, tedaviyi oluruna bırakmamak şart. Çünkü son yıllarda yapılan istatistikler yaş ortalaması 18-64 olan 100 yetişkinden birinin düzenli olarak yatağını ıslattığını gösteriyor. Bunun anlamı, pek çok enüretik çocuğun tedavi görmediği zaman yaşamları boyunca enüretik kalacağı.

Enürezisle ilgili bilinen temel olgulardan birisi de hastalıkta kalıtımın önemli rol oynadığı. Aile fertlerinden biri geçmişinde bu hastalığa yakalanmış ise çocuğun enüretik olma riski yüzde 45, eğer ebeveynlerden her ikisi de geçmişte enüretik ise bu risk yüzde 75'lere çıkıyor.

Enüretik çocuğun psikolojisi

Psikiyatrik bozukluklarla gece uykuda altını ıslatma ilgisi henüz kanıtlanmamış. Ancak enüretik çocuklarda psikolojik bozuklukların gelişimi söz konusu. Altını ıslatmadan kaynaklanan sosyal bozukluğun derecesi çocuğun hayata katılımına da bağlı. Örneğin gece işemesi nedeni ile kamplara seçilmeyen çocuk için hastalık ciddi sorun oluşturuyor. Yapılan araştırmalara katılan anne-babaların anlatımından ortaya çıkan psikolojik bozukluklar şöyle:

Kendine güveni eksik.

Arkadaşlık kurabilme yeteneği zayıf.

Bağımsızlığını geliştiremiyor.

Dikkatsiz.

Agresif.

Tedirgin.

Dışlanma korkusu var.

Uyku bozukluğu görülüyor.

Korkuyor.

Mutsuz.

Tedavide üç yol

Enürezis tedavisinde üç ana yöntem kullanılıyor. Enürezis alarmları, psikolojik danışma ve ilaç.

Enürezis alarmlarının ideal koşullarda üç ay kullanılması gerekiyor. Çocuk yatağını ıslatmaya başladığı anda zil çalıyor. Bu zille uyanan çocuk, tuvalete gitme alışkanlığını zamanla öğreniyor. Ancak alarmların kullanımı oldukça zor. Ayrıca çocuğun terlemesi durumunda alarmın çalması, çocuk yatağını ıslattığı halde alarmın çalmaması, alarm çaldığında çocuğun uyanmayıp aile bireylerinin ayağa kalkması gibi riskleri var.

İlaç tedavisinde kullanılan ise bir tür antidepresan. İlaç, mesane kaslarına etki ederek mesane fonksiyonunu etkiliyor. Böylece istek dışı işemenin kontrolü sağlanmış oluyor. Ancak ilaç önemli yan etkilere sahip. Bir başka ilaç ise idrar azaltma etkisi yaratıyor. Hastalığın tedavisinde kullanılan bir başka ilaç ise kas yapılarına etkili. İlaçlı tedavi için doktor yönlendirmesi şart.

Enürezis tedavisinde son gelişme ise sprey. Sprey geceleri yatak ıslatmayı ortadan kaldırıyor ya da azaltıyor. Bu sprey gece işemelerinin tedavisinde en uygun yollardan biri olsa da; çocuk soğuk almış ya da burnunu etkileyecek herhangi bir alerjisi varsa o gece altını ıslatabiliyor. Çünkü burun tıkanıklığı ilacın vücuda alınmasını engelliyor. Bu tıkanıklık geçtiğinde sprey eskisi gibi etkili oluyor. Spreyin de doktorun önerdiği dozda kullanılması gerekiyor. Bazen sonuç almak birkaç gün sürebiliyor. Kuru gecelerin artması gibi küçük zaferler ise çocuğu cesaretlendiren faktörlerden. Arkadaşlarının evindeki gece yatılarının kazasız geçmesi çocuğun kendine güvenini ve başarısını artırıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!