Elimden hiçbir iş kurtulmaz

Güncelleme Tarihi:

Elimden hiçbir iş kurtulmaz
Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2000 00:00

Haberin Devamı

‘‘Cansız Manken’ lakabıyla tanınan Vahe Kılıçaslan, şimdilerde iki çocuklu aile babası rolünün ve neredeyse hergün katıldığı defile ve tanıtımların yanında, bir de Hülya Avşar'la ‘‘Bugün Benim Doğumgünüm’ adlı oyunda başrol oynuyor. Bir de iki ay sonra şiir kitabı çıkıyor...

Vahe Kılıçaslan kimdir?

1966, İstanbul doğumluyum. 1994 yılında mankenliğe başladım. 1995'te de ‘‘Best Model'' seçildim. Ve 1997'de ‘‘cansız manken'' imajıyla tanındım. Hülya Avşar'ın şovuna çıktım bu imajla. Evliyim ve biri altı, biri üç yaşında iki kızım var. Manken camiasında galiba erkekler arasında tek evli olan benim. Bu da özel yaşamıma çok dikkat etmemi ve fazla göz önünde olmamamı gerektiriyor.

‘‘Cansız Manken'' lakabını nasıl aldınız?

Moskova'da bir tekstil fuarında toplam beş saat 26 dakika hareketsiz durarak aldım bu lakabı. Mankenliğe değişik bir bakış katmak istedim, biraz farklılık olsun istedim. Dünyada bu iş ‘‘pandomim'' adı verilen bir sanattır. Orada bile sanatkarlar dakikada bir hareket değiştirirler. Ben genelde üç saat veya beş saat hareketsiz kalıyorum her fuarda. Moskova'dan sonra İngiltere'de yaptım. Büyük ilgi çekti. Ben aslında bir yerde vitrin mankenliği yapıyorum. Çünkü bizim mesleğimiz vitrin mankenliğinden gelmedir. Zaten Hülya Avşar'ın oyununda da gelen rol teklifi bu sayede geldi, hareketsiz durmamdan ötürü.

Daha önce hiç bir tiyatro veya televizyon deneyiminiz oldu mu?

Bundan evvel, 20 yaşındayken Özdemir Birsel'in dizisinde çalışmıştım. Ama tabii o çok seneler önceydi. Bu aralar haftada iki kere dizi teklifi alıyorum ama benim niyetim esaslı bir projede rol almaktı. Bir de tiyatro projesi beni engellemiyor ama dizi etkilerdi. Çünkü hergün bir defile veya tanıtımda görev alıyorum. Öte yandan, eğer çok iyi ve beni anlatan bir proje olursa, herşeyi bir kenara koyup dizi de çekebilirim. İnsanlar benim yetenekli olduğumu söylüyorlar. Konsantrasyonu tam bir adamım. Özellikle sinema konusunda başarılı olmak istiyorum. Bir de tabii aile geçindiriyorum, sorumluluklarım var. O yüzden hangi proje bana uygun olursa onunla ilgilenirim.

Oyun evvelden tek kişilikti, nasıl iki kişilik oldu?

Oyun zaten iki kişilikti. Tek kişilik diyaloglu oyundu. Ama erkek oyuncu merak ediliyordu. Ben biraz sürpriz oldum. Oyunda seyirciler beni profilden görüyorlardı. Yüzümü dönünce insanlar ‘‘aaa'' gibi tepkiler verdiler. Ama bu oyunun tek kişilik diye lanse edilmesi de kimsenin suçu değil, sonuçta Hülya Avşar tek başına konuşuyor, ben orada bir buçuk saat kıpırdamadan, ölü rolünde yatıyorum.

Defileler, tanıtımlar ve tiyatro oyunundan boş vakit kalıyor mu kendinize ayıracak?

Kalmıyor ama ben memnunum bu tempodan. Yeni bir tiyatroya başlayacağız Hülya Avşar'la. Sonra belki Haldun Dormen'in bir müzikali olacak. Bunlar daha kesin değil ama büyük olasılıkla olacak. Ben zaten sanatın içindeyim. Çocukluğumdan beri şiir yazıyorum. İki ay sonra da şiir kitabım çıkıyor. Ama öyle aşk, meşk üzerine değil de, daha çok insanlık üzerine. Benim hayatım, ‘‘Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına da yapma'' prensibi üzerine kuruludur. Bu nedenle şiirlerime de bunu yansıttım...

Hülya Avşar farkı

Hülya Avşar'la birlikte rol almak nasıl bir duygu?

Benim bir gönül borcum vardı ona. Ben ‘‘cansız manken'' olarak birçok televizyon programına çıktım ama herkes beni onun şovunda tanıdı. Bana bir tanınma fırsatı verdi. Bir konuğuna 41 kere isimle hitab etmesi çok hoş, o ismi tanıtıyor, ezberletiyor. Bana tam 41 kere ‘‘Vahe'' diye hitab etti. Bu yüzden tiyatro oyununda da böyle bir rol teklifi gelince hemen kabul ettim. Ölü rolü oynamak çok zor aslında. Yattığın yeri oynatmadan duruyorsun. Ama bu benim rolüm, benim işim. Oyun da bir yerde benim üzerime kurulu. Tabii, defilelerde cansız mankenlik yapmaktan daha farklı bir iş bu. Biraz daha stresli.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!