Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2000 00:00
Durmuş ODABAŞIEGE Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Atıl Akkan şiddetle reddetse de hatta ‘‘ilerliyor’’ dese de ben ‘‘İzmir'in gerilediği’’ konusunda ısrarlı olanlar arasında bulunmaya kararlıyım.BU gerçeği gizleme, saptırma gayretleri ise; İzmir'i kesinlikle daha da geriye götürecektir.İZMİR ileri gidiyorsa; isyanımız, tepkimiz, eleştirimiz, sitemimiz niye ki...BU görüşü de; İzmir kaybettiklerini kazanıncaya, yeni kazanımlara kavuşuncaya kadar savunacağım. Sık sık geçmişin hatalarını dile getirmem, -bazıları anlamasa da- geleceği yönlendirirken ders alınması amacından başka değildir.NİTEKİM umut verici gelişmeler var.ŞU sıralar, haftanın en az iki günü İzmir'i kurtarma, geleceğine yön verme toplantıları yapılıyor.TEŞHİS tamam, sıra tedavide ve tedavi yönteminde.ÇOK güzel fikir ve öneriler ortaya konuyor.SIRA koro halinde tekrarlama, birlik ve beraberlik içinde gerçekleştirmede.BİZİM endişemiz de birbirimize taktığımız çelmelerle, birlik ve beraberlik içinde olamama, paylaşamama, anlaşamama, koro haline gelememeydi.İNŞAALLAH onu da aşacağız ve de başaracağız.*ŞİMDİ gelelim ‘‘İzmir için suçlu araken’’ başlıklı yazıya telefonla, mektupla, e-maille eklenen desteklere. Kimse bunları ‘‘kara tablo’’ olarak değerlendirmesin, bir anlamda özeleştiri olan bu görüşlerin altında yatan öze baksın.‘‘- Yazdıklarına belki İzmirliler'in ‘sağlamcılığı’’ da eklenebilirdi. Bence biz İzmirliler dalda 10 kuş görsek, ateş etmeden önce hepsini düşürmeyi garanti etmek istiyoruz. Eğer 9 kuş vurup birini kaçırırsak dövünüyoruz. Oysa İstanbullu bir kuş düşürse bile, bir kuş kárdayız diye bakıyor...’’.......‘‘- Bilirsiniz ama, ben yine yazacağım o fıkrayı.Karadenizli, Egeli bir arkadaşını ziyarete gelir. Akşam sofralar kurulur, sohbetler koyulaşır ve zeybekler çıkar sahneye... Egeli Karadenizli'ye sorar:Nasıl buldun?...Karadenizle cevap verir:Haçen, bu kadar düşüne düşüne babam da oynar...OYSA Karadeniz oyunu horonda eller birbirine sım sıkı tutunmuş, omuzlar kenetlenmiş, hareketler seridir. İzmir'e ne oluyor, diyoruz ya... Aslında İzmir'e hiç bir şey olmuyor. Bir takım adamlar yeni maceralar, yeni rantlar peşinde. .... Yani tek suçlu kimseyi beğenmeyen, yaşadığı kenti sevmeyen, bu kente sorumluluk duymayan ve sürekli rant peşinde koşan bazı işadamlarımızdır....’’........‘‘- Sen İzmir'de yaşa, para kazan, ye-iç, mal-mülk sahibi ol. Bir sünnet düğünü ya da bir nikah yemeğinde dolarları hayava savur. Canın sıkıldıkça dünya cennetlerinde soluğu al, 10 yaşındaki veletlerin eline cep telefonlarını tutuştur. Ama kazancını belgele, vergini öde denildiğinde kaldırım değiştir. Bu anlayış devam ettiği sürece belki bir kısım İzmirli kazanır, ama İzmir hep kaybeder...’’*SONUÇ itibarıyle İzmir bir dizi talihsizlikler yaşadı.BUNLARIN çoğu da maalesef iç talihsizliklerdi.MAALESEF bugün dev yatırımlarımızı, dev projelerimizi tartışır haldeyiz.KURALSIZ, dipsiz sapsız, kanunsuz, ihtizamsız ‘‘ben yaparım olur’’ imzalarının sonucunun nerelere varacağını bilemez haldeyiz.BAZI megaloman yöneticilerin, konunun uzmanı olmayan kişilerle şehir yönetme sevdasının sonuçlarını tartışıyoruz.BİR delinin kuyulara attığı taşları çıkarmaya çalışıyoruz.BİZİ bugünlere taşıyan kuralsızlar, hesap sorulmazlığın rahatlığı içinde yaşananları seyrederken, biz iki taraf olmuş kıyasıya birbirimizi eleştiriyor, hatta kırıyoruz.ADALET için adalete başvuranları, kurala, kanuna, intizama davet edenleri suçlu ilan ediyoruz.İŞTE İzmir bundan da kaybediyor.
button