OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 26, 2005 00:00
Romanya’nın son diktatörü Nikolay ÇavuÅŸesku ile eÅŸi Elena ÇavuÅŸesku’nun tercümanı Piraye Gaffar, Türkiye-Romanya iliÅŸkilerinde yaÅŸanan perde arkası olayları ve anılarını Bükreş’teki evinde Hürriyet’e anlattı.1969-1983 yılları arasında 14 yıl boyunca ÇavuÅŸeskular’ın Türkiye ile olan resmi görüşmelerine katılan Gaffar (78), Süleyman Demirel’den Bülent Ecevit’e, Ä°hsan Sabri ÇaÄŸlayangil’den Fahri Korutürk’e birçok siyasi liderin Romanya temaslarına tanıklık etti. Gaffar, bazen fazla detay vermek istemese de, anılarını anlatırken o günleri yaÅŸar gibiydi.BAYAN ÇAVUÅžESKU NE OLDUM DELÄ°SÄ°YDÄ°Bayan ÇavuÅŸesku bir Devlet BaÅŸkanı eÅŸi olmasına raÄŸmen, ne oldum delisi, köyde yetiÅŸmiÅŸ ancak kendisini yenileyememiÅŸ, az kültürlü biriydi. Yine de kendini Romanya’nın her ÅŸeyi bilen, her bakımdan uzman olan insanı olarak görürdü. Kimse de onun dediklerine itiraz edemezdi. Ä°lk yıllarda Nikolay’ı da bozduÄŸu oldu. Nazmiye Demirel’i çok beÄŸenirdi. Bana ‘Süleyman Bey’in eÅŸi diÄŸer hanımlara benzemiyor. O, çok şık ve güzel bir bayan’ diye takdirlerini bildirmiÅŸti.KENDÄ°SÄ° UYUDU SONRA FÄ°RUZE HANIM’I SUÇLADIÇavuÅŸesku’nun demirperde ülkeleri dışına yaptığı ilk resmi gezi Türkiye’ye oldu. Heyetle Ä°stanbul’dan Ä°zmir Efes’e gittik. Dönüşte, benim bindiÄŸim arabada Elena ÇavuÅŸesku ile Firuze ÇaÄŸlayangil arkada oturuyordu, ben önde... Bir ara yol yorgunluÄŸundan Elena Hanım uyuklamaya baÅŸladı, hem de derinden. Firuze Hanım olayın farkına varmıştı. Elena Hanım, uzun bir süre sonra ani bir frenle uyanıp, bana çıkıştı, ‘Neden söylediklerimi tercüme etmiyorsun’ dedi. Ben, uyuyordunuz diyemeyeceÄŸim için hemen bir senaryo yazıp, suçu Firuze Hanım’a attım, ‘Firuze Hanım uyuklamaya baÅŸlamıştı o nedenle tercümeye ara vermiÅŸtim’ dedim. Bu sefer, ‘Aaa.. Öyle ÅŸey olur mu! Misafir yanında uyunur mu! O halde sen de uyu’ demez mi. Uyuyamadım tabii. Bir çevirmen olarak atik olmam lazımdı.HER CEVABIM ONLARIN DEDİĞİ GÄ°BÄ° OLDUÄ°kili görüşmelerde benim soru sormam, karşı soruları ÇavuÅŸeskular’a çevirmeden yanıt vermem mümkün deÄŸildi. Ankara temaslarımızda TBMM’de bir resepsiyon vardı. Ä°brahim Åževki Atasagun, Elena Hanım’ın yanında bana ‘Tevellütünüz kaç’ dedi. Elena Hanım, hemen ‘Sana ne sordu’ diye araya girdi. Ben, ‘Yaşımı soruyor’ diye cevapladım. Bunun üzerine, ‘Neden sorduÄŸunu öğren bakalım’ dedi. Sonra Atasagun bana, ‘Türkçeniz çok iyi. Nerede öğrendiniz? Tahsilinizi Ä°stanbul’da mı yaptınız?’ deyince kendilerine Türkçe’nin benim anadilim olduÄŸunu söylerken Elena Hanım yine lafa girdi, ‘Kendilerine Türkçe’yi Bükreş’te öğrendiÄŸini söyle’ diye beni ikaz etti. Kendimle ilgili olsa bile her soruya onların istediÄŸi gibi cevap veriyordum.PAZARLIK YAPMAMI Ä°STEDÄ° YAPAMADIMElena Hanım Kapalıçarşı’ya hayran kalmıştı. Çocuklarına (3 tane çocuÄŸu vardı), torunlarına altın bilezik ve kolyeler aldı. Çantasındaki para ise, aslında Romanya’nın parasıydı. Devletin parası ile alışveriÅŸ yapıyordu. O yüzden paralarının limiti yoktu. Ama yine de çok pazarlıkçı, cimri bir kadındı. Bu hali Romanya’nın itibarına da yakışmıyordu. Bakır eÅŸyası alacaktı. Adamlarla pazarlık yapmamı istedi. 10 lirayı, 5 liraya indirmek için pazarlık yapmamı söyledi. Ben pazarlık yapmayı bilmediÄŸimi söylediÄŸimde ise beni fena ÅŸekilde azarlamıştı.BENÄ°M OLMADIÄžIM POZUNU ARADIFahri Korutürk ve eÅŸi Emel Hanım’ın davetlisi olarak Türkiye’ye gitmiÅŸtik. Bayan Korutürk, bizlere sanat okulunu ve müzeleri gezdirdi. FotoÄŸraflar çekildi. FotoÄŸrafçılardan biri Çankaya’daki akÅŸam yemeÄŸinden önce bakır kaplı Türk motifli bir albüm içerisinde bu fotoÄŸrafları Elena Hanımefendi’ye verdi. O sandalyede oturuyor ben ise yanında ayakta duruyordum. Albümün sayfalarını çevirdi, çevirdi. Her yerde onun yanında ben vardım. Bir pozda bayan ÇavuÅŸesku yalnızdı. O fotoÄŸrafı gördüğünde ‘Hele şükür kendimi yalnız gördüm’ demekten kendini alamadı. Demek ki ona gölge yapıyormuÅŸum.ECEVÄ°T BABAMA TÃœRKÇE’MÄ° ÖVMÜŞTÃœTürkçe’sine hayrandım Ecevit’in. Çok güzel konuÅŸuyordu. Ä°lk kez 1975 yılında Romanya’ya geldi. Daha çok yarıresmi bir geziydi bu. Çünkü o sıralarda Ecevit dünya sanat eleÅŸtirmenleri kurulunun üyesiydi. Modern heykeltıraÅŸ Constantin’in yaÅŸadığı yerleri görmek istemiÅŸti. Sonra Köstence’de müzeleri ve o meÅŸhur Kral Camii’ni gezdi. Camiye Ecevit gelecek diye yaÅŸlı Türkleri de davet etmiÅŸlerdi. Onların arasında babam da vardı. Babamla tanıştırdığımda Bülent Ecevit babama, ‘Kızınızın Türkçesi çok güzel. Bize çok yardımcı oluyor’ demiÅŸti. Ben Türkiye’ye gittiÄŸimde Ecevit unutmamış, hemen babamı sordu. ‘Öldü’ deyince çok üzülmüştü.ÖZAL GELÄ°NCE 2500 LEY VERDÄ°LERTurgut Özal, 1991 yılında yani devrimden sonra gelmiÅŸti Romanya’ya. CumhurbaÅŸkanı Iliescu’nun danışmanları beni çağırdılar. Görevimi söylediler. Ben kendilerine ‘Düne kadar herkes beni ÇavuÅŸeskular’ın yanında gördü. Åžimdi Iliescu’nun yanına çıkmam olmaz’ deyip görevi kabul etmedim. Ama bunu üzerine, ‘Niçin olmasın. Sen dürüst çalıştın. Åžimdi demokrasiye geçiÅŸte de ülkene hizmet etmelisin’ dediler. Sonuçta Özal’la yapılan görüşmelerde de ben bulundum. ÇavuÅŸesku, bana bu tür görüşmelerde bir Ley (Rumen para birimi) bile vermezdi. Iliescu, emekli maaşımdan fazlasını, 2500 Ley vermiÅŸti Özal geldiÄŸinde.34 YILLIK DÄ°KTATÖRLÜĞÜN ARDINDAN KARISIYLA BÄ°RLÄ°KTE Ä°DAM EDÄ°LDÄ°1918 doÄŸumlu Nikolay ÇavuÅŸesku, 2. Dünya Savaşı’nın ardından Romanya’da iktidarı ele geçiren Komünist Parti’nin bir üyesiydi. YavaÅŸ yavaÅŸ tırmandığı parti yönetiminde komünist lider Gheorghiu-Dei’nin 1965’te ölümünden sonra, ülkenin yeni lideri oldu. BenimsediÄŸi baskıcı yöntemler, onu tarihin en büyük diktatörlerinden biri yaptı. Bu arada fakirlik içindeki ülkede çok lüks bir yaÅŸam sürüyordu. Sovyetler BirliÄŸi’nin dağılma süreciyle birlikte ÇavuÅŸesku’nun iktidarı da sallanmaya baÅŸladı. 1989 yılında, gösteri yapan halka ateÅŸ açılmasını emredince, ülkede bir devrim hareketi baÅŸladı. 22 Aralık 1989’da karısı Elena ile kaçmaya çalışırlarken yakalandı ve 34 yıllık diktatörlüğün ardından karısıyla birlikte idam edildi.Â
button