Ekonomik krizde depresyon arttı

Güncelleme Tarihi:

Ekonomik krizde depresyon arttı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2001 00:00


Yener Süsoy
Haberin Devamı

Ünlü Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Kerem doksat, ekonomik krizin insanlarımızda depresyonu çok artırdığına dikkat çekti. Prof. Doksat'a göre kendini mesih, şeyh ya da başka bir sıfatla dini önder ilan eden kişilerin hepsi, son derece inandırıcı, ama o derecede de ruh hastası insanlar. Mistik hezeyanlarla cahil insanları kandırmayı çok iyi biliyorlar.

Cebini düşünen aklını korusun

- Depresyon, hayattan keyif alma yeteneğini kaybetmektir. Kendinizi çökkün, bedbin, perişan, yorgun halde hissedersiniz. Özellikle sabahları yataktan kalkasınız gelmez, konsantrasyon güçlüğü çekersiniz, birtakım şeyleri hatırlamakta zorlanırsınız. Bunlar zaman zaman hepimizde olabilir ama, süreklilik ve devamlılık arzediyorsa, hayatınızı ciddi boyutta etkiliyorsa o zaman bize gelmeniz gerekir. Aslında depresyonun farkında olmayan çok kişi var. Tedavi edilmediği takdirde bütün depresyon vakalarının yaklaşık yüzde 15-30'u intihara gider. Özellikle rekabetçi batı tarzı hayat, bizi kendi ruh halimizi tanımamaya götürüyor. Şu kriz ortamı depresyonu çok arttırdı, fakir fukaradan en zenginine kadar.

Kerem hocam, desene şu ünlü kriz en çok sizlerin işine yaradı.

- Bu kişiler özel muayehanesi olan hekimlere gittiklerinde vizite ücretini gördükten, ilaç ücretini de öğrendikten sonra muhtemelen ankisiyete ve depresyonları daha da artıyordur. Çünkü viziteler ortalama 70-100 milyon oldu, yeni kuşak ilaçlar ise en az 100 milyon.

Onun için siz siz olun, aklınıza sahip çıkın, kafayı yememeye bakın.

Nedir şu panik atak dedikleri

Son zamanların moda hastalıklarından biri de panik atak. Neredeyse bir sosyal statü simgesi, geçirmeyen ayıplanıyor.

- Gecenin bir yarısında nereden icap ettiyse Beyoğlu'nun ara sokaklarından birinde gidiyorsunuz. Bir baktınız ki çıkmaz bir sokaktasınız ve arkanızdan elleri bıçaklı dört pis adam geliyor. Eliniz ayağınız buz gibi olur, terlemeye başlarsınız, ak veya al basar. Göz bebekleriniz büyür, kalbiniz deli gibi atmaya başlar, yani korku, dehşet yaşarsınız. Panik atağı, ortada Beyoğlu ve dört eli bıçaklı adam yokken durup dururken ortaya çıkan bu şekildeki dehşet tepkisidir. Yani beynimizde ancak çok özel durumlarda çalışması gereken ve bizi ‘‘dövüş, kaç veya donup kal’’ şeklindeki tepkilere hazırlayan devre panik atağı sırasında durup dururken çalışıyor. Ve kişi bir anda bu bahsettiğimiz belirtileri yaşamaya başlıyor. Panik atakları sırasında insanlar ne ölür, ne bayılır, sadece müthiş terörize olurlar. Tedavi edilmezlerse agorofobi dediğimiz evden çıkamama, tek başına hiçbir yere gidememe gibi korkunç bir sona varabilir. Yine tedavi görmezse bir süre sonra hayattan bıkıyor, alkolizm ve intihara kadar gidebiliyor.

Bütün dini liderler toplu hipnoz yapıyor

‘‘Silik hipnoz’’ denen kavram, günümüzdeki her türlü ilişkide geçerli oldu. Mesela ses tonunuzu belli bir şekilde ayarlayarak, göz temasını bol kullanarak, özellikle iki kaşının ortasına çok bakarak, arada birtakım hoş laflar ederek karşınızdakini daha fazla etkileyebilirsiniz.

Babam bana hiç hipnoz uygulamadı. Çünkü o zamanlar hipnotize edilen adamın iyi hipnoz yapamayacağı düşüncesi vardı. Oysa bugün bunun tam tersi geçerli.

Gerçek uykusu olan adam hipnoza girmez, uyur. Uyku getirici ilaçlar hipnozu zorlaştırır. Hipnoz uygulanan kişinin uyanmaması gibi olay olamaz.

Geri zekálılara, dikkat eksikliği olanlara, deli boyutundaki hastalara, paranoidlere genellikle hipnoz uygulanmaz.

Bütün dini liderler, doğal yetenekleriyle toplu hipnoz yapıyorlar. Ses tonları, davranışları ve verdikleri mesajlarla toplulukları etkiliyorlar. Unutmayalım ki Hitler adlı deli, koca Alman ulusunu hipnotize etti.

Çok aşırı sağlıklı, kendiyle aşırı barışık, düz, çok fazla sakin bir adamdan iyi psikiyatr olmaz.

Namaz da bir meditasyondur, kişinin kendi içindeki hakikate yönelmesi demektir.

Akıl hastalığının zekayla ilgisi yok

- Akıl hastalığının zekayla ilgisi yok; hatta akıl hastası ne kadar zekiyse o kadar daha inandırıcı ve karizmatik olur. Çevrelerinde insanlar toplayıp gruplar oluşturabiliyorlar. Kuyrukluyıldızla ilgili en son toplu intiharlar böyle oldu. Türkiye'de de Bülent hanım diye bir kadıncağız var, peygamberliğini ilan etti. Piyasadaki bilmem ne efendi hazretleri böyle ruh hastası tipler. Adamın söylediğinin kendi içinde tutarlı bir mantığı var ama, sapık bir mantık.

Siyah kuşak tekvandocu

- Ben 70 kiloda dövüşen siyah kuşak tekvandocuydum. Bu sporu hem agresyonumu kontrol altına almak, hem de meditasyon için seçmiştim. O dönemde okuduğum Taoizm de çok hoşuma gitmişti. Beş sene sonra lifim attığı için bu sporu bırakmak zorunda kaldım. Aynı dönemde sporla beraber günde dört paket içtiğim sigarayı da bıraktım. Aynı tarihler içinde bir de evlendim. 27 yaşında bu kadar çok hatayı bir arada yapınca altı ayda 40 kilo aldım ve gördüğünüz gibi üçgenlikten dörtgenliğe terfi ettim.

Sınava girecek öğrenciye uzmanından 5 altın öğüt

Sınavdan önceki üç gün kesinlikle ders çalışmayın.

Sınavdan önceki üç gün alkollü, kafeinli içecekler kullanmayın. Bunların yerine süt ve süt ürünlerini tercih edin.

Sınavdan önceki üç gün mutlaka vaktinde yatın, vaktinde kalkın, mutlaka 8 saat uyuyun.

Sınavdan önceki üç gün ruhsal ve bedensel açıdan fazla uyarı olacak faaliyetlerden kaçının. Aşırı spor yapmayın, aşırı cinsel ilişkide bulunmayın, yorulmayın.

Sınavdan önceki üç gün korku filmine gitmeyin, ruh halinizi olumsuz etkilemeyin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!