Ekonomi haberine benzese de, değil...

Güncelleme Tarihi:

Ekonomi haberine benzese de, değil...
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2004 17:59

Aşağıdaki haberin sadece girişi ekonomi haberi, vallahi. Gerisi yine benim bir hatıram. Dünyanın en büyük insan kaynakları şirketi Adecco, muhasebe kayıtlarındaki bir sorun yüzünden sıkıntıya girmiş. Bu şirketin kurucusu, benim hiç de yabancım sayılmaz...

Haberin Devamı

Adecco, dünyanın en büyük insan kaynakları şirketi. Zürih Borsası’na kayıtlı bir dev, 68 ülkede, 28 bin kişiyi çalıştırıyor ve cirosu 20 milyar doların üzerinde. Adecco, 2003 yılı sonuçlarını açıklamayı “muhasebemde bazı sorunlar var” diye geciktirince, yeni bir skandalın kokusunu alan piyasalar birbirine girdi. Adecco hisseleri bir günde % 43,4 değer kaybetti. Şirketin borsa değeri bir gecede 3,3 milyar Euro düştü... vs.

Merkezi İsviçre’de bulunan ve “her türlü şüphenin üzerinde bir şirket” olan Adecco da “Enronit Hastalığı” kurbanı mı acaba?

Bir İsviçreli yatırım uzmanı “Piyasalar Enron ve Parmalat skandallarının şokunu daha üzerinden atamadı” diyor, “Onun için panik havası esiyor. Adecco piyasalarda itibarlı bir şirket, ama basın açıklaması kafa karıştırdı. Bir pislik var belli, ama boyutu nedir, henüz bilmiyoruz.”

*

Haberin Devamı

Serdar Turgut arasıra böyle ciddî ekonomi haberleri yapar da, herkesten önce kendi sıkılır, titreyip kendine gelir ya...

“Sana ne oluyor şimdi?” diyeceğinizi bildiğim için, hemen konuya gireyim.

Naçizane, benim de bu grupla ilgili bir hatıram var da, bu bahaneyle onu anlatayım dedim.

Adecco, merkezi İsviçre’de olan bir dev. İşi “insan kaynakları” fazla detayına girmeden.

Gazetelerde bu “skandal” iddialarını okurken, “Bu Adecco ismi bana yabancı gelmiyor” diyordum kendi kendime, internetten bir tarama yaptım ve aradığım bilgiyi United States Securities and Exchange Commission’ın bir raporunda buldum.

Adecco, İsviçreli Ada ile Fransız Ecco şirketlerinin birleşmesinden doğmuş bir devmiş. En büyük ortaklarından biri, Ecco’nun kurucusu olan Philippe Foriel-Destezet.

Hıh, bu ismi hatırladım...

Philippe Foriel-Destezet, 1970’lerin sonu, 1980’lerin başında Fransa’nın en “gözde” işadamlarından, yükselen değerlerinden biriydi. Çok iddialıydı.

1980’lerde, yine işsiz kaldığım günlerden birinde, oturdum, bu Foriel-Destezet’ye (PFD diyelim) bir mektup döşendim. Özetle dedim ki, Türkiye’de İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun tekeli var, şimdilik, onun için sizin gibi bir şirket ancak danışmanlık hizmeti verebilir. Ama yine de büyük bir ekonomik potansiyele sahip, AET adayı Türkiye’ye bir an önce girmenizde, pozisyon almanızda yarar var. Yarın, bu piyasada tekel kalktığında, belli başlı özel sektör şirketleriyle ilişkinizi geliştirmiş olursunuz... vs, vs.

Haberin Devamı

Şişeye koydum attım denize. PFD bana hayatta tenezzül edip de cevap vermez... diye düşünerek.

Lafı uzatmayayım, bir sürpriz oldu ve PFD’nin imzasıyla bana bir cevap geldi. Teklifime sıcak baktıklarını bildiren bir yazı. Bir iki telefon görüşmesi neticesinde, PFD benden bir “piyasa araştırması” ve bir “rapor” istedi.

Ankara’lara gittim. Çalışma Bakanı ile, müsteşarla, İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürü ile, bölge müdürleriyle, bankalarla, işadamlarıyla, hukukçularla görüştüm... Raporumu galiba Lyon’a, Fransa’ya gönderdim.

Bir hafta kadar sonra açıp sekreterine sordum, “Aldık, teşekkür ederiz Mösyö Foriel-Destezet sizi en kısa zamanda arayacak...”

Haberin Devamı

Bir daha ne arayan ne soran. PFD’ye bir daha ulaşmak mümkün olmadı, sekreterini aşamadım. İki üç ay uğraştıktan sonra, lanet olsun dedim, peşini bıraktım.

Bir yıl ya geçti, ya geçmedi, bu macerayı tamamen unutmuştum, Şişli’den geçerken şeytan dürttü, başımı kaldırıp eski taş binalara bakacağım tuttu.

Ecco’nun tabelasını o sırada fark ettim.

Philippe Foriel-Destezet, demek ki raporumu beğenmiş, Türkiye pazarını cazip bulmuş ve (kiminle, ne şekilde, doğrusu hiç merak etmedim) Türkiye’de bir büro açmaya karar vermiş, bu kararını da hayata geçirmişti bile...

Ben işadamanın işte böyle zeki, çevik ve ahlâklısını sevdiğimden, Philippe Foriel-Destezet’yi daha o zaman çok takdir ettim, “Bu adam Türkiye’de başarılı olur!” dedim.

Haberin Devamı

Ve bir yabancı şirketin Türkiye’de yatırım yapmasına vesile olduğum için (!) göğsüm kabardı...

Adı “skandal iddialarına” karışan Adecco’nun büyük hissedarı, işte bu “işbilir işadamı” imiş...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!