Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2005 00:00
Bu pazar yazımızda sizinle birlikte sağlık sörfü yapmaya karar verdik. Egzersizden cinselliğe, kilo kontrolüne kadar bize çok sık yönelttiğiniz bazı sorulara yanıt vermeye çalışacağız. Hazırsanız başlayabiliriz.KALP VE CİNSELLİKCinsel ilişki bazı kalp hastaları için ciddi bir endişedir. Oysa risk her hasta için farklıdır. Cinsel ilişki bakımından riski çok olan da vardır, az olan da... Son 3-4 hafta içinde kalp krizi geçiren, ağır kalp yetmezliği olan, çok hafif bedensel çabalarda bile nefes darlığı ve göğüs ağrısı çeken, kalp kapaklarında ciddi sorun olan, ilaç tedavisi ile veya istirahatle bile göğüs ağrısı sürenler yüksek risk grubundadır. Başarılı bir koroner by-pas cerrahisi operasyonu geçiren, kan basıncı kontrol altında olan (ilaç ve/veya
diyet ile), dil altı ilaçlar veya dinlenmekle hemen geçen göğüs ağrısı çekenler ise cinsel ilişki yönünden düşük risk taşırlar. Bir kalp hastasının cinsel etkinliğe yeniden başlama zamanı ve cinsel etkinlik yoğunluğu her hasta için özeldir. Doktorunuzun yapacağı değerlendirme ve önerileri dikkate almalısınız.KALBE ZARARLI CİNSEL İLİŞKİ ŞEKİLLERİCinsel yaşama ilişkin kısıtlamalar, kalp hastalarının sadece çok küçük bir bölümü için söz konusudur. Güven, sevgi ve anlayış içeren bir cinsel ilişki kalbinizi yormaz, zorlamaz. Kalp krizi riskinizi arttırmaz. Tersine, düzenli bir cinsel yaşam, kalbinize çok iyi gelecektir! Kalbiniz için tehlikeli olan cinsel ilişkiler hangileridir sorusunun yanıtı kolay değildir ama siz şu uyarıları bir kenara not edebilirsiniz.1 Bir defalık, düzensiz ve güvensiz cinsel ilişkiler, özellikle alışılmadık ortamlarda, beklenmeyen zamanlarda, yoğun korku, endişe ve heyecanın altında yapıldığında hasta bir kalpte problem yaratabilir. Bu tür ilişkiler kalp hızında ve kan basıncında sürpriz artışlara yol açabildiklerinden kalp krizine sebep olabilirler.2Cinsel gücü destekleyen ilaçlar (viagra, cialis, levitra...), özellikle koroner damar genişleticileri (nitrogliserin, isosorbiddinitrat) ve kan basıncı düşürücü ilaçlar alanlarda tehlikeli sonuçlar oluşturabilir.3Çok fazla ve ağır yemeği veya alkol kullanımını takiben yapılan cinsel ilişkiler kalp krizi riskini arttırır.ORTA YAŞ EGZERSİZİOrta yaşlara gelince egzersiz yoğunluğunu biraz azaltmakta yarar var. Özellikle kırk yaş ve sonrasında egzersize yeni başlıyorsanız dikkatli olmalısınız. Yıllık sağlık kontrolleriniz yapılırken egzersiz kapasitenizin temel belirleyicileri olan kalp ve dolaşım sisteminizin kapasitesini araştırmalısınız. Şeker hastalığı, kilo fazlalığı, hipertansiyon, kolesterol-trigliserid yüksekliği, metabolik sendrom, artrit gibi sağlık sorunlarınız varsa egzersizin yoğunluğu, tipi ve süresinin seçimini doktorunuza bırakmalısınız. Çok basit ama hep önemli olan şu kuralı daima hatırlamalısınız: Orta yaşlar ve sonrasında egzersiz yaparken; daha hızlı ve yoğun değil daha yavaş ve uzun egzersiz gerekiyor. Özellikle sıcak yaz günlerinde bu kuralı hiç unutmayın.8 GÜNDE 4 KİLO VERİLMEZUyurken, yan gelip televizyon izlerken, önüne ne gelirse mideye indirip keyif sürerken bir yandan da zayıflamayı kim istemez? Akıllı (!) bir Fransız çiftçisi (!) birkaç yıldır bunu başardığını söylüyor! Uzmanlardan (ne uzmanları oldukları çok önemli, muhtemelen para kazanma uzmanları olmalılar) oluşturduğu laboratuvarında geliştirdiği çok özel bitkisel karışımlardan yaptığı çorbalarla 8 günde 4 kilo verdirebildiğini iddia eden bu girişimci tarım teknisyeni, 10 yıl içinde dünyanın en zengin adamlarından biri haline gelmiş. Güzel bir öykü... Kilo vermeyi düşünüyorsanız bu öyküleri okuyun ama onlara sakın inanmayın. Aşağıdaki bilgiler hálá geçerlidir.Zayıflatan bitki yoktur. Hiçbir bilimsel kaynakta 8 günde 4 kilo değil 400 gram zayıflatan bir bitkiye rastlayamazsınız.Kilo verdiren mucize bir ilaç yoktur. Sadece diyet ve egzersiz ile desteklendirildiğinde kilo kaybını kolaylaştırdığı onaylanmış moleküller (sibutramin, orlistat) veya bazı besin destekleri (conjugated linoleik asid-CLA, chromium picolinate, L-carnitin, yeşil çay, psylilum vs...) size bir miktar yardımcı olabilir.Mucize bitkisel haplar, çorbalar, şuruplar, bitkisel tarifler ile bedeninizi değil sadece cüzdanınızı zayıflatırsınız.NASIL YAŞIYORLAR?MEHMET GÜLERYÜZ (Ressam)67 yaşındayım. Boyum, 1.67, kilom 85. Haftada iki kez kırmızı et, bir kez
balık yiyorum. Tatlandırıcı kullanıyorum, şekere dikkat ediyorum. Aşırı olmamak kaydıyla da unlu mamul tüketiyorum, haftada iki kez pizza, makarna, vs... Tuz fazla kullanmam. Günde 4-5 tane puro içerim. Alkol ise çok az içiyorum. Vitamin olarak, düzenli şekilde B vitamini ve Ginseng içeren bir vitamin alıyorum. Uykum normal, günde 8 saat. İki yıldır yapmıyorum ama eskiden ata binerdim. Şimdi her sabah 30-35 dakika tai-chi yapıyorum. İşimde ayakta durma çok olduğu için bacak ağrıları ve varise müsait bir meslek. Ama şu ana kadar böyle bir sorunum olmadı. Ama en büyük riskim, boyalardaki kurşun ve toksik maddeler. Ellerim sürekli boyalı ve bu maddelerin ellerden bedene geçme imkanı çok mümkün. Ailemde ırsi bir rahatsızlık yok. Düzenli kullandığım bir ilaç da bulunmuyor.PROF. MÜFTÜOĞLU’NUN YORUMUSayın Mehmet Güleryüz’ün beslenme alışkanlıkları oldukça iyi görünüyor. Kullandığı multivitaminin içeriğini kısmen tanımlamış. Sanıyorum B vitamini dışında diğer besin desteklerinden de içeren son derece etkin bir orta yaş desteğini, Pharmaton’u kullanıyor. Orta yaşlarda ve sonrasında kullanılan vitamin desteklerinin içerisine Ginseng’in de ilave edilmesi, 1970’li yıllarda düşünüldü. Uzakdoğu’nun ve Sibirya’nın efsane gençlik mucizesi Ginseng bitkisinin köklerinin, enerji düzeyini yükselttiği, cinselliği desteklediği ve iyilik hissi verdiği biliniyor. Son zamanlarda Ginseng’in nitrik oksit yapımını artırarak cinsel organların kanlanmasını da desteklediğinin anlaşılması, bu efsanevi bitkiye olan ilgiyi daha da arttırdı. Sayın Güleryüz’ün Ginseng’li çokluvitamin karışımını bu nedenle ben de hastalarıma öneriyorum. Puro tercihi için bir şey söylemek istemiyorum. Keşke hiç kullanmasa ya da bir tane ile yetinseydi. Bacak ağrıları ve varis oluşumunu engellemek istiyorsa Sayın Güleryüz’e daha çok yürüyüş yapmasını tavsiye ederim. Mesleksel bir hastalık riski olarak kurşun ve benzeri toksik maddelerin deri yoluyla vücuduna gireceği korkusunu gereksiz yere taşımaması iyi olur. Kurşunun cilt yoluyla vücuda girdiğini sanmıyorum. Sevgili Güleryüz’e sağlıklı ve keyifli bir yaşam diliyorum.
button