Güncelleme Tarihi:
Festivalin arkasında, daha önce ‘İstanbul 2010 Chopin Piyano Haftaları’ ve ‘2011 İstanbul Liszt Piyano Haftaları’ organizatörü ve sanat yönetmeni Mehmet Mestçi (43) var. Kendisiyle sanat geçmişini, festivalin hazırlanışını ve konserleri konuştuk.
- İyi bir dinleyici misiniz, yoksa profesyonel bir geçmişiniz mi var?
- Klasik müzikle yedi yaşımdayken dinlediğim, Yehudi Menuhin’in çalıp yönettiği Bach Brandenburg Konçertoları’yla tanıştım. Bu 33’lük plak daha ilk notadan beni klasik müziğe sonsuza dek bağladı. 11’imde yan flüte başladım. Liseden sonra H.Ü. Ankara Devlet Konservatuvarı’nda flüt eğitimi aldım. Muhiddin Dürrüoğlu, Fazıl Say, Toros Can ve Nusret İspir gibi sanatçılarla okudum. 1987’de üniversite için Macaristan’a gittim. Franz Liszt Müzik Akademisi Debrecen Konservatuvarı’nda Doğu Avrupa’nın yetiştirdiği en önemli flüt virtüözü İstvan Matuz’un sınıfında eğitim aldım. 1994’te Edinburgh Üniversitesi Müzik Fakültesi’nde Peter Maxwell Davies’in ‘Missa Super l’Homme Arme’ eseri üzerine yaptığım incelemeyle yüksek lisans tezimi tamamladım.
- Neydi hayalinizdeki iş?
- Avrupa’da kalıp orkestrada flüt çalmak ve aynı zamanda Federico Fellini’nin kutsal mekânı Cinecitta’da filmler çevirmekti hayalim.
-Peki, nasıl çıktı organizasyonlar ortaya? Genelde üniversitedeyken başlanır, sizin maceranız nasıldı?
- Yurtdışından döndüğüm 2009’da başladım. 2010’da Frederic Chopin’in doğumunun 200. yıldönümünün ülkemizde de kutlanması amacıyla İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı anasponsorluğunda ‘Chopin Piyano Haftaları’nı düzenledim. Gerçekten zor ama aynı ölçüde bütün stres, endişe ve koşturmacalarına rağmen her aşaması zevkli, heyecanlı ve tamamiyle yaratıcılık duygularının hakimiyeti altında geçen bir organizasyondu. 2011 Nisan ve Mayıs aylarında Macar besteci ve piyano virtüözü Franz Liszt’in doğumunun 200. yılı kutlamaları çerçevesinde ‘2011 İstanbul Liszt Piyano Haftaları’nı düzenledim.
İÇERİKTE MOZART’A BAĞLI KALINMADI
- Oda Müziği festivali yapma fikri ne zaman ve nasıl doğdu?
- Çağlar boyunca pek çok klasik müzik icracısını ve müzikseverleri cezbeden ve cezbetmeye devam ‘oda müziği’ alanına odaklanmış bir festival organizasyonu fikri 2010 Chopin ve 2011 Liszt Piyano Festivalleri’nden sonra doğdu. Son yıllarda çok sayıda birbirinden güzel konserlerin mekânı haline gelen ve bu yönüyle dünyada da dikkat çeken İstanbul’da oda müziği alanında söylenecek güzel sözler olduğuna inandığım bir festival doğdu. Repertuvarı aylar içinde, genellikle sanatçılarla karşılıklı fikir alışverişiyle oluşturduk.
- Neden festivalin adını Opus Amadeus koydunuz?
- Opus kelimesi klasik müzik dinlemeye başladığım küçük yaşlardan beri benim için büyülüdür. Kulağı okşayan, nefis bir tınısı var. Amadeus ise sinemalarda gösterilmeye başladığı 1984’ten beri 18 defa seyrettiğim ve hâlâ sıkılmadığım Milos Forman’ın muhteşem filmi. Aynı zamanda Wolfi’nin (Mozart) orta ismi. Bu iki kelime böylece biraraya geldi. Duyar duymaz neşeli bir müzikal çağrışım vermesinden ve kulağa hoş gelmesinden başka bir düşünce gözetmedim.
- İçerikte tamamen bu isme bağlı mı kalındı?
- Hayır. Festivalde Mozart’ın pek az eseri seslendirilecek. Rönesans Melodilerinden Hasan Uçarsu’ya kadar neredeyse 500 seneyi kapsayan bir oda müziği programı var festivalde. Amadeus Mozart ise tüm flüt sonatları ve Kegelstatt Trio’su ile temsil ediliyor.
AÇILIŞTA PİYANO
Festivalin 7 Mart’taki açılış konseri için Macar piyanist Marta Gulyas ve Birsen Ulucan iki piyano ve tek piyanoda dört el için çok renkli bir program hazırladı. Franz Schuber’ten Macar stilinde ‘Eğlencelik’ eseri seslendirilecek. 19. yüzyılın en ünlü aristokratlarından Prens Esterhazy’nin arkadaşı ve 1818 senesinde Prens’in kızlarının müzik öğretmeniydi Schubert. 1824 yılı yazında Macar Prens’i şatosunda ziyaret eden Schubert, Macaristan’ın renklerinden ve müziğinden esinlenerek bestelemişti ‘Macar Usulü Eğlencelik’i. Konserde ayrıca Budapeşte hayranı Johannes Brahms’ın ‘Macar Dansı’ bestesi de seslendirilecek. Franz Liszt’in orkestra için yazdığı dünyaca ‘Prelüdler’ senfonik şiiri bu konserde Macar bestecinin kendi uyarlamasından iki piyano ile seslendirilecek. Konserde günümüzün en büyük müzisyenlerinden Macar besteci György Kurtag’ın; J.S. Bach’tan bir koral ve Bach’ın 23 yaşında yazdığı ‘Actus Tragicus Kantat’ı koral uvertürü seslendirilecek.
- 7 Mart - saat 20.00 - Süreyya Operası’nda.
BACH’TAN STRAVINSKI’YE
29 Mart’ta Fulya Sanat’ta verilecek ‘Bach’tan Stravinski’ye Tek Nefeste’ konserinde Tuluğ Tırpan (piyano), Ulrich Mertin (viyola), Nusret İspir (klarnet) ve Ellen Jewett (keman) sahneden olacak. Barok müzikten Mozart’a, romantik dönemden Mimaroğlu ve Stravinsky’ye kadar geniş bir repertuvar var konserde. Örneğin ilk sıradaki ‘Kegelstatt Trio’, ilk seslendirilişinde viyola partisini Mozart’ın çaldığı, oda müziği repertuvarının en dingin ve beğenilen eserlerinden. Ardından Günümüzün en verimli besteci ve piyanistlerinden Egberto Gismonti’nin ‘Frevo’ adlı solo piyano parçasının Tuluğ Tırpan tarafından yapılan düzenlemesi dinleyiciyi Brezilya’nın heyecanıyla baş başa bırakacak. Konser, Igor Stravinsky’nin ‘Bir Askerin Öyküsü’, Bach’ın Koral prelüd’ü ve Schumann’ın ‘Peri Masalları’yla devam edecek.
- 29 Mart - saat 20.00 - Fulya Sanat’ta.
BİLETLER 15-25 LİRA
7-29 Mart tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası ve Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat’ta yapılacak Opus Amadeus Oda Müziği Festivali’nin biletleri satışa çıktı. Biletix’teki fiyatlar 15-25 lira arasında değişiyor. Festivalle ilgili tüm bilgiler için: www.odamuzigifestivali.com